100
kimi zaman ironiler kralıdır, kimi zaman da analiz içerikli yazılar sahibidir.
yazılarının çoğunun uzun uzadıya paragraflar ile döşeli olmasının sebebi; kafalarda soru işareti bırakmamak ve anlatmak istediği şeylerin eksik yönlerini bulup kendilerini eleştirmek için yeterli donanıma sahip olamayanların, kendisini oradan vuramaması içindir. önce kendini sağlama alır yani.
tek cümle ile konuyu kapatamaz mı? pekala kapatır. ama bilir kendisi ''bir işi yapıyorsan, yapabileceğin en iyi şekilde yapmalısın'' felsefesini.
eğer bir yazı yazılıyorsa en hakiki düşünceler ile yazılmalıdır ona göre. kelimelerin değerini bilir, kelimelerin kifayeti kimi zaman tatmin etmeyebilir popülist kavramdan suyu çıkmış milletimizi, ya da yabancı, türkçeye sonradan eklenmiş bir kelime yoksa yazınızın içinde çok da entellektüel bulunamayabilirsiniz. bunu atlatmanın en kolay yolunu bulmuştur. kelimelerin değil cümlelerin kifayetini kullanır.
vurur, sonra bir kez daha, bir kez daha ve son bir kez daha.
okudukça eleştirdiği şeyi, kutuplarda başına norveçli ıstakası yiyen fok balıkları gibi görüverirsiniz.
kelimelerle öldürmeyi bilir çünkü, ya da onları birleştirip tek cümle ile sıkabilir kafaya kurşunu.
bazen tek bir kelime yeterken tarife, o cümleleri bağlayıp konu öbeklerinin ayaklarına, mahalle aralarında kuyruğuna teneke bağlanmış köpekler gibi koşturabilir bazen.
ne giydirirse üzerinde yafta kalabilir.
ama bize de böylesi gerek.
yoksa biz kimi kıskanacağız; ''belli bir tarafa, belli bir zümreye ait olmaktan bile korkmayıp eleştirebilme yetisi olan bir insan'' olmazsa çevremizde?
ya da biz kime hayran hayran bakacağız, tek kelimeyle konunun içinden çıkmaktansa, cümlelerini bol keseden harcayan biri olmazsa.
yazılarının çoğunun uzun uzadıya paragraflar ile döşeli olmasının sebebi; kafalarda soru işareti bırakmamak ve anlatmak istediği şeylerin eksik yönlerini bulup kendilerini eleştirmek için yeterli donanıma sahip olamayanların, kendisini oradan vuramaması içindir. önce kendini sağlama alır yani.
tek cümle ile konuyu kapatamaz mı? pekala kapatır. ama bilir kendisi ''bir işi yapıyorsan, yapabileceğin en iyi şekilde yapmalısın'' felsefesini.
eğer bir yazı yazılıyorsa en hakiki düşünceler ile yazılmalıdır ona göre. kelimelerin değerini bilir, kelimelerin kifayeti kimi zaman tatmin etmeyebilir popülist kavramdan suyu çıkmış milletimizi, ya da yabancı, türkçeye sonradan eklenmiş bir kelime yoksa yazınızın içinde çok da entellektüel bulunamayabilirsiniz. bunu atlatmanın en kolay yolunu bulmuştur. kelimelerin değil cümlelerin kifayetini kullanır.
vurur, sonra bir kez daha, bir kez daha ve son bir kez daha.
okudukça eleştirdiği şeyi, kutuplarda başına norveçli ıstakası yiyen fok balıkları gibi görüverirsiniz.
kelimelerle öldürmeyi bilir çünkü, ya da onları birleştirip tek cümle ile sıkabilir kafaya kurşunu.
bazen tek bir kelime yeterken tarife, o cümleleri bağlayıp konu öbeklerinin ayaklarına, mahalle aralarında kuyruğuna teneke bağlanmış köpekler gibi koşturabilir bazen.
ne giydirirse üzerinde yafta kalabilir.
ama bize de böylesi gerek.
yoksa biz kimi kıskanacağız; ''belli bir tarafa, belli bir zümreye ait olmaktan bile korkmayıp eleştirebilme yetisi olan bir insan'' olmazsa çevremizde?
ya da biz kime hayran hayran bakacağız, tek kelimeyle konunun içinden çıkmaktansa, cümlelerini bol keseden harcayan biri olmazsa.