60
şöyle bir baktığınız zaman ertuğrul erdoğan'ın galatasaray'da yaptıklarına...
açıkçası ne olağanüstü bir başarı söz konusu, ne de başarısızlık.
aldığı oyunculara bakıyoruz, genelde genç ve gelecek vadeden, gelişime açık oyuncular almış ki, bunu yapması doğruydu.
elinde büyük bir bütçe olmadığı için, gelişime açık oyuncularla belli bir oyun modeli üzerinde çalışarak başarı yaratmayı umdu diyebiliz.
ancak ne oluyor, diyelim ki aldığın genç oyuncu parlıyor, elinden kapıyorlar.
geçen sene nigel hayes, bu sene aaron harrison euroleague takımlarına gitti.
yani aslına bakarsanız bu model oyuncuları parlatmak ve seviye atlatmak için iyi ama, kulüp bu işten ne kısa vadede, ne de uzun vadede çok da bir fayda sağlamıyor.
biz gene geleceği parlak genç bir oyuncu alsak maalesef elimizde tutma şansımız yok patlama yaparsa.
tek koruma hamlemiz uzun vadeli kontrat yapıp, oyunculardan bonservis kazanmak olabilir.
onun için de belli bir vizyon ve yönetim anlayışı lazım.
yani demem o ki, ertuğrul erdoğan'ın şu ana kadar yaptığı seçimler uzun vadeli hedef koyacak bir takımda işe yarayacak gibi görünsede, bizim için başarı anlamında çok da realize değildi.
biz oyuncuların gelişimini sağladık ve gittiler.
soru şu...
ertuğrul erdoğan değil de, başkası olsaydı daha fazla ne verebilirdi galatasaray'a?.. mesela şampiyon yapabilir miydi?
cevap mümkün değil. yani iki sezon geçirip, ne ergin ataman'ın efes'ini, ne de obradovic'in fb'sini bu bütçelerle geçip şampiyon olmak imkansıza yakın.
o hâlde başka ne yapabilirdi?
türkiye kupası alabilir miydi?
alabilirdi ancak, o da hiçbir zaman favori olmayacağı bir alandı ve beklentilerden ne düşük, ne de fazla bir sonuç aldı.
geriye kalan eurocup'ta ise, bana göre biraz daha başarılı olabilirdi.
özelikle ilk yılında beklentilerin altında kaldı, ikinci yılında ise kritik maçları kaybetti.
yani e.e.'yi en çok eleştireceğimiz nokta, benzer bütçelere sahip eurocup takımlarına üstünlük kuramayışı olacaktır.
ertuğrul erdoğan'ı neden tercih ederim?
çünkü belli bir standardı var.
yani siz ona belli bir malzeme verdiğiniz zaman, elinizdeki malzemeden bir yemek yapıyor.
kimseyi aç bırakmıyor.
ama bu yemek hiç unutulmayacak bir yemek değil. sizi tok tutacak, yaşamsal ihtiyacınızı karşılayacak bir yemek.
yani garanticiyseniz ertuğrul erdoğan iyi koç.
en azından ne alacağınızı bilirsiniz.
takımınızın bütçesi 15 takım içinde beşinci sıradaysa, ertuğrul erdoğan o takımı dördüncü, beşinci veya altıncı yapar. bu iyi midir, kötü müdür baktığınız yere bağlı ancak, ortalama bir şeydir, bu kesin.
mesela ekstrem başarı kimindir?
karşıyaka'yı şampiyon yapan ufuk sarıca'nındır.
veya maccabi'yi şampiyon yapan david blatt'tir.
sezon iptal edilmeseydi ve efes şampiyon olsaydı ergin ataman'ınki de ekstrem başarı olacaktı.
çünkü genel beklentinin üzerinde olacaktı aldığı sonuç.
işte ertuğrul erdoğan galatasaray gibi baskının yüksek olduğu bir camiada bu sebepten tartışılıyor.
galatasaray son otuz yılda sadece bir kez şampiyon oldu ancak, kim olursa olsun hep şampiyon yapması isteniyor genel yaklaşım olarak.
bunun için de sihirbaz koç lazım ancak, onu bulmak da kolay değil.
koç açısından bakarsak, zalgiris'in teklifi varsa onun için bir fırsat olabilir. çünkü galatasaray ile mevcut şartlarda ulaşabileceği başarı belli. basketbol şampiyonlar ligi şampiyonu olabilir mi? olabilirse kalsın, hanesine avrupa kupası eklesin ancak, euroleague'de zalgiris gibi geleneği olan bir takımın baş koçluğunu yapmak da önemli bir satırdır kariyeri için.
kendisi bizden gitse istikrarlı bir koç kaybetmiş oluruz ancak, ona yakın seviyede bir koç bulabiliriz.
mesela daha önce isteyip getiremediğimiz saso filipovski'yi deneyebiliriz mesela...
ama, koç bir daha zalgiris gibi bir fırsat bulabilir mi bilmiyorum baş koçluk anlamında...
son olarak, kendisi galatasarayla devam ederse ben memnun olurum, standardı belli bir koç olduğu için. en azından ne vereceğini biliyoruz derim.
ancak giderse de kendisi için sevinirim.
euroleague'e bir baş koç göndermiş oluruz.
başarısıyla da mutlu olurum.
ne olursa olsun kendisini seviyorum ve bugüne kadar yaptıkları için teşekkür ediyorum.
kalırsa umarım avrupa'da daha iddialı bir takım oluruz.
benim kendisinden beklentim budur.
açıkçası ne olağanüstü bir başarı söz konusu, ne de başarısızlık.
aldığı oyunculara bakıyoruz, genelde genç ve gelecek vadeden, gelişime açık oyuncular almış ki, bunu yapması doğruydu.
elinde büyük bir bütçe olmadığı için, gelişime açık oyuncularla belli bir oyun modeli üzerinde çalışarak başarı yaratmayı umdu diyebiliz.
ancak ne oluyor, diyelim ki aldığın genç oyuncu parlıyor, elinden kapıyorlar.
geçen sene nigel hayes, bu sene aaron harrison euroleague takımlarına gitti.
yani aslına bakarsanız bu model oyuncuları parlatmak ve seviye atlatmak için iyi ama, kulüp bu işten ne kısa vadede, ne de uzun vadede çok da bir fayda sağlamıyor.
biz gene geleceği parlak genç bir oyuncu alsak maalesef elimizde tutma şansımız yok patlama yaparsa.
tek koruma hamlemiz uzun vadeli kontrat yapıp, oyunculardan bonservis kazanmak olabilir.
onun için de belli bir vizyon ve yönetim anlayışı lazım.
yani demem o ki, ertuğrul erdoğan'ın şu ana kadar yaptığı seçimler uzun vadeli hedef koyacak bir takımda işe yarayacak gibi görünsede, bizim için başarı anlamında çok da realize değildi.
biz oyuncuların gelişimini sağladık ve gittiler.
soru şu...
ertuğrul erdoğan değil de, başkası olsaydı daha fazla ne verebilirdi galatasaray'a?.. mesela şampiyon yapabilir miydi?
cevap mümkün değil. yani iki sezon geçirip, ne ergin ataman'ın efes'ini, ne de obradovic'in fb'sini bu bütçelerle geçip şampiyon olmak imkansıza yakın.
o hâlde başka ne yapabilirdi?
türkiye kupası alabilir miydi?
alabilirdi ancak, o da hiçbir zaman favori olmayacağı bir alandı ve beklentilerden ne düşük, ne de fazla bir sonuç aldı.
geriye kalan eurocup'ta ise, bana göre biraz daha başarılı olabilirdi.
özelikle ilk yılında beklentilerin altında kaldı, ikinci yılında ise kritik maçları kaybetti.
yani e.e.'yi en çok eleştireceğimiz nokta, benzer bütçelere sahip eurocup takımlarına üstünlük kuramayışı olacaktır.
ertuğrul erdoğan'ı neden tercih ederim?
çünkü belli bir standardı var.
yani siz ona belli bir malzeme verdiğiniz zaman, elinizdeki malzemeden bir yemek yapıyor.
kimseyi aç bırakmıyor.
ama bu yemek hiç unutulmayacak bir yemek değil. sizi tok tutacak, yaşamsal ihtiyacınızı karşılayacak bir yemek.
yani garanticiyseniz ertuğrul erdoğan iyi koç.
en azından ne alacağınızı bilirsiniz.
takımınızın bütçesi 15 takım içinde beşinci sıradaysa, ertuğrul erdoğan o takımı dördüncü, beşinci veya altıncı yapar. bu iyi midir, kötü müdür baktığınız yere bağlı ancak, ortalama bir şeydir, bu kesin.
mesela ekstrem başarı kimindir?
karşıyaka'yı şampiyon yapan ufuk sarıca'nındır.
veya maccabi'yi şampiyon yapan david blatt'tir.
sezon iptal edilmeseydi ve efes şampiyon olsaydı ergin ataman'ınki de ekstrem başarı olacaktı.
çünkü genel beklentinin üzerinde olacaktı aldığı sonuç.
işte ertuğrul erdoğan galatasaray gibi baskının yüksek olduğu bir camiada bu sebepten tartışılıyor.
galatasaray son otuz yılda sadece bir kez şampiyon oldu ancak, kim olursa olsun hep şampiyon yapması isteniyor genel yaklaşım olarak.
bunun için de sihirbaz koç lazım ancak, onu bulmak da kolay değil.
koç açısından bakarsak, zalgiris'in teklifi varsa onun için bir fırsat olabilir. çünkü galatasaray ile mevcut şartlarda ulaşabileceği başarı belli. basketbol şampiyonlar ligi şampiyonu olabilir mi? olabilirse kalsın, hanesine avrupa kupası eklesin ancak, euroleague'de zalgiris gibi geleneği olan bir takımın baş koçluğunu yapmak da önemli bir satırdır kariyeri için.
kendisi bizden gitse istikrarlı bir koç kaybetmiş oluruz ancak, ona yakın seviyede bir koç bulabiliriz.
mesela daha önce isteyip getiremediğimiz saso filipovski'yi deneyebiliriz mesela...
ama, koç bir daha zalgiris gibi bir fırsat bulabilir mi bilmiyorum baş koçluk anlamında...
son olarak, kendisi galatasarayla devam ederse ben memnun olurum, standardı belli bir koç olduğu için. en azından ne vereceğini biliyoruz derim.
ancak giderse de kendisi için sevinirim.
euroleague'e bir baş koç göndermiş oluruz.
başarısıyla da mutlu olurum.
ne olursa olsun kendisini seviyorum ve bugüne kadar yaptıkları için teşekkür ediyorum.
kalırsa umarım avrupa'da daha iddialı bir takım oluruz.
benim kendisinden beklentim budur.