• 122
    maddi durumu olmayan, istanbulda yaşamayan bir çok kişi için yapılabilir bir eylemdir. ben ilk galatasaray maçına 16-17 yaşlarında 120 km yol giderek, o zamanlar antalyada kış ara kampında antalya stadında bjk ile karşılaşması sonrasında gidebilmiştim. özel maçtı, penaltılara gitti bjk kazandı. üniversite hayatım maddi imkansızlıklar ile geçti, bozuk linklerden, milyonlarca pop-up arasından, hesap makinesi kalitesindeki bir görüntüden izlemeye çalıştım (derbiler hariç). maddi özgürlüğe kavuştum, bu seferde inanılmaz yoğun bir iş temposuna girdim. ömrümde toplamda 2 maça gittim, 1i özel maç demin bahsettim. diğeri de dursun özbek dönemi tudor öncesi sezondaki osmanlısporu içerde 2-0 yendiğimiz, 7bin kişinin izlemeye geldiği bir maçtı.

    gol sevinci nedeniyle tribünde hiç tanımadığım birine sarılamadım, avazım çıktığı kadar bağıramadım. mesafeler zamanlar ve paralar engel oldu. bizi takıma bağlı tutan en büyük olgu ise sokaklar ve okullardı. sabahlara kadar futbol konuşurduk yorum izlerdik. yani bu derece hararetli bağımlılığımız ve düşüncelerimiz olmasaydı gayet de bir yabancı takıma sempati duyabilirdim. artık arsalarda futbol bitti, sokakların hepsi asfalt oldu, gol atınca adını bağıracağın futbolcular kalmadı. bu tarz şeyler sokaktan başlar derinden başlar ki içine işleyebilsin. bir nevi devrimler gibidir. önceden futbolla alakası olmayan birisi bile çevreden dışlanmamak, muhabbete dahil olaiblmek için bir takıma destek oluyordu. şimdi her gencin cebinde kendi dünyası kendi ilgi alanı var ki bu da bu tarz bağlılıkların önüne geçmekte, artık futbol sevgisinin gelebileceği tek yer babalar olarak kalmakta. hal böyle olunca da çocukların real madrid, liverpool, bayern münih gibi başarı odaklı takımları desteklemesi gayet normal. çünkü popülerler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın