24305
pandemi nedeniyle mart ayının ortasından mayıs ortalarına kadar verilen ara, sonrasında oyunculara yapılan yüklemelerin olasılığı yüksek sakatlıklar nedeniyle sınırlı olması ve psikolojik gerilim nedeniyle ligin geriye kalan 8 haftasında* şampiyonluk yolundaki rakiplerinden avantajlı gördüğüm takımımız.
öncelikle "we have fatih terim, they don't" galatasaray'lı olmakla alakası yok, kriz süreçlerinde böyle bir lidere sahip olmak çok büyük avantaj. rakiplerimizden okan buruk ne kadar yıldızı parlayan, gelişmekte olan, yaptığı işi farkındalığıyla yapan bir isim olsa da bu liderlik nosyonundan uzak. hüseyin çimşir'i saymıyorum bile; daha önce hiç böyle bir yarış yaşamadı. sivasspor'u mevcut sakatlıkları ve ne kadar olursa olsun transfere konu olan oyuncuların konsantrasyon problemleri nedeniyle yarışta saymıyorum.
normal sezonlarda ligin açılış maçlarında yaşı büyük oyuncuların ve brezilyalıların kilo ve form tutma konusunda sıkıntı yaşadığı malum. keza bizim takımda da bu sorunun yaşayan marcao zaten ilk elenen isim oldu.
galatasaray'da kaleci hariç ilk 11'e yazacağımız isimlere baktığımızda mariano, donk ve falcao 30+ falcao'nun antreman performansının yüksek olması ve fit gelmesi çok büyük avantaj.
başakşehir'de irfan can kahveci, danijel aleksić, edin višća, enzo crivelli dışındaki tüm isimler 30+ hatta ideal savunma dörtlüsü ve önündeki mahmut hepsi 30++ oyuncular.
trabzonspor bu konuda daha avantajlı gibi ama orada da joão pereira, josé sosa ve anthony nwakaeme gibi çok kilit isimler 30+
şampiyonluk havasına girdiği anda yönetim-futbolcu-taraftar kenetlenmesi yaşayan galatasaray için seyircisiz maçlar en önemli kayıp. ancak anlatıcı benlikteki doruk-son kuralı gereği* avantajın en büyüğü tabi ki bizde.
ilk yazdığıma finalde dönecek olursam hiç yaşamadığımız bu tarz bir krizde gemiyi limana yanaştıracak en makul isimle, fatih terim'le olmamız en büyük güvencem. hocanın olayı zaten güle oynaya başarı elde etmek değil. sıtmalar yaşatıp, zorluklar yaşayıp öyle başarıya yürüyor. her şeyin normal olduğu ortamda bile göreceli avantajlı iken böyle bir kriz ortamında bu avantaj katlanıp gidiyor bence.
hülasa hep mayıs ayında bayrak asacak değiliz ya, biraz da temmuzda dalgalansın bayraklar.
öncelikle "we have fatih terim, they don't" galatasaray'lı olmakla alakası yok, kriz süreçlerinde böyle bir lidere sahip olmak çok büyük avantaj. rakiplerimizden okan buruk ne kadar yıldızı parlayan, gelişmekte olan, yaptığı işi farkındalığıyla yapan bir isim olsa da bu liderlik nosyonundan uzak. hüseyin çimşir'i saymıyorum bile; daha önce hiç böyle bir yarış yaşamadı. sivasspor'u mevcut sakatlıkları ve ne kadar olursa olsun transfere konu olan oyuncuların konsantrasyon problemleri nedeniyle yarışta saymıyorum.
normal sezonlarda ligin açılış maçlarında yaşı büyük oyuncuların ve brezilyalıların kilo ve form tutma konusunda sıkıntı yaşadığı malum. keza bizim takımda da bu sorunun yaşayan marcao zaten ilk elenen isim oldu.
galatasaray'da kaleci hariç ilk 11'e yazacağımız isimlere baktığımızda mariano, donk ve falcao 30+ falcao'nun antreman performansının yüksek olması ve fit gelmesi çok büyük avantaj.
başakşehir'de irfan can kahveci, danijel aleksić, edin višća, enzo crivelli dışındaki tüm isimler 30+ hatta ideal savunma dörtlüsü ve önündeki mahmut hepsi 30++ oyuncular.
trabzonspor bu konuda daha avantajlı gibi ama orada da joão pereira, josé sosa ve anthony nwakaeme gibi çok kilit isimler 30+
şampiyonluk havasına girdiği anda yönetim-futbolcu-taraftar kenetlenmesi yaşayan galatasaray için seyircisiz maçlar en önemli kayıp. ancak anlatıcı benlikteki doruk-son kuralı gereği* avantajın en büyüğü tabi ki bizde.
ilk yazdığıma finalde dönecek olursam hiç yaşamadığımız bu tarz bir krizde gemiyi limana yanaştıracak en makul isimle, fatih terim'le olmamız en büyük güvencem. hocanın olayı zaten güle oynaya başarı elde etmek değil. sıtmalar yaşatıp, zorluklar yaşayıp öyle başarıya yürüyor. her şeyin normal olduğu ortamda bile göreceli avantajlı iken böyle bir kriz ortamında bu avantaj katlanıp gidiyor bence.
hülasa hep mayıs ayında bayrak asacak değiliz ya, biraz da temmuzda dalgalansın bayraklar.