1403
geçtiğimiz 23 nisan ulusal egemenlik bayramının çok renkli geçmesinden ürken ve kendisine saldıran bir grup vatan haini sebebiyle beni düşünmeye sevk eden mavi gözlü, ulusal mücadelemizin komutanı, demokrasimizin ve cumhuriyetimizin kurucusu, bizleri g.tü boklu bir sarıklının tebası olmaktan kurtarıp düşenen, araştırabilen, hayatın gerçeklerinin farkında bir dünya vatandaşı olmamız sağlayan asker, siyasetçi, devrimci.
şu an tevellüt itibariyle 30 yaşındayım. gazi paşam 30 yaşında muhtemelen trablusgarp'ta olmayan bir orduyu var etti, olmayan silahı buldu ve italyanlara karşı osmanlı'nın son demlerinde çok güzel kaybetti. sonra balkan savaşlarına katıldı, sonra 1. dünya savaşı, sonra kurtuluş savaşı. 1909'dan-1922'ye kadar 13 yıl arada 2-3 aylık küçük aralar sayılmaksızın bir fiil savaştı. şimdi ise "bedelli askerlik gelsin" diye ağlaşan tipler gelmiş askerliğine laf ediyor. sonra da bizi neden sürekli eziyorsunuz oluyor bunun adı :). askerliğini ordu seviyesinde bir birlikte yapanlar iyi bilir, orgeneral rütbesi hayal gibidir. olduğuna dair söylentiler vardır, sağda solda karşılaşıldığında insanda hayal etkisi yaratır. acaba gördüğüm gerçek miydi dedirtir. kendisi onun bir üstü olan mareşal rütbesiyle savaşa katılmış, ordusunu cephe karargahından yönetmiş az sayıda mareşalden birisidir. ordusuyla aynı cephe hattında savaşmış tam bir başkomutandır. şimdi kendisine başkomutan diyenler gibi en ufak sıkıntıda sarayına kapanıp, korumalarının ardına saklanmaz :).
velhasıl kelam, bugün iyi kötü bir "birey" isek; eksikleri, gedikleri çoğalsada bir ülkemiz varsa bunu gazi paşam ve kahraman silah arkadaşlarına borçluyuz. ulusal kurtuluşumuzu kutlarken, ulusal kahramanlarımızı da analım. biz, onun bunun değil, bu vatanın evlatları olarak onlara çok şey borçluyuz. hepsinden allah razı olsun. mezarlarında rahat uyusunlar.
şu an tevellüt itibariyle 30 yaşındayım. gazi paşam 30 yaşında muhtemelen trablusgarp'ta olmayan bir orduyu var etti, olmayan silahı buldu ve italyanlara karşı osmanlı'nın son demlerinde çok güzel kaybetti. sonra balkan savaşlarına katıldı, sonra 1. dünya savaşı, sonra kurtuluş savaşı. 1909'dan-1922'ye kadar 13 yıl arada 2-3 aylık küçük aralar sayılmaksızın bir fiil savaştı. şimdi ise "bedelli askerlik gelsin" diye ağlaşan tipler gelmiş askerliğine laf ediyor. sonra da bizi neden sürekli eziyorsunuz oluyor bunun adı :). askerliğini ordu seviyesinde bir birlikte yapanlar iyi bilir, orgeneral rütbesi hayal gibidir. olduğuna dair söylentiler vardır, sağda solda karşılaşıldığında insanda hayal etkisi yaratır. acaba gördüğüm gerçek miydi dedirtir. kendisi onun bir üstü olan mareşal rütbesiyle savaşa katılmış, ordusunu cephe karargahından yönetmiş az sayıda mareşalden birisidir. ordusuyla aynı cephe hattında savaşmış tam bir başkomutandır. şimdi kendisine başkomutan diyenler gibi en ufak sıkıntıda sarayına kapanıp, korumalarının ardına saklanmaz :).
velhasıl kelam, bugün iyi kötü bir "birey" isek; eksikleri, gedikleri çoğalsada bir ülkemiz varsa bunu gazi paşam ve kahraman silah arkadaşlarına borçluyuz. ulusal kurtuluşumuzu kutlarken, ulusal kahramanlarımızı da analım. biz, onun bunun değil, bu vatanın evlatları olarak onlara çok şey borçluyuz. hepsinden allah razı olsun. mezarlarında rahat uyusunlar.