6
atina’nın kuzeyinde bulunan bir yunan şehri.
yıl, milattan önce 490...
güneşin her sabah doğduğu yönden, günlerce süren yolu tepiyor pers kralı ve adamları. sırasıyla anadolu’yu ve ege’yi aşıyorlar. bu zorlu yoldaki amaçları ise atina ve sparta gibi önemli yunan şehir devletlerine boyun eğdirmek. bu mücadele, perslerin yunanistan’ı işgal etmek için defalarca deneyecekleri seferlerin ilki olacak ve hatta bir sonraki savaşları ise 300 spartalı filmine ilham kaynağı olacaktır.
ege’nin pers gemileri ile dolup taştığını duyuyor atinalılar. halk ise dehşet içinde tanrılarına dua ediyor. zeus, poseidon, ares, perseus, herakles isimleri yankılanıyor dört bir yanda...
antik helen kültürünün mimarî, edebî, felsefî, bilimsel ya da astronomi alanındaki yüzyıllık birikimleri ve en önemlisi yaşadıkları toprakları ilk kez bu kadar büyük bir tehlike altında. büyük iskender gibi; perslere boyun eğdirecek bir kralın doğmasına ise hâlâ 100 yıldan fazla bir zaman var.
işte böyle bir dönemde, perslerin maraton şehri kıyılarına çıkmak üzere oldukları haberi ile birlikte atina orduları maraton’a doğru yola çıkıyor ve ünlü pers - yunan savaşlarının ilki yaşanıyor.
sayıca üstün ancak hantal ve ağır olan pers ordusuna karşı hafif piyadelerini ve falanks sistemi gibi çeşitli savaş tekniklerini kullanan atinalılar bu zorlu savaş sırasında oldukça kayıplar veriyorlar. ancak atina ordularının günlerce süren ölümcül savunmasına daha fazla cevap veremeyen persler geri çekilmek durumunda kalıyor.
maraton ovasında, büyük bir zafer kazanan atina kralı, şehre bir haber gönderme kararı alıyor. bütün insanlar bir an önce duysun, evlatları bu zor savaşı kazandı ve tehlike bitti, artık korkuya yer yok...
hava kararmadan önce herkese müjdeyi vermek için koşa koşa yola çıkıyor bir haberci... maraton’dan atina’ya kadar büyük bir heyecanla koşuyor.
az bir yol da değil ki, tamı tamına 42 kilometre ve 195 metreyi koşuyor ve atina’ya ulaştığında yüzündeki gülümseme ile “kazandık” haykırışı onun son sözleri oluyor ve orada yere yığılıp ölüyor.
işte bu zaferi kutlamak için her yıl maraton’dan atina’ya koşular yaparmış atinanılar, ölen habercinin koştuğu o tam 42km ve 195 metrelik yolu en önde bitirene hediyeler verilirmiş.
bu hikaye ile başlamış, bugün dünyanın her yerinde koşulan maratonlar. adını işte bu savaşın meydanından, uzunluğunu ise savaşın kazanıldığını müjdeleyen habercinin yere yığılıp kaldığı 42 kilometre ve 195’inci metreden almış.
yıl, milattan önce 490...
güneşin her sabah doğduğu yönden, günlerce süren yolu tepiyor pers kralı ve adamları. sırasıyla anadolu’yu ve ege’yi aşıyorlar. bu zorlu yoldaki amaçları ise atina ve sparta gibi önemli yunan şehir devletlerine boyun eğdirmek. bu mücadele, perslerin yunanistan’ı işgal etmek için defalarca deneyecekleri seferlerin ilki olacak ve hatta bir sonraki savaşları ise 300 spartalı filmine ilham kaynağı olacaktır.
ege’nin pers gemileri ile dolup taştığını duyuyor atinalılar. halk ise dehşet içinde tanrılarına dua ediyor. zeus, poseidon, ares, perseus, herakles isimleri yankılanıyor dört bir yanda...
antik helen kültürünün mimarî, edebî, felsefî, bilimsel ya da astronomi alanındaki yüzyıllık birikimleri ve en önemlisi yaşadıkları toprakları ilk kez bu kadar büyük bir tehlike altında. büyük iskender gibi; perslere boyun eğdirecek bir kralın doğmasına ise hâlâ 100 yıldan fazla bir zaman var.
işte böyle bir dönemde, perslerin maraton şehri kıyılarına çıkmak üzere oldukları haberi ile birlikte atina orduları maraton’a doğru yola çıkıyor ve ünlü pers - yunan savaşlarının ilki yaşanıyor.
sayıca üstün ancak hantal ve ağır olan pers ordusuna karşı hafif piyadelerini ve falanks sistemi gibi çeşitli savaş tekniklerini kullanan atinalılar bu zorlu savaş sırasında oldukça kayıplar veriyorlar. ancak atina ordularının günlerce süren ölümcül savunmasına daha fazla cevap veremeyen persler geri çekilmek durumunda kalıyor.
maraton ovasında, büyük bir zafer kazanan atina kralı, şehre bir haber gönderme kararı alıyor. bütün insanlar bir an önce duysun, evlatları bu zor savaşı kazandı ve tehlike bitti, artık korkuya yer yok...
hava kararmadan önce herkese müjdeyi vermek için koşa koşa yola çıkıyor bir haberci... maraton’dan atina’ya kadar büyük bir heyecanla koşuyor.
az bir yol da değil ki, tamı tamına 42 kilometre ve 195 metreyi koşuyor ve atina’ya ulaştığında yüzündeki gülümseme ile “kazandık” haykırışı onun son sözleri oluyor ve orada yere yığılıp ölüyor.
işte bu zaferi kutlamak için her yıl maraton’dan atina’ya koşular yaparmış atinanılar, ölen habercinin koştuğu o tam 42km ve 195 metrelik yolu en önde bitirene hediyeler verilirmiş.
bu hikaye ile başlamış, bugün dünyanın her yerinde koşulan maratonlar. adını işte bu savaşın meydanından, uzunluğunu ise savaşın kazanıldığını müjdeleyen habercinin yere yığılıp kaldığı 42 kilometre ve 195’inci metreden almış.