162
hala onu düşünmek çok zor sözlük. uzun zamandır görüşmediğim arkadaşlarımla görüşüp kafa dağıtmaya çalışıyordum bir süredir. onu görmediğim müddetçe de çok başarılı devam ediyordu bu süreç. bugün aptal bir pakistanlı iş arkadaşımı yaşadığım muhite getirdim. bir mekana girdik ve o da oradaydı. yaşça benden 7-8 yaş büyük olduğu için abilik triplerine girip kızla konuşmaya çalıştı. defalarca engellemeye çalışsam da gitti. benim için onu düşünmemek çok zor, o karşımdayken onu düşünmemek ise imkansız. gidelim dedi, hayır burada kalacağım dedim. konuş dedi, hayır konuşmayacağım dedim. kalbim bütün geceyi onla geçirmek istiyor, geçirebileceğinin de farkında. beynimse dönüşü olmayan bir hata yapıldı ve bundan sonrasında da sizden bir bok olmaz diyor. ama ben aptal bir adam değilim, çoğu zaman duygularımı seçerken bu sefer beynimi seçtim. dedim ya abilik triplerinde yavşak. 3 defa, 4 defa onların masasına konuşmaya gitti. her gittiğinde yerin dibine girdim, her gittiğinde keşke onun yerinde ben olsam dedim. kendi içimde kurmaya çalıştığım o dengeyi, o yalan krallığını yerle bir etti bu hisler. geri dönecek yüzüm olmasın diye tüm yolları kapamak için yapılmaması gereken yanlışları yapan, hiçbir zaman pişmanlık hissetmeyen ben, o zaman pişmanlığı iliklerimde hissettim. bütün dengem alt üst oldu. bu yavşağın son gidişinden sonra geri dönünce hiçbir şey demedim ve masadan kalktım. şu an bu dangalak kanepede uyuyor ve bildiğim bütün küfürleri ediyorum. sadece ona değil kendime de. bu bataktan çıkmak için kurmaya çalıştığım her şey bir pamuk ipliğine bağlıymış meğer. en hafif rüzgarda devrileceği belliymiş. velhasılkelam son kısmı kendime yazıyorum. sevgili mizuhara bu entry'i silmezsen ve okursan sadece şunu hatırla. affedemeyeceğin şeyler yaşandı ve sonunda neler olacağını biliyorsun.
4.30 gibi entry'i yazmışım fakat sızıp yollayamamışım, şimdi yanımda bu dangalakla işe giderken yollayabiliyorum.
4.30 gibi entry'i yazmışım fakat sızıp yollayamamışım, şimdi yanımda bu dangalakla işe giderken yollayabiliyorum.