• 23971
    son dönemde kulübün başkanı ve futbol takımının teknik patronu arasındaki fikir ayrılığı muhabbetinin neden bu kadar abartıldığını anlayamadığım, kulübümün futbol takımı. aslında anlamıyor değilim, sadece anlamazlıktan gelmek istiyorum.

    bir kere insan tabiatı gereğidir, bu. insanın fikirleri olur. ama nitelikli ama niteliksiz. insan düşünen bir varlıksa, fikri olur. ha nefes alıyorum, bana yetip gidiyor, deniyorsa orasını bilemem. şu memleket ortamında çok da göz ardı edilebilecek bir fikir değil açıkçası.

    galatasaray nezdinde mevzunun patlak verdiği nokta, arda turan. hem hocamızın hem de başkanımız dediği üzere bu konu üzerinde bir fikir ayrılığı yaşanmış. tıpkı eleştiri gibi, fikir ayrılığı da kötü bir şey değildir. fikir ayrılığını kötü bir şeymiş gibi lanse etmek, itaat kültürünün hakimiyet sahasının genişliğinden kaynaklanıyor sanırım. zaten anlamak istemediğim nokta da burası.

    fikir ayrılığının olmadığı yerde, yani herkesin aynı fikirde olduğu yerde, ilerleme bir süre devam etse de, nihayetinde durma noktasına gelir. her zaman bir kişinin dediğini yapmak, o kişiyi otoriterleştirmek nicelik olarak da nitelik olarak da fikir sayısını düşürür. bu kaçınılmazdır.

    hangi konuya bakarsanız bakın. isterseniz tarihe, tarihte herhangi bir devlete, bilime, siyasete, sanata, edebiyata... vesaire vesaire... nereye bakarsanız bakın. fikir ayrılıklarının ilerlemeyi sağladığını görürsünüz. zaten bu yüzden ben şahsen, fatih terim'in yanına, onun fikirleriyle çatışacak bir ve hatta birkaç antrenör görmek istiyorum. çünkü eğer bir yerde fikir çatışması varsa, orada karşı tarafa fikri kabul ettirme çabası olur. savunulan fikrin üzerinde daha çok durulur, karşı fikir araştırılır. böylece kişi kendini geliştirirken, fikri de anbean üzerinde çalışılarak mükemmele yakınsar.

    pekala otoriter ortamlardan bahsetmiyorum. "o iş öyle olmaz, benim dediğim gibi olur," havasının estiği yerlerde bir cacık olmaz. cacık sarımsaklı mı yoksa sarımsaksız mı olur? menemen soğanlı mı olur, soğansız mı? turşu sirke ile mi olur, limon ile mi? siz hangisinin daha iyi olacağını düşünürken, farklı bir fikri ortaya bile çıkarabilirsiniz. yoksa en baştan kabullendiğinizde, böyle bir ihtimal ortada bile olmaz.

    mesela anarşizmin sürgününü ve enternasyonal tarihini düşünün. olumsuz bir örnek olarak önümüzdedir. diyebilirsiniz ki ortak noktada birleşen fikirlerle daha çabuk, daha hızlı varacağı yere vardırır. atalarımız bu hızla yapılan eylemler için o kadar lafı boşuna etmemiş. sosyalizm de çok çabuk yol almıştı. yine gazi mustafa kemal ile türkiye cumhuriyeti'nin ilk yıllarını hatırlayın. süratle hareketten sonra, gazi, fikrin çoğullaşması ve hatta ayrılması gerektiğini en otoriter olduğu zamanlarda bile savunuyordu.

    neyse. yine bir es koyalım. tıpkı eleştiri gibi, fikir ayrılıklarının da bir eşiği vardır. zaten eşik atlandığında eleştiri yergi veya güzelleme olurken, fikir ayrılığı da yol ayrılığı olur.

    umarım anlatmak istediğimi anlatabilmişimdir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın