5867
2 şubat 2020 galatasaray fenerbahçe voleybol maçı'nda salondaki ultraslan bebeleri 3.setten öyle şeyler yaşattın ki diye mırıldanmaya başladı. bunu içlerinde 5-6 sene maçlara, deplasmanlara gitmiş, koreografiler için sabahlamış biri olarak söylüyorum, bu camianın en büyük kanseri bunlar.
2014'te passolig geldiği gibi ben yurtdışına eğitime gitmiştim, geri dönünce geriye pek de bir şey kalmamış, bu aptal sürüsü (kusura bakmayın, aptala aptal, pilota hoşçakal denir) nereye yanlayacağını iyi bulmuş. tarafını yediklerim, 3 sene galatasaray taraftarının yüzü ayağına yatıp en az iki senesinde dursun özbek istifa diye bağıramadı.
dediğim anlaşılıyor mu? camianın diğer bir kanayan yarası lisenin karşısında olsalar, belki bunlara katlanılır, ama bunlar yanar döner. rezilsiniz, allah sizin belanızı versin, siz nereniz ultras lan?
kurdukları düzen ise ayrı bir saçmalık. maçlara son gittiğim, yani passoligsiz son sene, kuzey kale arkasında herkes reisliğe soyundu. nesiniz oğlum siz? ben sizle aynı takımı tutamam lan, sana sarılamam yavşak, git ötede düzgün dur. ben buraya ait değilim amk, e ben sosyal medyacı şımarık tayfaya da ait değilim? e ben televizyon başına hiç ait değilim?
bu ülkenin bazı sorunları var, bunlardan bir tanesi aşağılık kompleksi. hayatında herhangi bir baltaya sap olamayan (ya da olmayan) tipler, kuzey kale arkasında. bir de bunlar ultraslan lise diye bir oluşum yetiştiriyorlar, bir gencin beyninin yıkanmasına, hayatla ilgili görüşünün oluşmasına en büyük katkıyı yapan lise ve üniversite yıllarının ultraslan denen zibidi oluşumun lise ayağında harcanması, fetö'den daha beter.
tüm bunlar bir yana, ultraslan uni'deki tek tük güzel insanları sevgiyle anıyorum, şu anki durumlarını bilmesem de, yıllarca passolig'e direnen anadolu yakası oluşumuna duruşları ve gururları için saygı duyuyorum. azıcık ciğeri olan yegane iki oluşum bunlar benim gözümde.
bir yere bağlamak gerekirse; iş hayatından sanata, spordan siyasete, toplu ulaşımdan eğlence hayatına, kendini akıllı zanneden (ve kusura bakmayın, bunu yediren) aptal insanların hayatımızı mahvetmesine izin veriyoruz, bu yüzden orta kesim kaçıyor, 20 sene sonra geri dönebilirler, ama hayatlarının en verimli çağlarını isveç'te, norveç'te, almanya'da, abd'de, çin'de hatta polonya gibi kalbürüstü ülkelerde geçirip emekli olduktan sonra pek bir anlamı olmayacak. o 20 sene kayıp sene işte, yine diyeceğiz ki biz niye geri kaldık, hemen açıklayayım:
bana göre, toplum 3 kesimden oluşur; yüksek gelirli ve etkili kişilerin bulunduğu "kaymak" tabaka, en alttaki eskiden köylü-köle, bugün asgari ücretli denilen dar gelirli kesim, ve ortada kafasını kullanarak katma değer yaratan, yatırım yapmak dışındaki bütün işler elinden gelen orta kesim. bu kesimlerin her biri yeteri kadar kazanca sahip olmadığında bu sistem malesef işlemeyecek. ve bunu artık farkedemeyip, buna isyan edilmemesi beni çileden çıkartıyor.
münferit taraftar gibisi yok.
2014'te passolig geldiği gibi ben yurtdışına eğitime gitmiştim, geri dönünce geriye pek de bir şey kalmamış, bu aptal sürüsü (kusura bakmayın, aptala aptal, pilota hoşçakal denir) nereye yanlayacağını iyi bulmuş. tarafını yediklerim, 3 sene galatasaray taraftarının yüzü ayağına yatıp en az iki senesinde dursun özbek istifa diye bağıramadı.
dediğim anlaşılıyor mu? camianın diğer bir kanayan yarası lisenin karşısında olsalar, belki bunlara katlanılır, ama bunlar yanar döner. rezilsiniz, allah sizin belanızı versin, siz nereniz ultras lan?
kurdukları düzen ise ayrı bir saçmalık. maçlara son gittiğim, yani passoligsiz son sene, kuzey kale arkasında herkes reisliğe soyundu. nesiniz oğlum siz? ben sizle aynı takımı tutamam lan, sana sarılamam yavşak, git ötede düzgün dur. ben buraya ait değilim amk, e ben sosyal medyacı şımarık tayfaya da ait değilim? e ben televizyon başına hiç ait değilim?
bu ülkenin bazı sorunları var, bunlardan bir tanesi aşağılık kompleksi. hayatında herhangi bir baltaya sap olamayan (ya da olmayan) tipler, kuzey kale arkasında. bir de bunlar ultraslan lise diye bir oluşum yetiştiriyorlar, bir gencin beyninin yıkanmasına, hayatla ilgili görüşünün oluşmasına en büyük katkıyı yapan lise ve üniversite yıllarının ultraslan denen zibidi oluşumun lise ayağında harcanması, fetö'den daha beter.
tüm bunlar bir yana, ultraslan uni'deki tek tük güzel insanları sevgiyle anıyorum, şu anki durumlarını bilmesem de, yıllarca passolig'e direnen anadolu yakası oluşumuna duruşları ve gururları için saygı duyuyorum. azıcık ciğeri olan yegane iki oluşum bunlar benim gözümde.
bir yere bağlamak gerekirse; iş hayatından sanata, spordan siyasete, toplu ulaşımdan eğlence hayatına, kendini akıllı zanneden (ve kusura bakmayın, bunu yediren) aptal insanların hayatımızı mahvetmesine izin veriyoruz, bu yüzden orta kesim kaçıyor, 20 sene sonra geri dönebilirler, ama hayatlarının en verimli çağlarını isveç'te, norveç'te, almanya'da, abd'de, çin'de hatta polonya gibi kalbürüstü ülkelerde geçirip emekli olduktan sonra pek bir anlamı olmayacak. o 20 sene kayıp sene işte, yine diyeceğiz ki biz niye geri kaldık, hemen açıklayayım:
bana göre, toplum 3 kesimden oluşur; yüksek gelirli ve etkili kişilerin bulunduğu "kaymak" tabaka, en alttaki eskiden köylü-köle, bugün asgari ücretli denilen dar gelirli kesim, ve ortada kafasını kullanarak katma değer yaratan, yatırım yapmak dışındaki bütün işler elinden gelen orta kesim. bu kesimlerin her biri yeteri kadar kazanca sahip olmadığında bu sistem malesef işlemeyecek. ve bunu artık farkedemeyip, buna isyan edilmemesi beni çileden çıkartıyor.
münferit taraftar gibisi yok.