resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:Panathinaikos
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 24107
    dün bu entryi yazmıştım hoca hakkında 1996-2019 mayısı arasındaki düşüncelerim için: (bkz: #2854778)

    evet hoca için bu sezon düşündüklerimi de yazdım. belki okur, belki duyar.
    hocam seni seviyorum ama maalesef bu sezon için eleştirmemiz lazım.

    fatih hocayı ne kadar sevdiğimi, yazılarımı, sosyal medya hesaplarımı takip edenler gayet iyi bilirler. yalnız onu bu kadar sevmek, eleştirmemeyi getirmiyor. en nihayetinde galatasaraylıyız ve galatasarayın menfaatlerini emsallerinden üstün tutarız.

    kadro yapısı ve transferler

    2017 aralığında 4. kez geldiği teknik direktörlük pozisyonunda ilk 1.5 senesinde 2 şampiyonluk elde etti hoca. bunu yaparken de kadronun temel taşları önceden transfer edilmiş, yüklü sözleşmelere sahip oyuncular idi. ekonomik sıkıntılar ve ffp krizinden ötürü hoca da oyunu onlarla oynarken, hepsinin maksimum verim alabilme yoluna gitti.

    kadroya yaptığı nokta atışlar isabetli oldu. nagatomo ve onyekuru. bu iki oyuncu da oyunu tempolu oynamayı seven oyuncu tipi. rakip sahada başlayan presi tüm sahada devam ettirebilecek oyuncular.

    2 şampiyonlukta da kanat oyuncularının büyük katkıları dikkat çekti. özellikle 18-19 sezonu şampiyonluğunda pek hakkı verilmese de diagne ve allahın sevdiği kulu feghouli en çok katkı veren 2 oyuncu gibi gözükse de bence onyekuru ikisinin arasında idi.

    evet, takım yine kanatlardan hızlıca sarkan, rakip sahada basan, gerektiğinde sahada kaos yaratıp bundan faydalanabilecek mental yapıda oyunculardan kuruluydu ve bir şekilde hep kazandılar.

    fatih terim bildiğimiz fatih terimdi. bu sefer daha kalıcı olabilmek adına başkanla da iyi iletişim kuruyor, sürekli ortak hedeflerden bahsediyordu.

    2019 yazı.

    çok zor bir geri dönüşten sonra 8 puanlık fark kapanmış, şampiyon olunmuş ve yaz kampı başlıyordu. kamp öyle böyle geçti. kamp boyunca takıma seri, lemina ve nzonzi gibi merkez orta sahalar, babel gibi bir kanat oyuncusu geldi. forvete ise kolombiya karteli falcao.

    hoca kanatlardan yaldır yaldır giden takımı pas oyununa çevirmeye çalıştı. olmadı. olmadıkça denedi. bu denemelerde takım ritim bulamadı. linnes yabancı sınırından ötürü kadroda tutulmazken taraftarların uçak biletini alıp göndermek istedikleri mariano çoğu maçta rakip kanatları en yakın yerden izledi.

    kaybedilen puanlardan sonra genç futbolcuların oynatılacağını vurguladı, emin bayram’ın türkiye kupasındaki tuzlaspor maçı dışında gençler pek de şans bulamadı. en azından taylan’ı istedi taraftar, o bile bir lütuf gibi haftalar sonra oldu.

    kadrolar sosyal medyada maçlardan önce paylaşıldığında, herkes her hafta homurdandı. çünkü bir önceki hafta iyi oynadığı düşünülen isimler kesilirken her hafta belhanda ve mariano bir şekilde forma giyiyordu.

    babel konusu. babel “ben neden burdayım ki?” futbolu oynarken, hoca inatla kadroda tuttu çünkü ona büyük bir transfer kaynağı harcattı. bu transferin başarısız olmasını istemiyordu. 32 yaşında birisine bu kadar yüksek kontrat verilirse, işte olacağı buydu.

    bazı arkadaşlar son şanslarını iyi değerlendiremedi dedi, hiçbir yaptırım göremedik. taraftarla tartışan hatta küfür eden belhanda haftalarca rezalet performans gösterirken, hoca tarafından daima övüldü ve kadroda tutuldu.
    ve bu sefer söylentiler başladı. 2019-2020 sezonunun ilk devresinde bu takım hiçbir derbi ya da şampiyonlar ligi maçını kazanamadı.

    bu süreçte transferler hakkında istediğim oyuncular gelmiyor gibi açıklama geldi hocadan. bir iki defa başkanla sürtüşmesi yansıdı medyaya.

    teknik direktörlüğün bir tık üstü, başkanlığın bir tık altı

    sahadaki başarısızlık esnasında ligin tepesindeki takımlar da süpersonik futbol oynamasalar da, bizim üstümüzdeydi. bu takımlardan birinin ahlak dışı bir görüşmesini “zorlu” kelimesi ile ilişkilendirerek twitterda paylaştı. burada şunu düşünüyorum. önce kendi işimizi doğru yapalım, hak edelim, eğer hak ettiğimizi alamıyorsak o zaman çıkışalım. bu açıklamaları kulüp başkanı, yönetim kurulu, basın sözcüsü yapsa daha şık olurdu ama hoca, galatasaraylı fatih terim olmanın getirdiği bir sorumluluk duygusuyla bir çıkışta bulundu.
    evet, medyada fatih hoca hakkımızı yerde koymuyor ama büyük maçların hepsinde takım boynu bükük ayrılıyor. hepsinde yenilmedik diyebilirsiniz ancak beraberlikler de tatmin etmez, mesela brugge karşısında son dakika yenilen goldeki gibi.

    geldik zurnanın zırt dediği yere.

    arda turan transferi

    hoca inceden rengini belli etti, yönetim veto etti. hoca bir daha belli etti, yönetim yine veto etti ve bu sefer her iki taraf imalı şekilde basına açıklamalarda bulundu. hocam, arda gerçekten bu takıma faydalı olabilecek miydi? buna kalben inandın mı? yoksa yıllar önce seni hayal kırıklığına uğratan o çocuk elini öptü diye için mi ürperdi?

    olmadı hocam, bu çocuk için başkanla sürtüşmene değmedi, bizleri şaşırtmana değmedi.
    arda transferi dua et ki olmadı. eğer transfer tamamlanıp arda bildiğimiz ardalığını yapsaydı, bu sefer ne arda kalırdı, ne de sen.

    sadece seni izlemek için bile yüzlerce kilometre yol gelenler olduğunu,
    iş yerinde duvarında, masasında senin resmini bulunduranlar olduğunu unutma.

    sen belki de tek adam olmak istiyorsun takımda, sadece senin sözün geçsin. ancak bu olmaz bu kulüpte. senin sözün diğerlerine nazaran elbet ağırdır ancak biz bu tek adamlığı bugün bir kişiye iyi niyeti olduğunu düşünüp verirsek, yarın ki kötü niyetli “benim de hakkım” diyebilir ve bu sefer ne farkımız kalır bazı kulüplerden?
App Store'dan indirin Google Play'den alın