28
dünyanın en güzel şeyi olabilir kendisi. o kadar net söylüyorum. kendisiyle tanışma hikayem oldukça farklıydı.. çayınızı, kahvenizi alın anlatıyorum:
hayatım boyunca fit bir vücuda sahiptim. hani böyle öküz gibi yiyip kilo almayan tipler olur ya, milletin sövdüğü tipler, işte onlardan biri benim, bendim daha doğrusu. aktif olarak spor yapardım halen yaparım, arada spor salonuna gitmek, halı sahada üyelik vs.. fosur fosur sigara da içerim, çaya şekerimi de atardım ve üstelik abur cubur da allah ne verdiyse gömerdim. allah sizi inandırsın daha 70 kiloyu bile görmedim hayatımda. vücut şekli dersen gayet orantılı, öyle six pack falan yok ama adonisler falan belli. aktif olarak efor sarfettiğim işleri yapmamın bunda etkisi vardı tabi (turist rehberliği) ya da aktif bir şekilde her gün 1 saat tempolu yürürken müzik dinlemenin de etkisi oldu tabi.. ee daha ne istiyorsun manyak mısın da buna yöneldin diye soranları duyuyor gibiyim.. hikaye çok değişiyor hacılar öyle böyle değil...
öncelikle mesleğim değişti ve evde çalışmaya başladım ki götünde kurt olan biri için inanılmaz zordur bu. afakanlar falan basar 4 duvar arasında ama iş teklifi gayet cazipti ve para kazanmak lazımdı.. hani derler ya ''a man has gotta make his living'' diye, o hesap benimki. bu arada merak edenler olur diye söylüyorum (kimsenin s*kinde değildir ama neyse) dünyanın en büyük firmasında çalışıyorum.. neyse, evde çalışmaya başladıktan sonra işler ters dönmeye başladı.. beslenme alışkanlığım aynı tabi. normalde ekmekle aram yok ama fast food tarzı takılınca mecburen gömüyorsun ekmeği.. önceleri fiziksel değişimi farkedemedim, kilo olarak da aynıyım ama bir aksilik var lan.. normalde milletin taksi tuttuğu yerlere 15 dakikada yürürken yürüme sürem artmaya ve yorulmaya başladım.. bir dakka lan!! ben ki iki halı saha maçına çıksam bile sigara içmeme rağmen koymazdı noluyor kardeşim ne bu tantana demeye başladım. birkaç ay geçti ama takmadım bu durumu. sonra bir gün bizim şirketin iş yaptığı taşeron şirketlerden birinin göreceli olarak benim üstüm ama statü olarak benim yerimde olmak için bana yanlayan bir hatunla takılıyoruz.. alkol falan da devam ediyor bu arada. öyle her gün psikopat gibi içmiyorum ama haftasonları ayık görene aşkolsun.. neyse.. bu hatun dedi gel bi fotoğraf çekinelim. en nefret ettiğim şey aslında ama güzel ortamı bozmak istemiyorum tabi, e olur dedim. neyse hatun çekti fotoğraf bi bakayım dedim o da ne!!! tanıyamadım kendimi.. yüzüm olmuş paraşüt. nerdeyse havalanacak. ya bu hatun yanlış açıdan çekmiştir kesin dedim ama içime kurt düştü. eve gittim, manyak gibi kendi kendime selfie yapıyorum ama sonuç aynı abi.. belli yüzümün şişmesi.. dedim oğlum buna bi çare bulalım olmuyor bak böyle. bunların hiçbiri tesadüf olamaz.. levent özçelik gibi ''tanrı bizim kendimize çeki düzen vermemizi istiyor'' diye bağırdım ve ardından araştırmalara başladım internetten.. dedim spor salonu veya diyetisyen gereksiz, bu bir challenge ise bunu kendim halletmeliyim. öncelikle letgo'dan kendime bir eliptik bisiklet aldım. sıfırla hiç uğraşmayın direkt ikinci el bulun.. sıfırı çok pahalı ama ikinci elleri biraz pazarlıkla falan gayet cazip. zaten millet evinde yer kaplamasın diye artık ne verseniz razı duruma geliyor.. aldım eve koydum bu birinci hareketti. neyse günde 30 dakika 25 hızla çalışmaya başladım, üstelik de mevsim yazdı nasıl terliyorum nasıl. süper bi duygu lan.. insanın bir süre sonra kendine acı verme eşiği bir süre sonra zevke dönüşüyor. sadistlik falan değil bu aydınlanma direkt..
sonra dedim madem öyle o zaman beslenme alışkanlığımı da değiştireyim hazır yeri gelmişken ve anında şekeri bıraktım. bırak çikolatayı, çayıma kahveme bile şeker atmamaya başladım. ilk başlarda inanılmaz zor geldi ama 1 haftada oturdu taşlar. hiç aramamaya başladım şekeri. tabi bu sırada halen araştırıyorum netten bir şeyler. gerekli gereksiz bir sürü bilgi okuyorum ya da uyguluyorum. her neyse 2 3 ay sonra sonuçları almaya başladım. vücudum eskisinden de fit olduğunu hissettim. sabahları zınk diye kalkmaya başladım.. yorgunluk çok az, her şeye yetişiyorum. ''allah'ım brezilya mı'' durumu resmen.. daha sonra intermittent fasting'i uyguladım. size bir şey söyleyeyim: günün en önemli öğünü kahvaltıdır diyenlere evimdeki beyzbol sopasıyla dalasım geliyor.. yok öyle bir şey abi.. ben ki ilk öğünümü kuruyemişle geçiştirip saat 4 gibi yiyorum. saat 4 ulan. normalde o saate kalsam sürünmem lazım yerlerde ama gram yemek aramıyorum. açlık hissetmiyorum, üstelik çok daha fazla fit'im ve yorgunluk yok. katiyen yok. (dikkat burası +18) hatunla takılıyorum, 3 4 5 allah ne verdiyse, volkan görmüş sneijder gibi dalıyorum ve koymuyor yahu. mucize resmen.. neyse çok uzadı bu mevzu günümüze dönelim..
hiç ekstra çalışmamama rağmen bugün six pack sahibi bir adamım. ağırlık çalışması çok nadir yaptım , supplement olarak anjinin ve carnitin kullandım ve bugünlere geldim, öyle kendime eziyet bile çektirmedim.. halen sigara içiyorum bu arada, alkolü azalttım ama yine de cumartesileri boş geçmiyorum ama kimin umrunda... benim intermittent fasting'im var.. o varsa sorun yok <3
ps: madem bu yola gireceksiniz öncelikle kendi vücudunuzu tanıyın. ne istediğinizi, ne beklediğinizi önce bir kararlaştırın, ona göre hareket edin.. daha önce spor alışkanlığı olan eliptik bisiklet olayına direkt dalabilir ama 90 kilo olan biri için bu ters tepebilir ama şunu diyeyim abi. vücudunuz sizin en büyük düşmanınız, siz kendisini sevin ama şunu bilin, yoldan çıkması en bi kolay olan şeydir vücut.. bir de başarın abi cidden yapın.. insanın bir şeyler başarması kadar güzel bir şey yok hayatta. önünüze bir hedef koyup başarmanın verdiği haz başka bir şeyde yok. cristiano ronaldo neden hala 35'inde bile böyle diyoruz ya, adam önüne hedef koyuyor ve başarıyor abi. para, şöhret, hatun umrunda değildir eminim. başarın abi. başka bir şey yok kardeşim en büyük galatasaray !.
hayatım boyunca fit bir vücuda sahiptim. hani böyle öküz gibi yiyip kilo almayan tipler olur ya, milletin sövdüğü tipler, işte onlardan biri benim, bendim daha doğrusu. aktif olarak spor yapardım halen yaparım, arada spor salonuna gitmek, halı sahada üyelik vs.. fosur fosur sigara da içerim, çaya şekerimi de atardım ve üstelik abur cubur da allah ne verdiyse gömerdim. allah sizi inandırsın daha 70 kiloyu bile görmedim hayatımda. vücut şekli dersen gayet orantılı, öyle six pack falan yok ama adonisler falan belli. aktif olarak efor sarfettiğim işleri yapmamın bunda etkisi vardı tabi (turist rehberliği) ya da aktif bir şekilde her gün 1 saat tempolu yürürken müzik dinlemenin de etkisi oldu tabi.. ee daha ne istiyorsun manyak mısın da buna yöneldin diye soranları duyuyor gibiyim.. hikaye çok değişiyor hacılar öyle böyle değil...
öncelikle mesleğim değişti ve evde çalışmaya başladım ki götünde kurt olan biri için inanılmaz zordur bu. afakanlar falan basar 4 duvar arasında ama iş teklifi gayet cazipti ve para kazanmak lazımdı.. hani derler ya ''a man has gotta make his living'' diye, o hesap benimki. bu arada merak edenler olur diye söylüyorum (kimsenin s*kinde değildir ama neyse) dünyanın en büyük firmasında çalışıyorum.. neyse, evde çalışmaya başladıktan sonra işler ters dönmeye başladı.. beslenme alışkanlığım aynı tabi. normalde ekmekle aram yok ama fast food tarzı takılınca mecburen gömüyorsun ekmeği.. önceleri fiziksel değişimi farkedemedim, kilo olarak da aynıyım ama bir aksilik var lan.. normalde milletin taksi tuttuğu yerlere 15 dakikada yürürken yürüme sürem artmaya ve yorulmaya başladım.. bir dakka lan!! ben ki iki halı saha maçına çıksam bile sigara içmeme rağmen koymazdı noluyor kardeşim ne bu tantana demeye başladım. birkaç ay geçti ama takmadım bu durumu. sonra bir gün bizim şirketin iş yaptığı taşeron şirketlerden birinin göreceli olarak benim üstüm ama statü olarak benim yerimde olmak için bana yanlayan bir hatunla takılıyoruz.. alkol falan da devam ediyor bu arada. öyle her gün psikopat gibi içmiyorum ama haftasonları ayık görene aşkolsun.. neyse.. bu hatun dedi gel bi fotoğraf çekinelim. en nefret ettiğim şey aslında ama güzel ortamı bozmak istemiyorum tabi, e olur dedim. neyse hatun çekti fotoğraf bi bakayım dedim o da ne!!! tanıyamadım kendimi.. yüzüm olmuş paraşüt. nerdeyse havalanacak. ya bu hatun yanlış açıdan çekmiştir kesin dedim ama içime kurt düştü. eve gittim, manyak gibi kendi kendime selfie yapıyorum ama sonuç aynı abi.. belli yüzümün şişmesi.. dedim oğlum buna bi çare bulalım olmuyor bak böyle. bunların hiçbiri tesadüf olamaz.. levent özçelik gibi ''tanrı bizim kendimize çeki düzen vermemizi istiyor'' diye bağırdım ve ardından araştırmalara başladım internetten.. dedim spor salonu veya diyetisyen gereksiz, bu bir challenge ise bunu kendim halletmeliyim. öncelikle letgo'dan kendime bir eliptik bisiklet aldım. sıfırla hiç uğraşmayın direkt ikinci el bulun.. sıfırı çok pahalı ama ikinci elleri biraz pazarlıkla falan gayet cazip. zaten millet evinde yer kaplamasın diye artık ne verseniz razı duruma geliyor.. aldım eve koydum bu birinci hareketti. neyse günde 30 dakika 25 hızla çalışmaya başladım, üstelik de mevsim yazdı nasıl terliyorum nasıl. süper bi duygu lan.. insanın bir süre sonra kendine acı verme eşiği bir süre sonra zevke dönüşüyor. sadistlik falan değil bu aydınlanma direkt..
sonra dedim madem öyle o zaman beslenme alışkanlığımı da değiştireyim hazır yeri gelmişken ve anında şekeri bıraktım. bırak çikolatayı, çayıma kahveme bile şeker atmamaya başladım. ilk başlarda inanılmaz zor geldi ama 1 haftada oturdu taşlar. hiç aramamaya başladım şekeri. tabi bu sırada halen araştırıyorum netten bir şeyler. gerekli gereksiz bir sürü bilgi okuyorum ya da uyguluyorum. her neyse 2 3 ay sonra sonuçları almaya başladım. vücudum eskisinden de fit olduğunu hissettim. sabahları zınk diye kalkmaya başladım.. yorgunluk çok az, her şeye yetişiyorum. ''allah'ım brezilya mı'' durumu resmen.. daha sonra intermittent fasting'i uyguladım. size bir şey söyleyeyim: günün en önemli öğünü kahvaltıdır diyenlere evimdeki beyzbol sopasıyla dalasım geliyor.. yok öyle bir şey abi.. ben ki ilk öğünümü kuruyemişle geçiştirip saat 4 gibi yiyorum. saat 4 ulan. normalde o saate kalsam sürünmem lazım yerlerde ama gram yemek aramıyorum. açlık hissetmiyorum, üstelik çok daha fazla fit'im ve yorgunluk yok. katiyen yok. (dikkat burası +18) hatunla takılıyorum, 3 4 5 allah ne verdiyse, volkan görmüş sneijder gibi dalıyorum ve koymuyor yahu. mucize resmen.. neyse çok uzadı bu mevzu günümüze dönelim..
hiç ekstra çalışmamama rağmen bugün six pack sahibi bir adamım. ağırlık çalışması çok nadir yaptım , supplement olarak anjinin ve carnitin kullandım ve bugünlere geldim, öyle kendime eziyet bile çektirmedim.. halen sigara içiyorum bu arada, alkolü azalttım ama yine de cumartesileri boş geçmiyorum ama kimin umrunda... benim intermittent fasting'im var.. o varsa sorun yok <3
ps: madem bu yola gireceksiniz öncelikle kendi vücudunuzu tanıyın. ne istediğinizi, ne beklediğinizi önce bir kararlaştırın, ona göre hareket edin.. daha önce spor alışkanlığı olan eliptik bisiklet olayına direkt dalabilir ama 90 kilo olan biri için bu ters tepebilir ama şunu diyeyim abi. vücudunuz sizin en büyük düşmanınız, siz kendisini sevin ama şunu bilin, yoldan çıkması en bi kolay olan şeydir vücut.. bir de başarın abi cidden yapın.. insanın bir şeyler başarması kadar güzel bir şey yok hayatta. önünüze bir hedef koyup başarmanın verdiği haz başka bir şeyde yok. cristiano ronaldo neden hala 35'inde bile böyle diyoruz ya, adam önüne hedef koyuyor ve başarıyor abi. para, şöhret, hatun umrunda değildir eminim. başarın abi. başka bir şey yok kardeşim en büyük galatasaray !.