23440
hocam niye sürekli senin ruh haline göre hareket etmemizi istiyorsun? sen bundan üç-üç buçuk sene önce arda’ya prim seviyor, bu yüzden oynamıyor demedin mi? o zaman galatasaray’ın alt yapısından yetişmemiş miydi? ayrıca arda’nın sorunu yalnızca futbol oynamaması, maç eksikliği vb şeyler değil ahlakidir. sebebi de açıktır, başakşehir’e gelmeden önce “galatasaray’ın teklifi çok komikti” demedi mi? daha gerilere gitmiyorum yaptıklarını saymıyorum çünkü yoruldum her galatasaraylının zihninde taze ve diridir.
bu öfkede öyle durduk yerde bir günde oluşmadı hocam. arda galatasaray’ın kalbini kırmıştır, olay da budur. tıpkı vakti zamanında senin de kalbini kırdığı gibi hocam. hah o zaman sen diline geleni söyledin, zamanla buzlar eridi, ki erisin barışmak güzeldir; günü geldi elini öptü herşey çözüldü. buraya kadar bir sıkıntı yok. ama galatasaray’ın kalbi öyle değildir hocam. bir başkasının kalbine ayarlı da değildir. galatasaray’a hak ettiği gibi hak ettiği şekilde en namuslu ve onurlu şekilde hakkını vereceksin. yoksa son kertede arda ile de kimsenin husumeti yoktur sorun arda’nın bir dönem galatasaray ile olan husumetidir.
yani özetle hocam senin kalbini kıran ile galatasaray’ın kalbini kıran aynı arda. sen zaman içinde barıştın, ki barışmalıydın da, doğru olanı yaptın. ama galatasaray’ın kalbini kırmak sonra da işler sıkışınca “galatasaray’ın evladı” “bizim çocuğumuz” “alt yapımızdan yetişti” sözleri ile tamir edilecek iş değil. ha sen istiyorsun senin kalbin tamir olunca galatasaray’ın da kalbi tamir olsun. mümkün değil hocam. ki sorun da tam galatasaray’ın evladı olması, alt yapısından yetişmesi, ayrıca da bunu en iyi senin biliyor olman lazım hocam. şu anda kendi iç dünyanın renkleriyle konuşuyorsun, çünkü senin elini öptü hocam, ama galatasaray’ın kalbi hala kırıktır.
yoksa bu taraftar emin ol ki hocam “galatasaray'ın yararına olacak bir taşı yerinden kaldırıp, iki metre öteye koyanlara bile müthiş bir saygı duyar” ve evet dünyanın öbür ucundaki yabancı bir futbolcuyu bile “kalbinin en güzel yerinde taşır”
burada üzülmesi gereken, bu lafı keşke etmeseydi diye hayıflanması gereken, ben neden böyle söyledim ya da ben olsam böyle söylemezdim diye düşünmesi gereken galatasaray başkanlığı makamı değil bizatihi arda turan beylerin kendisidir..
bu öfkede öyle durduk yerde bir günde oluşmadı hocam. arda galatasaray’ın kalbini kırmıştır, olay da budur. tıpkı vakti zamanında senin de kalbini kırdığı gibi hocam. hah o zaman sen diline geleni söyledin, zamanla buzlar eridi, ki erisin barışmak güzeldir; günü geldi elini öptü herşey çözüldü. buraya kadar bir sıkıntı yok. ama galatasaray’ın kalbi öyle değildir hocam. bir başkasının kalbine ayarlı da değildir. galatasaray’a hak ettiği gibi hak ettiği şekilde en namuslu ve onurlu şekilde hakkını vereceksin. yoksa son kertede arda ile de kimsenin husumeti yoktur sorun arda’nın bir dönem galatasaray ile olan husumetidir.
yani özetle hocam senin kalbini kıran ile galatasaray’ın kalbini kıran aynı arda. sen zaman içinde barıştın, ki barışmalıydın da, doğru olanı yaptın. ama galatasaray’ın kalbini kırmak sonra da işler sıkışınca “galatasaray’ın evladı” “bizim çocuğumuz” “alt yapımızdan yetişti” sözleri ile tamir edilecek iş değil. ha sen istiyorsun senin kalbin tamir olunca galatasaray’ın da kalbi tamir olsun. mümkün değil hocam. ki sorun da tam galatasaray’ın evladı olması, alt yapısından yetişmesi, ayrıca da bunu en iyi senin biliyor olman lazım hocam. şu anda kendi iç dünyanın renkleriyle konuşuyorsun, çünkü senin elini öptü hocam, ama galatasaray’ın kalbi hala kırıktır.
yoksa bu taraftar emin ol ki hocam “galatasaray'ın yararına olacak bir taşı yerinden kaldırıp, iki metre öteye koyanlara bile müthiş bir saygı duyar” ve evet dünyanın öbür ucundaki yabancı bir futbolcuyu bile “kalbinin en güzel yerinde taşır”
burada üzülmesi gereken, bu lafı keşke etmeseydi diye hayıflanması gereken, ben neden böyle söyledim ya da ben olsam böyle söylemezdim diye düşünmesi gereken galatasaray başkanlığı makamı değil bizatihi arda turan beylerin kendisidir..