583
yaşımızı belli edicez ama yine de anlatmadan geçemeyeceğim. sabahtan akşama fenerli arkadaşların laflarına kulak tıkanıkmış, okuldan dönüşten akşam 21.45 e kadar sanki 6-7 saat değil de 3 ay varmışçasına zor geçen saatler, maçtan birkaç saat öncesinden moda girmek için izlenen eski cl maçları falan derken bi şekilde saati 21.45 yaptık ve maç başladı. tabi hatırlayacağımız üzere yoğun kar yağışı altında devam ediyor maç. derken o malum erteleme kararı geldi içimizde ukte kalarak kalktık tv başından. sonra açıklanan maç saatiyle yıkıldık tabi okul var sonraki gün.önce aileye ikna çabaları ama tık yok tabi maç izliycez diye okul kırdırır mı aileler kırdırmaz tabi. oflaya puflaya gittik okula başladık kar duasına tabi. o dönem derslerim de iyi olduğundan arkadaşların gazıyla müdürü okulda maç izlemeye ikna çabaları başladı tabi. ama müdür yokuşa sürdükçe sürüyo işi. derken hoop bi haber okullar tatil. tabi ben sınıfa uğrayıp çanta bile toplamadan koştur koştur otobüse yetiştim eve gitmeye çalışıyorum. tam yoldayım bi telefon bebeklikten beri bana galatasaraylılık aşılayan dayım arıyo elektrikler gitmiş evde koş gel kahvede izleyeceğiz maçı diyo.yolda radyodan dinlemeye çalışıyorum maçı sanırsın 90’lar. anca dakika 60-65 gibi yetişebildim. ondan sonrası malum zaten sneijder çıktı attı dayım masanın üstüne ben televizyona... meşhur “allahım gooool” repliğini duyamadık bile. hayatımda bu kadar mutlu olduğumu hatırlamıyorum. o gün sahadaki herkesin tek tek emeğine sağlık vallahi.