267
kadın haklarına saygı duymayan bir ülkede düzenlenecek dünya kupası'na katılmama opsiyonlarını kullanabileceklerini dile getiren ülke. haliyle birçok arkadaşımız, batı riyakarlığı temelli tezlerle, haklı olarak almanya'yı eleştiriyorlar. uluslararası ilişkiler mezunu bir hıyar olarak, çok daha kritik sonuçları olan, dillere destan ''batı'' ikiyüzlülüğüne yüzlerce örnek sayabilirim. peki sadece bu riyakarlık örneklerini ortaya koymak, bizlere ve dünyaya hangi katma değeri sağlar?
spor, özellikle futbol, uluslararası kamuoyu oluşmasında etkin bir roldedir. almanya'nın bu çıkışı, şu an dünyanın en uzak noktalarında bile konuşulup, tartışılıyor mesela. bu değerlidir. söz gelimi katar'da yaşayan, 53 yaşındaki bir adamın 5. karısı olan 19 yaşındaki bir kadın için değerlidir. tıpkı ağrı'da ya da pakistan'daki benzer durumda olan bir kadın için değerli olduğu gibi.
türk toplumu olarak bir türlü aşamadığımız bir hastalığımız var. bir olay ya da probleme bakarken, (özellikle uluslararası düzeyde ya da futbolda) meselenin özünü genellikle ıskalıyoruz. karşı tarafa ait bir günahı geçmişten çıkartıp, hohlayıp, parlatıp, yine karşı tarafın önüne koyuyoruz. evet, bu haklı bir gerekçe. ama mevcut sorunla alakalı değil. bu bakış açısı ile kayda değer yalnızca üç şey oluşuyor: paradoks, çözümsüzlük ve anlık tatmin. söz gelimi, artık geleneksel hale gelmiş, abd temsilciler meclisi'nin nisan ayı ermeni soykırımı(!) kararı. peki bizim abd'ye verdiğimiz geleneksel nisan ayı cevabımız ne: ''asıl sizler kızılderililere soykırım yaptınız. önce kendinize bakın'' bu bakış açısına sahip olduğumuz için, ermeni meselesinde uluslararası arenada kendimizi yeterince ifade edemiyoruz. ve itiraf etmek gerekirse, ciddiye de alınmıyoruz. çok önceden çözülebilecek bir mesele, kangren olmaya devam ediyor. ve türkiye cumhuriyeti devleti ile sorun yaşayan her ülke, bu meseleyi ısıtıp önümüze koyuyor. paradoks demiş miydik?
evet almanya tıpkı diğer batılı muadilleri gibi riyakardır. ancak doğu toplumlarının ve devletlerinin de kendilerine özgü riyakarlıkları var. bunları iyi bilmek, araştırmak değerli ve önemlidir.
ancak almanya'nın bu çıkışıyla oluşturduğu kamuoyu da değerlidir. belki de örneğimizdeki o 19 yaşındaki kadın, şu an kendisi ve kendisi gibi kadınlar için ufak da olsa bir umut hissediyor. belki şu anda sırf bu yüzden gülümsüyor.
bu gülümsemenin cevabı ''sizler şu zamanda şunları şunları yaptınız. riyakarsınız. siktirin gidin'' olamaz.
spor, özellikle futbol, uluslararası kamuoyu oluşmasında etkin bir roldedir. almanya'nın bu çıkışı, şu an dünyanın en uzak noktalarında bile konuşulup, tartışılıyor mesela. bu değerlidir. söz gelimi katar'da yaşayan, 53 yaşındaki bir adamın 5. karısı olan 19 yaşındaki bir kadın için değerlidir. tıpkı ağrı'da ya da pakistan'daki benzer durumda olan bir kadın için değerli olduğu gibi.
türk toplumu olarak bir türlü aşamadığımız bir hastalığımız var. bir olay ya da probleme bakarken, (özellikle uluslararası düzeyde ya da futbolda) meselenin özünü genellikle ıskalıyoruz. karşı tarafa ait bir günahı geçmişten çıkartıp, hohlayıp, parlatıp, yine karşı tarafın önüne koyuyoruz. evet, bu haklı bir gerekçe. ama mevcut sorunla alakalı değil. bu bakış açısı ile kayda değer yalnızca üç şey oluşuyor: paradoks, çözümsüzlük ve anlık tatmin. söz gelimi, artık geleneksel hale gelmiş, abd temsilciler meclisi'nin nisan ayı ermeni soykırımı(!) kararı. peki bizim abd'ye verdiğimiz geleneksel nisan ayı cevabımız ne: ''asıl sizler kızılderililere soykırım yaptınız. önce kendinize bakın'' bu bakış açısına sahip olduğumuz için, ermeni meselesinde uluslararası arenada kendimizi yeterince ifade edemiyoruz. ve itiraf etmek gerekirse, ciddiye de alınmıyoruz. çok önceden çözülebilecek bir mesele, kangren olmaya devam ediyor. ve türkiye cumhuriyeti devleti ile sorun yaşayan her ülke, bu meseleyi ısıtıp önümüze koyuyor. paradoks demiş miydik?
evet almanya tıpkı diğer batılı muadilleri gibi riyakardır. ancak doğu toplumlarının ve devletlerinin de kendilerine özgü riyakarlıkları var. bunları iyi bilmek, araştırmak değerli ve önemlidir.
ancak almanya'nın bu çıkışıyla oluşturduğu kamuoyu da değerlidir. belki de örneğimizdeki o 19 yaşındaki kadın, şu an kendisi ve kendisi gibi kadınlar için ufak da olsa bir umut hissediyor. belki şu anda sırf bu yüzden gülümsüyor.
bu gülümsemenin cevabı ''sizler şu zamanda şunları şunları yaptınız. riyakarsınız. siktirin gidin'' olamaz.