• 23236
    içinde bulunduğu duruma kahrolmamak mümkün değil.

    öncelikle takımın sorunu hakkında düşündüğüm şeylerin bir tanesini yazayım; bunu yazayım ki zaten bu cümleden sonra eksileyip/bloklayıp gidecek olan kimseler uzaklaşsınlar. biz gerçekten takımın iyiliğini isteyenler, kimseyi ilahlaştırmayanlar olarak buradan devam edelim.

    takımın bir buçuk senedir oynadığı karaktersiz futbolun, bir fersah yol alamamış olmasının bir numaralı sorumlusu; oyuncular değil, fatih terim'dir. hayır, oyuncular hocayı sabote etmeye falan çalışmıyordur.

    oldu, devam edelim.

    teknik kadroyu da işin içerisine katmak isterdim; ancak bizim takımımızda herhangi bir şekilde söz hakkına sahip olan ya da herhangi bir konu hakkında inisiyatif alma lüksüne vakıf olan bir teknik kadro yok. hocaya karşı çıkabilecek, onu daha doğru kararlar alması için motive edebilecek birisi yok. hocanın savunma ya da hücum koordinatörü olarak kullanıp bazı aksiyonların çalıştırılmasını emanet edebileceği kalibrede bir adam da yok. "biz bir aileyiz" retoriğinden ortaya çıkan; antrenörlük kaliteleri, dünya futbolunu yakından takip edip taktiksel değişimleri analiz etmeleri, kendilerini çeşitli açılardan geliştirmiş olmaları, takıma "abilik yapmak" dışında katabilecekleri açısından herhangi bir ağırlığı olmayan bir ekip bu.

    bir buçuk senedir toplam 10 tane iyi maç oynamamış bir takımdan bahsediyoruz biz. o maksimum 10 maçta da bireysel olarak 4-5 oyuncu çok iyi gününde olduğu için öyle görünmüşüzdür zaten. geçen sezon, maçta doğru dürüst pozisyonumuz bile yokken, bir tane oyuncumuzun bir anlık aksiyonu ve bireysel çabası ile kaç maç almışızdır acaba? onyekuru'nun bir an koşu atması ve bitirmesi, ceza sahasında kimseyi topla buluşturamazken feghouli'nin uzaktan çakması vs ile kaç maçı aldık? herkes bir sürü örnek hatırlayacaktır bu şekilde. bir takımın oyun planı siz kendi yeteneğinizle bir şeyler yapın olabilir mi ya?

    ben geçen sene onyekuru izlerken yaşlandığımı söylemiştim. çünkü geçen sezon adam gibi pas oyunu oynayamıyor olmamızdaki iki etkenden biri idi. diğeri de n'diaye. allah da benim belamı verdi. hoca onyekuru yerine babel aldırınca, biz de dedik ki farklı yerleşeceğiz, çift forvete döneceğiz, 3'lüye döneceğiz vs dedik. meğersem hiçbir plan yokmuş ortada. kaos futbolu aynen devammış. onyekuru'ya muhtaç kalacakmışız. şu an süre alamıyor mesela monaco'da. özellikleri doğrultusunda da kolay kolay alamaz zaten. ama bizde alır. çünkü bizim bir taktiğimiz yok. o yüzden kendisi gibi ortalığı karıştıracak oyunculara muhtacız. hocanın da ocak ayını işaret etmesinden bunu çıkarmamız gerekiyor. en ufak bir değişiklik olmayacak yani. bu sezonki sistemsizlikten, geçen sezonki sistemsizliğe terfi edeceğiz. hocamızın planı bu.

    hiçbir planı yok ya takımın. inanamıyorum. savunmada da yok. bizim taraftarın en kolayına giden şey de adam gömmek olduğu için, luyindama çöp, marcao çöp, o çöp, bu çöp diyerek sıyrılıyor işin içinden. evet, elbette bu oyuncuların eksikleri var. ama sen takım olarak yerleşmeyi bilmiyorsun ki, elindeki kadro yapısına uyan bir savunma planın yok ki. atılan her top tehlike yaratıyorsa, stoperler ne yapsın? dünyanın en iyi stoperleri de adam kaçırıp hata yapıyor, ama onların hatayı telafi edebilecek bir sistemleri var. ayrıca emin olun, bu oyuncular şu an slavia, kızılyıldız, dinamo gibi takımlarda bile oynasalar çok daha verimli olurlar ve parlarlardı. çünkü önemli şekilde verim alınabilecek özellikleri de var bu oyuncuların. ve tabi ki o takımlarda bizde olmayan bir şey var; onun da ne olduğu belli. biz oyuncunun bireysel değerini de yerlere indiren bir takımız; sistem, taktik, diziliş itibari ile. o yüzden de kimseyi satmamızı falan beklemeyin rahatça.

    gençler gençler diyoruz devamlı, ben de çok istiyorum. ama sonra bakıyorum; sistem olmayınca da gençler oynasa ne olacak? taylan oynasa ne olacak? inşallah oynatmaz hoca. adamların da hayatını kaydırmayalım. ajax, benfica falan çat diye 17'lik adamı sahaya sürüyor şampiyonlar liginde bile. o oyuncular çok üst düzey oyuncular olduğu için mi? değil. birseysel anlamda bizim altyapı oyuncuların çok daha iyi oldukları için mi? değil. kazanırlar, kaybederler; ancak takımlarının ortalama bir seviyede işleyen bir sistemi olduğu için. bu yüzden de genç bir oyuncunun eksiklerini tolere edebiliyorlar. abi biz daha yıldız dediğimiz adamların hatalarını tolere edemiyoruz, sahada yardımlaşamıyoruz, top bizdeyken ne yapacağımız belli değil, top rakipteyken nasıl dizileceğimiz belli değil, top kaybedince hemen geri kazanmak için stratejimiz ne belli değil. yazık günah mustafa'yı falan sahaya atmayalım şu ortamda. iki gün sonra zaten taraftar da bir yerleri kalktı falan deyip ıslıklamaya başlıyor. çünkü bizim ne oynadığımız belli olmadığı için; o adamlara kahramanlık misyonu yüklüyoruz. ama yalan da olsa, "abi gençler oynasın, hak edenler oynasın 10 yiyelim" demeyi de ihmal etmiyoruz. öyle de delikanlıyız. ben de yapmışımdır belki. ama o adamlar oynayınca, çöp ilan etme süremiz de 3 maçı bulmuyor. nasıl bulmasın zaten bu yapıyla.

    takımın bir sistemi olmadığı için, nasıl transfer yapabileceğimiz de belli olmuyor. benim şu şu özelliklerde bir sağ beke ihtiyacım var. genç de olabilir, 2m değerinde ucuz adam da olabilir diyemiyorsun. sen tamamen bireysel yeteneklere bağlı bir takım olduğun için, en iyileri kovalamak zorunda kalıyorsun, onları da alamıyorsun. hadi aldın diyelim, anca kiralayabiliyorsun. e onlar da sistem takımlarında yıldız oldukları için, yine bocalıyorlar. kısır döngü hoş geldin.

    yazılacak çok şey var da, sayfalar yetmez. benim özellikle hocanın açıklamalarından ve tavırlarından sonra, iyi futbol veya gurur duyulacak bir takım konusunda herhangi bir beklentim yok.

    halbuki transfer yapmadan, şu eldeki kadroyla oynayabileceğin o kadar güzel yapılar var ki. denemiyorlar, denemeyecekler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın