resim
Jean Michaël Seri
Takım:Hull City
Mevki:Ön Libero
Yaş:32
Boy:1.68
Uyruk:Fildişi Sahili
  • 937
    galatasaray futbol takımının 19/20 sezonu ekim sonu itibarıyla yaşadığı sorunların kaynağı olmayan futbolcu. form durumu değişkendir. 20 kişilik kaliteli bir kadroda 3-4 formsuz oyuncu varsa 1-2 de formda oyuncu olur. yani dağılım asimetriktir. ama tüm futbolcular kötüyse o zaman ya oyuncu kaliteniz kötüdür ki galatasaray'ın yaşadığı sorunun bu olmadığına adım gibi eminim ya da taktik sorunlarınız vardır. bize uyan da bu. seri, belhanda, feghouli, babel veya diğer yıldızlarımız formsuz falan değil. formsuz oyuncu böyle olmaz. bizim her futbolcumuz saha içinde yalnız. sorunumuz bu. 11 yalnız oyuncuyla oynuyoruz. yardımlaşma, organizasyon, oyun planı yok. sadece kaliteli, şapkadan tavşan çıkarması beklenen yalnız oyuncular var.

    galatasaray çok sorunlu bir takım izlenimi vermekte ama bana göre oldukça sorunsuz bir kadrosu var. yine bana göre fatih terim olmayacak bir sistemi zorluyor.

    ilk fatih terim döneminden örnek verelim. o zamanın futbol ikliminde hakim oyun sistemi 3-5-2'ydi. yani iki markajcı stoper ve 1 libero. fatih terim gelir gelmez 4-4-2 denedi. hatırı sayılır seviyede kötü bir başlangıç yaptı. hatta faruk süren neredeyse terim'i kovuyordu. bilmiyorum belki de gerçek oldu son anda vazgeçildi, çünkü kovulduğuna dair haberler falan da çıktı medyaya. sonra hoca 3-5-2'ye döndü. takıma sihirli değnek değmiş gibi her önüne gelene 6-7 atmaya başladı. ilk sezon bu değişimden sonra yediğinden fazlasını atan takım ekolüyle ligi kazandık. ardından süreç içinde çok güzel bir 4-4-2 hatta son senede buna ek olarak çok güzel bir 4-3-3 oynadık kimi maçlarda. ama süreç içerisinde... hoca da hatalarını görüp düzelttikçe. süreç derken 4 senelik bir süreçten bahsediyorum bu arada.

    2. fatih terim döneminde bana göre hoca egosuna yenildi. felipe'yi gereksiz şekilde harcadı. takımın kalite sorunu sebebiyle de ligin sonunu göremeden takımdan ayrıldı.

    3. fatih terim döneminde yine hatalı bir başlangıç yaptı. takım 4-4-2 diye basbas bağırıyordu. hoca 4-2-3-1'de ısrarcı oldu maçlarda. ama zora girdiği anlarda 4-4-2'ye dönüyor ve reaksiyon alıyordu. en sonunda inadından vazgeçti, egosunun üzerine bastı, egosunu ezdi ve doğruyu yaptı. tarihimizin en epik şampiyonluklarından birini yaşadı. sonra burak yılmaz'ın transferi, elmander'i kaybetmemiz, engin baytar'ı kaybetmemiz, emre çolak yerine sürekli hamit altıntop'un tercih edilmesi, ardından takıma drogba ve sneijder'in katılımı ile vasat futbol oynayan ama sonuca gitmeyi bilen bir galatasaray'a evrildik. o takım da şampiyon oldu.

    4. fatih terim dönemine gelirsek; sorun sadece dizilişte değil. oyun anlayışına da birşeyler olmuş. dahası fatih terim'in adaleti de gitmiş. herşeyden önce 2 forvetli doğru dizilişi sahaya koyması lazım fatih terim'in. çünkü eldeki malzeme bunu istiyor. sonra galatasaray'ın pres gücünü tespit etmeli. önde basmaya kalktığımızda bekler sağ ve sol uç oyuncularına yaklaşmadığı için anında kırılıyor baskımız. üstüne takımın yarıdan fazlası öne çıktığından o bölgede topla buluşan rakip oyuncu kontra imkanı yakalıyor. böyle olunca da pres yapmaktan vazgeçiyoruz. oysa presi doğru noktada başlatsak ya da takım halinde pres yapıp presi kıracak boş alan bırakmasak sonuç alacaz. ama diyorum ya sahada yalnız adamlar var. presi bile yalnız yapıyor oyuncularımız. bunun dışında hareketli değiliz. şu olay bana hakikaten çok komik geliyor. nzonzi, seri, belhanda, babel, feghouli gibi oyunculardan hareketsiz bir galatasaray yaratmak baya zor. bir de bununla kombine şu nzonzi'nin stoperlerin arasına girip top alma hadisesi. acilen bu saçma sapan işten vazgeçilmeli. madem mariano'yu oynatıyorsun, madem elinde marcao gibi ayağı süper düzgün bir stoper var bırak nzonzi orta sahada topla buluşsun. çünkü nzonzi'nin geriye gelmesi takımın hücum yerleşimini alt üst ediyor. adamın ceza sahasına koşu yapmasını da imkansızlaştırıyorsun. o cüssede bir oyuncu her hücumda defanstan top alıp ceza sahasına giremez. adamı salsak en az 7-8 de gol katkısı verecek. bu ne şimdi, fatih terim hücum ederken bile rakipten korkuyor mu? merak etmesin hücuma çıkarken bu gün olduğundan daha fazla top kaptırmayız. nzonzi oyunu geriden başlattığında orta alanda eksik kalıyoruz. seri, lemina veya seri, artık orta alanda oynayan kimse kafasını kaldırdığında 1 galatasaraylı futbolcu görüyorsa 3 rakip oyuncu görüyor. hadi belhanda'nın oyun stilinde top kaptırma var ama tüm takımın oyun stili mi top kaptırma üzerine olur. kafasını kaldıran top alacak adam bulamıyor ki. sonra seri formsuz. değil arkadaşım, seri sahada yalnız. formsuz oyuncu böyle olmaz. şu an kim formda, kim değil anlamamız zor. çünkü futbol takım oyunudur. biz takım oyunu oynamıyoruz. sinapslar, nöronlar bir oyun akışını ezberleyemiyor. o yüzden akışkan değil hiç bir hareketimiz. takım oyunu oynamayan bir takımın futbolcuları sahada kötü durur. bu adamlara formsuz demek sorunu yanlış tespit etmektir.

    tekrar tekrar yazıcam, şu kadroyu sergen'in eline verseler aklımızın hayalimizin almayacağı bir hücum zenginliği yaşarız. her oyuncumuz silah. adam gökhan töre gibi performans sürekliliği ve disiplin yönünden bitik bir oyuncuyla bile güzel futbol oynatıyor. evet doğru dürüst tek silahı gökhan töre. elinde feghouli, andone, belhanda, seri falan yok yani. sadece gökhan töre ve diğerleri. ama takım oyunu oynuyorlar işte. eksikler kapanıyor, kısıtlı yetenekler ön plana çıkıyor.

    fatih terim'in silkinip kendine gelmesi lazım. taraftar aleyhine söylenmeye başladı. bu gidişle ligin ikinci devresini göremeyecek. beraberinde yönetimi de götürecek. çünkü galatasaray genel kurulunda fırsatçı bir çakal sürüsü ellerini ovuşturup başarısızlık için dua ediyor. camiayı yeni bir dursun aydın özbek'e teslim edecekler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın