21851
2019/2020 sezonunun başlangıcından beri gerek kadro seçimleriyle gerek maç sonu açıklamalarıyla üzmeye devam ediyor. hocanın huyu, suyu değişti, ortada hiçbir sebep de yoktu. 2 sezon üst üste şampiyon olmuş takım zımba gibi transferlerle güçlendirildi, yönetimle arasında en ufak problem yoktu kaldı ki yönetimle arasında problem olacak bir yapı da yok, şu anki görüntüde hoca başkanın da üzerinde gibi gözüktüğü için olası problemde terim başkanı ezer geçer gibi duruyor, hocanın başarı için aradığı şartlar yerindeydi.
sezona kötü başladık, birkaç şanssız son dakika golü vesaire, bunlar olur. ama işler fenerbahçe'yi yenemedikten sonra farklı bir boyuta geldi, önce hiç gereği yokken yönetimi medya önünde topa tuttu, gençlerbirliği maçından sonra ise "belki de formayı daha çok hak eden genç çocuklara güvenmeliydim." öz eleştirisinin arkası ise doldurulmadı. psg maçı gurur veren mağlubiyet olarak nitelendirildi ki bu da terim'den hiç duymaya alışık olmadığımız bir cümleydi. hocayı hoca yapan en önemli unsur, hırsı gitmiş dedim ben bu açıklamayı duyduktan sonra. hiçbir mağlubiyet gurur veremez. kaldı ki gelin herkes itiraf etsin, psg maçındaki mağlubiyet gurur veren mağlubiyet falan değildi. seri'nin bir tane şutundan başka atağın yok, rakip senin kalende enteresan denemeler yapmış, hasbelkader 1 gol atarak bitirmiş maçı ve bu gurur verecek öyle mi? bu mağlubiyet gurur verdi diye 20 sene önceki terim'e söylesen pos bıyığından girer, kulak burun boğazdan çıkardı.
madrid maçı sonrası açıklamalar ise benim için son nokta oldu maalesef. o gün tribündeydim, belhanda'yı ıslıkladım, gene olsa gene ıslıklarım. kimsenin aklına ihtiyacımız yok. gerçek hayatta da bu işler böyle işliyor, eğer iş verdiğim alt tedarikçi işini doğru düzgün yapmıyorsa karşına alıp bu adamı da haşlıyorsun, lokantada bir yemek yersin beğenmediğin zaman bu yemeğin hali ne diye hesap sorarsın. fatih terim galatasaray tarihinde hiçbir futbolcusuna göstermediği iltizamı belhanda'ya gösteriyor, inanın ki hagi'nin, popescu'nun arkasında bile bu kadar durmazdı terim. burak yılmaz'ı en çok gol attığı dönemde televizyona bağlanıp burak'tan daha başka beklentilerim var, pres yapacak vs. diye haşlamış bir adamdan bahsediyoruz. futbolcu gelmiş ana, bacı bırakmadan 50 bin cephanene küfür ediyor, sen de sırtını sıvazlıyorsun. gerçekten hiç yakışmadı hocam.
fatih terim'i tanıdığım, bildiğim günden beri ilk defa ayıp ettiğini hissediyorum, yanlışlar elbet yapmıştır ama bu kez ayıp ediyor. (bkz: #2311427) bu 4.döneminin başladığı zaman attığım bir giri, ne kadar büyük heyecanlarla koştura koştura passolig almıştım. ve yemin ederim şu anda takımın teknik direktörü fatih terim olmasaydı hala passolig'im olmayacaktı, 4.dönemin başlangıcına tanıklık etmek istemiştim, hemen ertesi sezon da kombine aldım. hoca bendeki heyecanı maalesef giderek öldürüyor, mağlubiyeti kabul eden, vasatı onaylayan bir hoca haline geliyor.
çok üzgünüm, bir mucize olsun da eski terim geri gelsin diye bekleyeceğim kuytu köşede bir yerde. benim madrid maçı sonrası açıklamalardan sonra bir şeylerin değişeceğine yönelik inancım kalmadı, belli ki belhanda hazretleri ve diğer alelade 10 galatasaray futbolcusunu izlemeye devam edeceğiz. hocaya bunca başarının hatrına duyduğum saygıdan dolayı sessizce kenara çekilmeye karar verdim, bir daha da ne maça giderim ne de maç izlerim belhanda 11'de olduğu sürece. maça gitsem ıslıklayacağım, izlesem yok yere sinir stres sahibi olacağım televizyon başında küfür ederek. en iyisi son kez hocanın vardır bir bildiği diyerek kenara çekilmek, kaldı ki bu sefer bir bildiği yoksa çok büyük bir savaşın altına girdiği için kendi kendini de yok edecek sonunda maalesef.
hayırlısı olsun.
sezona kötü başladık, birkaç şanssız son dakika golü vesaire, bunlar olur. ama işler fenerbahçe'yi yenemedikten sonra farklı bir boyuta geldi, önce hiç gereği yokken yönetimi medya önünde topa tuttu, gençlerbirliği maçından sonra ise "belki de formayı daha çok hak eden genç çocuklara güvenmeliydim." öz eleştirisinin arkası ise doldurulmadı. psg maçı gurur veren mağlubiyet olarak nitelendirildi ki bu da terim'den hiç duymaya alışık olmadığımız bir cümleydi. hocayı hoca yapan en önemli unsur, hırsı gitmiş dedim ben bu açıklamayı duyduktan sonra. hiçbir mağlubiyet gurur veremez. kaldı ki gelin herkes itiraf etsin, psg maçındaki mağlubiyet gurur veren mağlubiyet falan değildi. seri'nin bir tane şutundan başka atağın yok, rakip senin kalende enteresan denemeler yapmış, hasbelkader 1 gol atarak bitirmiş maçı ve bu gurur verecek öyle mi? bu mağlubiyet gurur verdi diye 20 sene önceki terim'e söylesen pos bıyığından girer, kulak burun boğazdan çıkardı.
madrid maçı sonrası açıklamalar ise benim için son nokta oldu maalesef. o gün tribündeydim, belhanda'yı ıslıkladım, gene olsa gene ıslıklarım. kimsenin aklına ihtiyacımız yok. gerçek hayatta da bu işler böyle işliyor, eğer iş verdiğim alt tedarikçi işini doğru düzgün yapmıyorsa karşına alıp bu adamı da haşlıyorsun, lokantada bir yemek yersin beğenmediğin zaman bu yemeğin hali ne diye hesap sorarsın. fatih terim galatasaray tarihinde hiçbir futbolcusuna göstermediği iltizamı belhanda'ya gösteriyor, inanın ki hagi'nin, popescu'nun arkasında bile bu kadar durmazdı terim. burak yılmaz'ı en çok gol attığı dönemde televizyona bağlanıp burak'tan daha başka beklentilerim var, pres yapacak vs. diye haşlamış bir adamdan bahsediyoruz. futbolcu gelmiş ana, bacı bırakmadan 50 bin cephanene küfür ediyor, sen de sırtını sıvazlıyorsun. gerçekten hiç yakışmadı hocam.
fatih terim'i tanıdığım, bildiğim günden beri ilk defa ayıp ettiğini hissediyorum, yanlışlar elbet yapmıştır ama bu kez ayıp ediyor. (bkz: #2311427) bu 4.döneminin başladığı zaman attığım bir giri, ne kadar büyük heyecanlarla koştura koştura passolig almıştım. ve yemin ederim şu anda takımın teknik direktörü fatih terim olmasaydı hala passolig'im olmayacaktı, 4.dönemin başlangıcına tanıklık etmek istemiştim, hemen ertesi sezon da kombine aldım. hoca bendeki heyecanı maalesef giderek öldürüyor, mağlubiyeti kabul eden, vasatı onaylayan bir hoca haline geliyor.
çok üzgünüm, bir mucize olsun da eski terim geri gelsin diye bekleyeceğim kuytu köşede bir yerde. benim madrid maçı sonrası açıklamalardan sonra bir şeylerin değişeceğine yönelik inancım kalmadı, belli ki belhanda hazretleri ve diğer alelade 10 galatasaray futbolcusunu izlemeye devam edeceğiz. hocaya bunca başarının hatrına duyduğum saygıdan dolayı sessizce kenara çekilmeye karar verdim, bir daha da ne maça giderim ne de maç izlerim belhanda 11'de olduğu sürece. maça gitsem ıslıklayacağım, izlesem yok yere sinir stres sahibi olacağım televizyon başında küfür ederek. en iyisi son kez hocanın vardır bir bildiği diyerek kenara çekilmek, kaldı ki bu sefer bir bildiği yoksa çok büyük bir savaşın altına girdiği için kendi kendini de yok edecek sonunda maalesef.
hayırlısı olsun.