resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 21298
    bu ülkede bazı insanlar ne yaparlarsa yapsınlar, dokunulmazdır. eleştirilmezler ve aleyhlerinde söylenecek her söz saldırı olarak kabul edilir. onlar asla hata yapmazlar. hata her zaman başkalarındadır, başka yerdedir. ancak düşmanlarla işbirliği içinde olmak gibi açık bir gaflet içinde olurlarsa, linç edilirler. öyle bir durumda, efsane, winner vs. mertebesinden, hain, ''bir daha ...'nın kapısından bile geçemez'' mertebesine düşerler. bir günde kral olmamışlardır ama bir günde 'hain' olabilirler. öyle anlarda onlara vurmak sevaptır, meşrudur. herkes ne biriktirdiyse kusar. ama ne tuhaftır ki, bu lince en az katılanlar, eskiden beri yanlışlarını görüp eleştirenler arasından çıkar. daha sonra yeteri kadar zaman geçtiğinde, birçokları için kıvrak bir dansöz olan hafıza izin verdiğinde ve parıl parıl parlayan çıkarlar söz konusuysa, ilgili kişimiz yine yüceliş basamaklarına çıkarılır. eski defterler kurcalanmaz. unutulmuştur, unutulmalıdır. olur da, bu hafıza bataklığında ara ara 'şer' kabarcıkları ortaya çıkarsa ve unutma oyunu bunu engelleyemiyorsa, sevinçle eski bir düstur hatırlanır: bir hata varsa, hata her zaman başkalarındadır.

    galatasaray spor kulübü henüz doğduğu an ''türk olmayan takımları yenmek'' ödevini kendi üzerine yüklemiş ve bu ödevi yerine getirebilmek için var gücüyle çabalamış bir kültürdür. yüzlerce, binlerce güzel insan, ödevleri gereği bu kültür binasına harç taşımış ve en nihayetinde bir türk takımı olarak en yükseğe adını yazdırmıştır. işte bu zirve anında, bu destansı öykünün başat rolünde, fatih terim vardı. bir galatasaray sevdalısı olarak, fatih terim'e olan şükranım ve bana yaşattığı gurur asla bitmeyecek. ancak, şükranlarım ve haklı gururum saklı kalmak kaydıyla, kendisinin dokunulmaz, eleştirilmez olduğuna inanmıyorum. herhangi birinin dokunulmaz, eleştirilmez olduğuna inanmadığım gibi.

    fatih terim zirve noktasından sonra çeşitli aralıklarla 3 dönem daha teknik direktörümüz oldu. bu 'yeniden' gelişlerde kimin, kime daha çok ihtiyacı vardı sorusu, kritik bir önemde. çünkü bu soru çoğunlukla unuttuğumuz bir gerçekliği ifade ediyor. tıpkı fatih terim'in sıklıkla söylediği gibi, (ne acıdır ki, bu sözün gereğini her zaman yapmadı) aslolan galatasaray'dır. genele baktığımızda öyle bir hava var ki, eğer fatih terim olmasa, galatasaray karanlığa gömülecek, esamesi okunmayacak. bu düşünce ister bilinç düzeyinde olsun, ister bilinçaltında, tehlikelidir. tek bir bireye bağ(ım)lı her sistem, devlet, kurum ufalanmaya, yok olmaya mahkumdur. ben galatasaray'ın tek bir bireye bağımlı olduğunu düşünmüyorum. ama estirilen hava bu yönde. biraz da bu yüzden fatih terim eleştirisi ile galatasaray düsmanlığı bir tutuluyor. (galatasaray taraftarlarının eleştirilerini kast ediyorum)

    4. fatih terim dönemine baktığımızda, yerel başarısızlıktan söz edilmez. ancak başarılı olmamız, galatasaray standartlarında bir oyunumuz olduğu anlamına gelmiyor. oyunumuz ve oyun planımız kötü. nitekim, avrupa kupaları maçlarında, tarihini yalancı çıkartan bir galatasaray var. 96/00 döneminde devrimci olarak niteleyebileceğimiz bir oyun kurgulayan mimarımız, özellikle 4. döneminde tanınmayacak halde. mesele oyun gücüdür. galatasaray olarak biz, adımızı zirveye oyuncu gücüyle değil, oyun gücüyle yazdırdık. oyuncu gücünde avrupa kupalarındaki rakiplerimizden hep geride olduk, olacağız. oyun planına, oyun gücüne en çok bizler ve bizim gibi kısıtlı imkanları olan takımlar önem vermeli. peki biz galatasaray taraftarları ne yapıyoruz? hatayı hep başka yerlerde arama güdüsüyle, hala oyuncuları suçluyoruz. oyundan başka her şeye dikkat kesilmiş haldeyiz. birilerinin güdümündeki tff ve kurulları, ülke sınırları içindeki rakiplerimizin kötü niyetli başkanları, yöneticileri vs. evet, bel altına oynayan bu mihraklar var. ama onlar oyunumuzun vasat altı olmasının sebebi değiller.

    en iyi niyetli yorumlar bile, son dönemlerde ortada güçlü bir oyun, bir oyun planı göremiyor. oyuncularımızın anlık performanslarına bağlı bir oyunumuz var. fatih terim'in 4. gelişinden itibaren günbegün vasatlaşan bir oyun apaçık ortada. defolarımız ülke sınırları içinde bariz bir şekilde ortaya çıkmıyor ama her avrupa kupası maçları, bizim için birer ayna oluyor. ki artık ülke sınırları içinde de defolarımız net bir şekilde ortada. türkiye ligi'ndeki herhangi bir takım bile, oyunumuzu kitleyebiliyor. oyunun gelişeceğine dair bir umut da pek görünmüyor. ama hala asıl sorgulanması gereken kişi değil, her zamanki gibi başkaları sorgulanıyor.

    bu oyun, tarihsel olarak galatasaray'ın hakettiği bir oyun değildir. mevcut kadromuzun hakettiği bir oyun da değildir.

    isteyen bunun nedenini söz gelimi yuto nagatomo'da, hakemlerde, tff'de, yönetimde, ezik ve kötü niyetli rakip takım başkanlarında vs. arayıp, fatih terim'i dokunulmaz kılabilir. ben oyunun niteliğinin sorumluluğunu tamamen fatih terim'e yüklüyorum.

    fatih terim'in oyun dışındaki hiçbir şeyle uğraşmaması, tüm dikkatini ve mesaisini asli görevi olan teknik direktörlüğe vermesi elzemdir.

    bir galatasaray sevdalısı ve taraftarı olarak ondan birilerine cevap, ayar vs. değil, hakettiğimiz oyunu talep ediyorum. eğer bunu yapmak istemiyorsa, hala birilerine ayar vermek istiyorsa, seçimlere girip yönetici ya da başkan olsun, kendi tercihi.

    ama kendisi şu an galatasaray spor kulübü teknik direktörüdür ve aslolan galatasaray'dır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın