35735
mustafa cengiz: “kombinelerde neredeyse doyma noktasındayız, sayısal olarak söylüyorum. tabii ki rakamsal olarak taraftarımızın da bizim de bu konudaki ihtiyacımız bitmez. 40 bini aştık, 41 bin dolayında. şu an da locaların yalnızca 30'u boş, göreve geldiğimizde bu sayı 75'di. bu da giderek eriyor. taraftarımız son transferlerimizle birlikte bize desteğini veriyor, bu bizi çok mutlu ediyor. biz bu desteğin maddileşmesi için çalışıyoruz tabii ki. burada özellikle locaların kalanı için yarış yapılmasını öneriyorum. sadece forma yetmez. bir yandan taraftarımıza forma yetiştiremiyoruz. teminci firmayla geçtiğimiz yönetimlerle yaşanan sorunlardan dolayı bazı aksaklıklar yaşıyoruz. onların ifadesiyle geçtiğimiz yönetimlerin borçlarından dolayı forma temininde bazı sorunlar yaşıyoruz. özellikle son aylarda. çekincelerinde ticari açıdan kendilerine göre haklı olabilirler. şunu söyleyebilirim, bizim teminci firmaya son bir ay itibariyle tek lira borcumuz yok. teminat istedikleri zaman, ihtiyacımızı nakit para karşılığı peşin olarak aldık. bir yandan buna çalışıyoruz. bir yandan da tişört satarak gelir elde ediyoruz. bunların üretimi, tasarımı ve sunumu önemli. taraftarımızdan bu konuda son dönemde çok şikayet alıyoruz. şunu söyleyebilirim biz tasarımlardaki harf düzeninden mağazalarla ilgili şikayetlere, her şeyle tek tek ilgileniyoruz. kaldı ki başka bir mesele ama bu mağaza sayısını da düşürmemiz lazım. diğer yandan sahte forma satan bazı telefon numaraları var. taraftarımız lütfen web sitemize baksınlar; galatasaray'ın resmi kaynaklarından ilan edilenden başka hiçbir numaraya itibar etmesinler, rica ediyorum.zaten biz yalnızca forma satarak bir futbol takımını finanse edemeyiz, taraftarlarımızdan ricam loca satın alarak da bize destek olmaları. son iki yılda almadık kupa bırakmadık, sonraki iki yılda devamlı ve istikrarlı bir mali yapı oluşması için bunun şart olduğunu söyleyebilirim.
rakiplerimizle aramızdaki yarış zaman zaman çok kızışıyor. zaman zaman bu rekabetin bazı unsurları çok şiddetleniyor. taraftarlarımızdan ricam özellikle önümüzdeki maçlarda sahamızın kapanmasına yönelik provakasyonlara, aramızda bulunabilecek ajan provokatörlere karşı dikkatli olmaları. saha kapatmaya sebep olabilecek tepkilerini, haklı da olsa, tutmaları. son maçlarda görüldü ki karşımızda bir cephe, bir algı yönetimi, bir cepheleşme var. biz galatasaray olarak bu cepheyi bozacak güçteyiz. eğer varsa oyunları da bozarız. camiamızın gücü buna rahatlıkla yeter. bizim ana hedefimiz ali sami yen'in işaret ettiği gibi yabancı takımları yenmek ve dünyanın tepesine yürüyüşümüzü sürdürmek. inşallah sağlam bir mali yapı ve taraftarımızın desteğiyle bunu başaracağız.
biz galatasaray olarak herkese 10 puan vererek başlarız. buna bütün federasyon ve kurulları da dahil. zaman geçtikçe puanımızı gelişmelere göre değiştiririz. biz geçen yıl yarışı sahada kaybeden rakiplerimizin, mağlubiyetlerini makul şekilde açıklamak ya da taraftarlarına şirin gözükmek için, bize göre doğru olmayan şekilde şampiyonluğumuzu lekeli olarak nitelediğini gördük. bize göre hem ligdeki rekabet hem de o rekabeti tescilleyen kurumlar şerefli ve değerlidir. bizim prensibimiz böyle. bu prensibe göre yeni federasyona da temiz sayfa açarak başladık. ancak geçen yıldan kalan birtakım rahatsızlıklarımızın kör gözüne parmak tekrar sahaya sürülmesi bizi müthiş rahatsız ediyor. hakemlerin galatasaray'a faul, sarı, kırmızı kart ve ceza konusunda gösterdiği bu anlamsız cesaret bize göre çok fazla. biz iki faulde bir sarı kart görüyoruz, rakiplerimizde bu oran 16-20 faulde bir. böyle bir orantı gözetildiğini düşünmüyoruz. biz burada galatasaray'ı cezalandırmaya yönelik bir eğilim görüyoruz. neden? çünkü birisi çıkıyor galatasaray'ın iki şampiyonluğu şaibelidir diyor, isim veriyor. bizim iki maçımızı yönetmiş iki hakemi (ki daha önce bize karşı hata yapmış hakemler) o iki maçtan hatalarını cımbızla çekip askıya alıyorlar ve göz dağı veriyorlar. bu şekilde diğer hakemlere galatasaray lehine hata yapmayın cezalandırılırsınız, aleyhine hata yapmaktan çekinmeyin mesajı veriliyor. ne olacak ki? başkanı konuşur ceza alır, teknik direktörü konuşur ceza alır mesajı veriyorlar. o cezalar da veriliyor. türk toplumunun en önemli rahatlama alanı futbol. lütfen futbolun dinamikleriyle kendi camianızın çıkarları için oynamayın. biz rakiplerimize duyduğumuz saygı dolayısıyla onları değerli görüyoruz. ama rakiplerimiz taçta yapılan bir hakem hatasından dolayı şampiyonluklarımızı lekeli olarak nitelemekten çekinmiyor. ben bütün kurullara, sorumlulara ve başkanlara kendi formalarından sıyrılarak demeç vermeleri için sesleniyorum. buna federasyon başkanları da kurul başkanları da birlik başkanları da dahil. gerçi birliğe birlik demeye de dilim varmıyor. içinde bir takımın olmadığı birlik aslında yok hükmündedir. bizim için de maalesef bu birlik yok hükmündedir. bunun da bir an evvel düzeltilmesini istirham ediyorum. milli maç arası yaşadık, milli takımımız bizi mutlu eden şekilde başarılı sonuçlar aldı. şimdi lig yeniden başlayacak, tüm taraftarlardan isteğimiz takımlarına ölümüne destek vermeleri ama provokasyonlardan kaçınmaları, aramızdaki provokatörlere dikkat etmeleri ve bu şekilde ligin mutlu bir hava içinde devam etmesi.değerli arkadaşlar milli takımımızda 11, 13 oyuncu olup ülkemiz dünya üçüncüsü olurken "biz bu galatasaray milli takımıdır" demedik. bizim için milli olan her şey değerlidir, sahip çıkarız. bizimdir, bize aittir, galatasaray'ındır. şahsen görüşümü soruyorsanız şunu söyleyebilirim: ben, şenol güneş'in yerinde olsam emre mor'u, şener özbayraklı'yı, adem büyük'ü milli kadroya alırdım. ama tabii ki bu kendisinin teknik direktör tercihidir ancak serzenişte bulunabiliriz. ben bunu diyebilirim."
yusuf günay: "bildiğiniz gibi 6222'yle bir kanun değişikliği yapıldı. bu değişiklikle bazı yabancı ülkelerde olduğu gibi ayakta izleyici alınmasına bir imkan tanındı. biz kanun yayınlanır yayınlanmaz gençlik ve spor bakanlığı'na başvurumuzu yaptık. öncesinde de hazırlıklarımızı, çalışmalarımızı yapmış, siparişlerimizi vermiştik. 10 bin kişilik bir kapasite artışı planlıyoruz. izni bekliyoruz. en kısa sürede bu artışı gerçekleştirmiş olacağız. süper lig maçlarında iki kale arkasında maçlar ayakta izlenebilecek. şampiyonlar ligi'nde ayakta izlenen bölgelerde portatif koltuklarla oturarak izlenebilecek. böylece kapasitemiz 62 binin üzerine çıkacak. bunun yanında 4 bin vip koltuğumuzu değiştiriyoruz, yani stadımızı aslında bir anlamda yeniliyoruz."
rakiplerimizle aramızdaki yarış zaman zaman çok kızışıyor. zaman zaman bu rekabetin bazı unsurları çok şiddetleniyor. taraftarlarımızdan ricam özellikle önümüzdeki maçlarda sahamızın kapanmasına yönelik provakasyonlara, aramızda bulunabilecek ajan provokatörlere karşı dikkatli olmaları. saha kapatmaya sebep olabilecek tepkilerini, haklı da olsa, tutmaları. son maçlarda görüldü ki karşımızda bir cephe, bir algı yönetimi, bir cepheleşme var. biz galatasaray olarak bu cepheyi bozacak güçteyiz. eğer varsa oyunları da bozarız. camiamızın gücü buna rahatlıkla yeter. bizim ana hedefimiz ali sami yen'in işaret ettiği gibi yabancı takımları yenmek ve dünyanın tepesine yürüyüşümüzü sürdürmek. inşallah sağlam bir mali yapı ve taraftarımızın desteğiyle bunu başaracağız.
biz galatasaray olarak herkese 10 puan vererek başlarız. buna bütün federasyon ve kurulları da dahil. zaman geçtikçe puanımızı gelişmelere göre değiştiririz. biz geçen yıl yarışı sahada kaybeden rakiplerimizin, mağlubiyetlerini makul şekilde açıklamak ya da taraftarlarına şirin gözükmek için, bize göre doğru olmayan şekilde şampiyonluğumuzu lekeli olarak nitelediğini gördük. bize göre hem ligdeki rekabet hem de o rekabeti tescilleyen kurumlar şerefli ve değerlidir. bizim prensibimiz böyle. bu prensibe göre yeni federasyona da temiz sayfa açarak başladık. ancak geçen yıldan kalan birtakım rahatsızlıklarımızın kör gözüne parmak tekrar sahaya sürülmesi bizi müthiş rahatsız ediyor. hakemlerin galatasaray'a faul, sarı, kırmızı kart ve ceza konusunda gösterdiği bu anlamsız cesaret bize göre çok fazla. biz iki faulde bir sarı kart görüyoruz, rakiplerimizde bu oran 16-20 faulde bir. böyle bir orantı gözetildiğini düşünmüyoruz. biz burada galatasaray'ı cezalandırmaya yönelik bir eğilim görüyoruz. neden? çünkü birisi çıkıyor galatasaray'ın iki şampiyonluğu şaibelidir diyor, isim veriyor. bizim iki maçımızı yönetmiş iki hakemi (ki daha önce bize karşı hata yapmış hakemler) o iki maçtan hatalarını cımbızla çekip askıya alıyorlar ve göz dağı veriyorlar. bu şekilde diğer hakemlere galatasaray lehine hata yapmayın cezalandırılırsınız, aleyhine hata yapmaktan çekinmeyin mesajı veriliyor. ne olacak ki? başkanı konuşur ceza alır, teknik direktörü konuşur ceza alır mesajı veriyorlar. o cezalar da veriliyor. türk toplumunun en önemli rahatlama alanı futbol. lütfen futbolun dinamikleriyle kendi camianızın çıkarları için oynamayın. biz rakiplerimize duyduğumuz saygı dolayısıyla onları değerli görüyoruz. ama rakiplerimiz taçta yapılan bir hakem hatasından dolayı şampiyonluklarımızı lekeli olarak nitelemekten çekinmiyor. ben bütün kurullara, sorumlulara ve başkanlara kendi formalarından sıyrılarak demeç vermeleri için sesleniyorum. buna federasyon başkanları da kurul başkanları da birlik başkanları da dahil. gerçi birliğe birlik demeye de dilim varmıyor. içinde bir takımın olmadığı birlik aslında yok hükmündedir. bizim için de maalesef bu birlik yok hükmündedir. bunun da bir an evvel düzeltilmesini istirham ediyorum. milli maç arası yaşadık, milli takımımız bizi mutlu eden şekilde başarılı sonuçlar aldı. şimdi lig yeniden başlayacak, tüm taraftarlardan isteğimiz takımlarına ölümüne destek vermeleri ama provokasyonlardan kaçınmaları, aramızdaki provokatörlere dikkat etmeleri ve bu şekilde ligin mutlu bir hava içinde devam etmesi.değerli arkadaşlar milli takımımızda 11, 13 oyuncu olup ülkemiz dünya üçüncüsü olurken "biz bu galatasaray milli takımıdır" demedik. bizim için milli olan her şey değerlidir, sahip çıkarız. bizimdir, bize aittir, galatasaray'ındır. şahsen görüşümü soruyorsanız şunu söyleyebilirim: ben, şenol güneş'in yerinde olsam emre mor'u, şener özbayraklı'yı, adem büyük'ü milli kadroya alırdım. ama tabii ki bu kendisinin teknik direktör tercihidir ancak serzenişte bulunabiliriz. ben bunu diyebilirim."
yusuf günay: "bildiğiniz gibi 6222'yle bir kanun değişikliği yapıldı. bu değişiklikle bazı yabancı ülkelerde olduğu gibi ayakta izleyici alınmasına bir imkan tanındı. biz kanun yayınlanır yayınlanmaz gençlik ve spor bakanlığı'na başvurumuzu yaptık. öncesinde de hazırlıklarımızı, çalışmalarımızı yapmış, siparişlerimizi vermiştik. 10 bin kişilik bir kapasite artışı planlıyoruz. izni bekliyoruz. en kısa sürede bu artışı gerçekleştirmiş olacağız. süper lig maçlarında iki kale arkasında maçlar ayakta izlenebilecek. şampiyonlar ligi'nde ayakta izlenen bölgelerde portatif koltuklarla oturarak izlenebilecek. böylece kapasitemiz 62 binin üzerine çıkacak. bunun yanında 4 bin vip koltuğumuzu değiştiriyoruz, yani stadımızı aslında bir anlamda yeniliyoruz."