20437
aspor, trtspor ve beyaztv muhabirlerini tesislere almama, zorunlu bulundukları alanlarda da kendilerinden soru kabul etmeme kararı almış teknik direktörümüzdür.
kendisi yine yeniden galatasaray taraftarını yönlendirme ihtiyacı duymuştur. özellikle son zamanlarda falcao konusunda bu medya soytarılarının gazına gelen taraftarımız, falcao konusunun bir türlü sonuca varamaması ve ardından gelen denizlispor mağlubiyetiyle resmen saldıracak, suçlayacak yer aramakta. bunun baş sorumlusu da yaklaşık 1,5 aydır falcao konusunda bugün geldi yarın gelecek diye diye taraftarın sinirlerini iyice geren, sinir uçlarıyla oynayan, uydurdukları haberler doğru olmayınca da yönetimi taraftarın önüne atan bu medya soytarılarıdır.
fatih hoca bu hamlesiyle aslında asıl ayarı gaza gelen(buna ben de dahilim) taraftarımıza vermiştir. tam da yönetime tepkiler baskın hale gelmişken olaya müdahale edip bize düşmanın kim olduğunu, ne derece sinsilikler peşinde olunduğunu o meşhur instagram tv videosundan sonra bir kez daha tekrarlamak zorunda kalmıştır. zira taraftarımız bunu anlamama konusunda baya dirençli. ama hoca da sağolsun bunu anlatma konusunda çok sabırlı. hoca bu kararıyla bizlere açık açık "bunlara inanmayın, bunlar sizi üzmekten, bizi birbirimize düşürmekten başka bir iş yapmaz" diyor. bir düşünelim bakalım sezonun ilk maçını oynadık ve kaybettik, daha önce ilk maçı kaybettiğimiz hangi sezon bu hale gelmiştik biz? veya falcao konusu; hadi diyelim ki defter kapandı, bu bizim peşinden koşup ta alamadığımız ilk forvet mi ne bu kıyamet? hatta son da olmayacak ben size söyliyeyim. bunlar kıyamet koparılacak durumlar değil, kıyametin kopması gereken zamanı biz çoktan geçtik. (bkz: riva ve florya soygunu)
insanız hepimiz gaza geliyoruz, sinirleniyoruz, bazen içimizi dökmek rahatlamak istiyoruz ama lütfen bunları ölçüsünü kaçırmadan, düşmanın ekmeğine yağ sürmeden, onlara istediklerini vermeden yapalım. bakın bu düşman çok farklı bu başka. lütfen artık kendimize gelelim. yönetim de bizim, teknik ekip de, oyuncular da! lütfen yazacağınız her şeyde aklınıza önce bu organize ama amatör kötülüğü getirin...
bunu lütfen klişe bir çağrı olarak algılamayın ama bizim uzun zamandır söylemediğimiz bir marşımız var. onu rafından indirmenin tam zamanı...
yollar uzun, dikenli, taşlı olsa da,
bastığın yer üzüntülerle dolsa da
sel, çığ, ateş, önünde her ne olsa da,
cim-bom başı dik yürür!
kendisi yine yeniden galatasaray taraftarını yönlendirme ihtiyacı duymuştur. özellikle son zamanlarda falcao konusunda bu medya soytarılarının gazına gelen taraftarımız, falcao konusunun bir türlü sonuca varamaması ve ardından gelen denizlispor mağlubiyetiyle resmen saldıracak, suçlayacak yer aramakta. bunun baş sorumlusu da yaklaşık 1,5 aydır falcao konusunda bugün geldi yarın gelecek diye diye taraftarın sinirlerini iyice geren, sinir uçlarıyla oynayan, uydurdukları haberler doğru olmayınca da yönetimi taraftarın önüne atan bu medya soytarılarıdır.
fatih hoca bu hamlesiyle aslında asıl ayarı gaza gelen(buna ben de dahilim) taraftarımıza vermiştir. tam da yönetime tepkiler baskın hale gelmişken olaya müdahale edip bize düşmanın kim olduğunu, ne derece sinsilikler peşinde olunduğunu o meşhur instagram tv videosundan sonra bir kez daha tekrarlamak zorunda kalmıştır. zira taraftarımız bunu anlamama konusunda baya dirençli. ama hoca da sağolsun bunu anlatma konusunda çok sabırlı. hoca bu kararıyla bizlere açık açık "bunlara inanmayın, bunlar sizi üzmekten, bizi birbirimize düşürmekten başka bir iş yapmaz" diyor. bir düşünelim bakalım sezonun ilk maçını oynadık ve kaybettik, daha önce ilk maçı kaybettiğimiz hangi sezon bu hale gelmiştik biz? veya falcao konusu; hadi diyelim ki defter kapandı, bu bizim peşinden koşup ta alamadığımız ilk forvet mi ne bu kıyamet? hatta son da olmayacak ben size söyliyeyim. bunlar kıyamet koparılacak durumlar değil, kıyametin kopması gereken zamanı biz çoktan geçtik. (bkz: riva ve florya soygunu)
insanız hepimiz gaza geliyoruz, sinirleniyoruz, bazen içimizi dökmek rahatlamak istiyoruz ama lütfen bunları ölçüsünü kaçırmadan, düşmanın ekmeğine yağ sürmeden, onlara istediklerini vermeden yapalım. bakın bu düşman çok farklı bu başka. lütfen artık kendimize gelelim. yönetim de bizim, teknik ekip de, oyuncular da! lütfen yazacağınız her şeyde aklınıza önce bu organize ama amatör kötülüğü getirin...
bunu lütfen klişe bir çağrı olarak algılamayın ama bizim uzun zamandır söylemediğimiz bir marşımız var. onu rafından indirmenin tam zamanı...
yollar uzun, dikenli, taşlı olsa da,
bastığın yer üzüntülerle dolsa da
sel, çığ, ateş, önünde her ne olsa da,
cim-bom başı dik yürür!