20355
asla ama asla belirli bir sisteme bağlı kalmayan hocamız. terim budur arkadaşlar. öyle makine gibi işleyen, herkesin görevini bildiği, kim oynarsa oynasın pozisyonlara ezbere girilen bir takım oluşturmaz terim. yapamaz mı? orasını bilemem. bence yapabilir. ama yapmaz. tarzı bu değil. teri, yetenekli oyuncularla oynamayı sever. çok fazla taktik vermez. çok kritik maçlar haricinde ciddi taktik konuşmalar yapmaz. basit ve anlaşılabilir taktikleri vardır. oyuncularına doğaçlama şansı verir. bu nedenle pek çok yıldız oyuncu sever terim'i. onlara özgürlük tanır. ama özgürlük tanıdığı oyuncuların kapasitesi düşükse takımın ve haliyle oyunun kapasitesi de düşer.
böyle kabul edeceksek edelim terim'i. başka türlü olmayacak. sahada hep bir kaos olacak. bunu kötü anlamda söylemiyorum. tamamen oyuncunun kalitesine ve o günkü formuna bağlıdır hocanın başarıları. seçtiği yol bu. kötü takımla kötü olur. normaldir. zira oturup günlerce taktik plan çalışmaz. temel istekleri vardır: önde baskı, topa yakın olma, takım halinde hareket. bunun dışında ben hiçbir zaman çalışılmış taktikler görmedim hocadan. 37 yaşındayım ve hiç görmedim. dediğim gibi bazı maçlara özel çalışır. ama yani toplasanız kariyeri boyunca 10 tane değildir.
hocanın tembelliği filan değil bu. ancak eskiden kendisini ispatlamak için en azından her gün rakipleri izler ve ona göre ufak dokunuşlar yapardı. şimdi yaşının ve kariyerinin getirdiği özgüven ile onu da yapmıyor. bu da bize kimi zaman pahalıya patlıyor.
kendisinin en büyük problemi ise bitmek bilmeyen inadıdır. bazı şeyleri takar kafaya ve olmasa da, olmayacak olsa da olana kadar yapmaya çalışır. olmadıkça ve olmadığını, olamayacağını gördükçe daha çok hırslanır, daha çok yapar. zaten çoğu zaman ne kaybettiyse bu inat dolayısıyla kaybetmiştir. ama kazandıklarını da bu inadına borçludur. bu yüzden kızarız, söyleniriz, şikayet ederiz. ama terim budur. ben değişmesini beklemiyorum. ama hatalarını gördükçe de söylüyorum. ha bir işe yarıyor mu benim söylemem? elbette hayır. ama en azından içim soğuyor.
böyle kabul edeceksek edelim terim'i. başka türlü olmayacak. sahada hep bir kaos olacak. bunu kötü anlamda söylemiyorum. tamamen oyuncunun kalitesine ve o günkü formuna bağlıdır hocanın başarıları. seçtiği yol bu. kötü takımla kötü olur. normaldir. zira oturup günlerce taktik plan çalışmaz. temel istekleri vardır: önde baskı, topa yakın olma, takım halinde hareket. bunun dışında ben hiçbir zaman çalışılmış taktikler görmedim hocadan. 37 yaşındayım ve hiç görmedim. dediğim gibi bazı maçlara özel çalışır. ama yani toplasanız kariyeri boyunca 10 tane değildir.
hocanın tembelliği filan değil bu. ancak eskiden kendisini ispatlamak için en azından her gün rakipleri izler ve ona göre ufak dokunuşlar yapardı. şimdi yaşının ve kariyerinin getirdiği özgüven ile onu da yapmıyor. bu da bize kimi zaman pahalıya patlıyor.
kendisinin en büyük problemi ise bitmek bilmeyen inadıdır. bazı şeyleri takar kafaya ve olmasa da, olmayacak olsa da olana kadar yapmaya çalışır. olmadıkça ve olmadığını, olamayacağını gördükçe daha çok hırslanır, daha çok yapar. zaten çoğu zaman ne kaybettiyse bu inat dolayısıyla kaybetmiştir. ama kazandıklarını da bu inadına borçludur. bu yüzden kızarız, söyleniriz, şikayet ederiz. ama terim budur. ben değişmesini beklemiyorum. ama hatalarını gördükçe de söylüyorum. ha bir işe yarıyor mu benim söylemem? elbette hayır. ama en azından içim soğuyor.