• 306
    bazı notlar aldım ve bizlere 2019-2020 sezonu hakkında fikirler verecek en önemli karşılaşma hakkında bazı tespitlerimi paylaşacağım...

    dakika 10: (civarı) luyindama selçuk’ a derin bir top attı ve selçuk kaleciyle karşı karşıya kaldı. bu selçuk’ un hücum bilgisini ortaya koyan bir done olurken temposunun da ne denli düşük olduğunu gösteriyordu bizlere. oraya o koşuyu attığında topa ancak zayıf bir vuruş yapabilecek kadar bir dermanı kalıyordu. zaten maçın devamında da selçuk verdiği paslar sonrasında topu geri almak üzere kendini bir kere gösteriyor, markaja alındığı anda kendini ikinci kere göstermeye çalışmıyordu. maçın daha da devamında temposu iyice düştü ve artık attığı pasları geri alabileceği alanlara bile hamle yapmıyordu. selçuk en formda olduğu zamanlarda da temposu acaba yetersiz miydi? acaba futbolun temposu mu git gide arttı. xavi bugün barcelona’ da oynasa aynı başarılar kazanılabilir miydi? bilmiyorum tabi ama sanki hem selçuk’ un temposu iyiden iyiye düştü hem de futbolun ortalama temposu git gide artıyor gibi geliyor bana. selçuk son 20 bile değil, 10 dakikaların adamı artık.

    dakika 12:akhisar’ ın kullandığı kornerde top, alan markajının yapıldığı alana düştü ve topa rahat bir vuruş yapıldı. neticede top direkten döndü. lakin maçın devamında da köşe vuruşlarından ceza sahasına inen toplara rahat vuruşlar yaptırdık. bunun en önemli sebebi takım boyundaki kısalma pek tabii. geçen seneki ilk 11 ile kıyasladığımıza boy ortalamamız yaklaşık 2cm düştü. bu veriyi kornerlerde alan savunması yapan oyuncuları kıyaslayarak oranlarsak daha da yüksek bir sonuç gösterecektir. dolayısıyla eğer bu boy ortalamasıyla oynarsak ligde bu sezon kornerden minimum 7-8 gol yeriz diye düşünmekteyim. boy ortalamasını uzun bir 6 numarayla uzatmazsak sonuç bu olacaktır. uzatırsak bile yine de 4-5 gol yiyeceğiz. geçen sene 2.yarıda sezonun son maçı hariç hiçbir maçta kornerden gol yemedik. hatta kafa golü bile yemedik. son maçta (sivasspor deplasmanı) luyindama ve diagne gibi 2 uzun oyuncu sahada olmayınca her köşe vuruşu kalemizde tehlike olarak cereyan etti. bu sezon bu konuda yaşayacağımız olumsuzluğa dair ipucu veren bir maç oldu bu açıdan.

    dakika 35: şöyle bir not almışım; dakika 35-40 arasında selçuk ile seri yer değiştirdi. sonra da ön alanda pas tempomuz arttı. zaten şu var ki selçuk’ un 8 numara oynaşı (pas atacağı yeri ve zamanı bilen bir futbolcudan bahsediyorum. oyunu hızlandırabilen paslar atabilen bir profil) ve seri gibi bir 6 numarayla (yani hem topla kat edebilen hem de çok iyi ters toplar atabilen bir 6 numarayla) oynamak geçen sene alanyaspor deplasmanında yediğimiz baskıya benzer baskılarda, tel tel dökülen hallere düşmemizi engeller. lakin selçuk gibi temposuz bir futbolcuyla bu oyunu oynamak, top kaptırma oranımızı daha da aşağı çekmemizi engellerken topu geri kazanma süremizi de arttırdı. yine bu sistemde daha tempolu bir selçuk’ un olmaması topu belhanda’ ya ulaştırmayı geciktirebildiği gibi 3.bölgede ki belhanda’ nın da etkinliğini azaltıyor. selçuk, belhanda’ nın markajdan kurtulmasını sağlayacak koşulara ve verkaçlara giremiyor. 10 bininci kere söyleyeceğim ama temposu yetmiyor! selçuk 6 numara “pozisyonunda” geriden oyun kurma görevini üstlenince seri’ nin bağlantı görevinde hünerleri işimize daha çok yaradı ve temposuyla belhanda topla buluştu. topla buluştuğu anda da daha çok pas opsiyonuna sahip oldu. 3. bölgede yaptığı bu rahat oyunlar esnasında hızlıca golü yaptı.

    ayrıca belhanda’ nın geçen sene kabak gibi gözler önünde olan sorunu yani 3.bölgede istediği gibi topla buluşamama, buluşsa da geriden top çıkarmaya çalışmaktan ön alana olan konsantrasyonunun ve ritminin kaybolmuş hali bu sene ortadan kalkacak gibi görünüyor hocanın bu 3 tane 8 numaralı sisteminde. aslında hoca 11 tane 8 ister ama neyse. o konu başka. belhanda’ nın geçen seneki yalnızlığından kurtulacak olmasının meyvesi daha ilk maçtan uç verdi. bu sezonun en büyük transferi belhanda olacaktır. buna hiç şüpheniz olmasın.

    bu 35.-40. dakikalar arasında geride oynayan selçuk neden tekrar 8 numaraya geçti? (maç içerisinde ara ara seri’ yle 6-8 numara pozisyonlarında değişiklik yaptılat ancak genelde seri 6 numara pozisyonundaydı) çünkü selçuk topu çıkarırken, selçuk’ a pres yaparsanız boşta bir adam mutlaka vardır ya da faul alabilir. ama eğer selçuk’ a değil pas opsiyonlarına baskı yaparsanız selçuk topu çıkaramaz. boşluğa derin top atar. bu da hocamın pas oyunu pratiğini kilitler. ancak seri veya onun gibi aynı zamanda topla kat edebilen bir futbolcunun farkı şudur ki eğer kendisine baskı yapmazsanız topla bir anda 3. bölgenizde bitiverir. aslında 2. bir seri bulsak dahi bu maçta oynanan futbola bir kaç seviye atlatacağı kesin (her ne kadar defansif zaafiyet yaratsa da). hele bir de bunu biraz yapabilirken beri yandan defansif görevlerini de yerine getirebilirse o futbolcu olursa... bunun yanında hava toplarında da etkisiz değilse... sanırım melo’ yu tarif ediyorum. inanın fanatizmle ilgisi yok. hareketlerini abartılı bulduğum zamanlar olmuştur. tamamen kalitesine ve nadirliğine ilgim ve yazarken farkettim onu tarif ettiğimi... bekliyoruz orta sahayı bakalım.... bu bölüm biraz uzun oldu ancak bizim oynayacağımız futbol mantalitesine selam çakan çok fazla anektot sağladı bana bu dakikalarda gelen oyun akışı ve gol...

    dakika 48: muslera muhteşem bir kurtarış yaptı. bu adamın formu tamamen havaların sıcaklığına bağlı. bu söylediğimi unutmayın ve dikkat edin. havalar soğukken berbat hatalar yapabilen bir adamken sıcaklıklar 27’ dereceleri görmeye başladığında muazzam işler çıkarıyor. bir örneğini bu dakikada gördük. muazzam bir top daha çıkardı.

    dakika 49: selçuk uyuyor ve takım pozisyon üstüne pozisyon veriyor. rakip uzun atıp döneni almaya başladı. işte 3 tane 8 numaralı futbolcuyla oynamanın en büyük handikaplarından biri. bu noktada takımının baskıyı kırabilmesi yalnızca tekniklerine değil mücadele güçlerine de bağlıydı. mariano ve selçuk’ un ptt 1.ligi alt sıraları ayarındaki tempoları ve şu an takımda bir onyekuru’ nun olmayışı takımızın diğer büyük handikapı gibi görünüyor. onyekuru mu! o da nereden çıktı? şöyle izah edeyim;

    eğer selçuk’ un yerine 8 numara tadı veren bir 6 numara alırsak linnes’ e formayı verirsin. alacağın transfer ile hem selçuk’ un tempo sorununu çözer, hem de topla haşır neşir olabildiği için mariano’ ya şu an olan(pas oyunlu sistemde) ihtiyacını karşılarsın. linnes de temposuyla mücadele gücüyle dönen toplara atlar zıplar. topu kazanma oranın artar rakip bu dakikalardaki gibi dikene bir futbol sergiler ise... lakin o top yere inip seken bir halde seri’ nin önündeyken ve sen topu aslında kazanmışken, rakibin de defansını öne doğru itmişken, kanattan bir futbolcun rakip ceza sahasından içeri doğru katetmez ise? o seken topu indireyim kısa pas atayım dedikçe rakip stoperler ve bekler senin o topla oynamayı seven babel, jimmy, soso, belhanda’ yı baskılıyor ve oradan çıkarmıyor olacaklar. kazandıkları topları da öne çıkan defansımızın arkasına bir kez daha uzatarak (özellikle bek arkasına çünkü pas oyunumuzda bekler önde olmak zorunda) yine aynı şeyi deneyecekler. denemeler devam ettikçe defans konsantrasyon kaybı yaşayacak. e senin stoperin hz. ramos bile olsa eğer güzel bir baskı yersen (her zaman akhisar olmayacak rakibin) bir konsantrasyon hatası yapacaktır. ki yaptık da. rakibin buna gözünün yememesi için kanattan ceza alanına hareketlebilen bir kanat oyuncusu olmalıdır. öyle bir futbolcudur ki o, girdiği çoğu pozisyonu da gole çevirebilmelidir. pas oyununda da basit oynarak oyun yapını, düzenini bozmamalıdır. biliyorum saçma gelebilir ama bazen onyekuru veya o ayarda bir futbolcunun transferinin falcao’ dan daha önemli geldiği oluyor bana. özellikle şampiyonlar ligi için.

    böyle bir cümleyi falcao’ nun gelişinin neredeyse kesinleştiği saatlerde, bir kaç gün önce oynanan bir kupa finalinin başlığının altında yazmak muhtemelen entry’ imi de antipatik hale getiriyor. bu vesileyle şunu da bildiğimi aktarmalıyım ki eğer falcao gelirse de başka bir seviyeye çıkabilir takım zira kendisi falcao’ dur. falcao ile ilgili soru işareti olan ya kendisini izlememiştir ya muhasebecidir ya da çok özür dilerim ama kendini bir distopyada sanan bir melankoliktir zalnımca. neyse bu vesileyle falcao şu maçta olsaydı minumum 2, optimum 3 gol atacağı da aşikardı. zira bir ara (son 10 - 15 dakika) aşırı derecede açık veren akhisar’ a karşı santraforsuz bir futbol denedik. bana göre bunu fatih hoca “ya falcao gibi biri gelmezse” özelinde hazırlık maçı tadında bir deneme olarak sundu. zira pasla kaleye girecek kaliteye erişmemiz henüz mümkün değil. falcao gelse dahi.

    gerçekten daha çok not almıştım ama tane tane anlatayım derken sanırım çok fazla uzattım. zaten bu sebepten analiz yazımı geciktirdim. çok yazıyorum, çok anlatacağım var fatih hoca’ nın hayalleri ve gerçekleriyle ilgili. hayalleri de haklı gerçekleri de hocanın... bu yazıyı daha da uzun bir destana çevirmek istemiyorum. zira notlarımın arasında bol bol emre mor, marcao ve mariano daha var dakika dakika. eğer yazarsam sözlük delinecek artık.

    özetle;

    bize şunları gösteren maç olmuştur:

    1. selçuk’ un son ya da sondan 1-2 önceki 90 dakikasıydı.
    2. alacağımız ön libero fernando değilse (defansif general) , nitekim gönderilirken sorunun yalnızca maaşı olduğunu sanmıyorum, mariano’ nun defansif ahlaksızlığı bizi çok yakacaktır dolayısyla linnes formayı yakın zamanda alacaktır.
    3. 8 numara’ ya çalan bir 6 numara almak zorundayız.
    4. eğer melo gibi hem topla katedebilen hem pas opsiyonlarını çeşitlendirebilen hem de çok iyi hava topuna çıkabilen bir 6 numara bulamayacaksak kornerden geçen senenin 2.yarısına göre daha fazla gol yiyeceğiz. burada önemli olan cl gruplarına ingiliz, rus ve balkan ülkelerinin düşmemesi gerektiği. bu yenecek gollerin ligde telafisi olur ancak cl’ de zor.
    5. onyekuru gibi bir kanat oyuncusu almazsak maç içinde yoğun baskılar yiyebiliriz. rakip bayern ise 3 dakikada 3 gol yeriz. nitekim bu sene almanya’ nın baş altı takımı bile bize bunu hazırlık maçında yaptı. (bknz. liepzig)
    6. belhanda’ yı bu sene yalnızca hakemler durdurabilir.

    neticede yine bir final ve yine bir kupa.

    sabrınız için teşekkürler...
App Store'dan indirin Google Play'den alın