3
fatih hoca çift forvet sistemini her zaman uygulamayı sever ancak hocanın bu ikiliyi birlikte planlayacağını hiç sanmıyorum. tabii ki evimizde ki bazı maçlarda birlikte olabilir, sonuca ulaşmak kolaylaşabilir de ancak hayal edilen oyun planında bize hiçbir şekilde fayda sağlayamayacak ikilidir.
hocanın sevdiği hücum ikililerini hatırlarsak, birini direkt santrafor özellikli diğerini ise orta saha özellikli yada mücadele gücü yüksek hücumcu olarak düşünülebiliriz. geçmişte kullanılan ve başarılı örneklemeleri necati, elmander gibi isimler üzerinden hatırlayabiliriz. öncesinde ise arif, hasan şaş ve bazı bazı dönemlerde hagi bu şekilde kullanıldı. zaman zaman ümit davala bile öne sürüldü. hagi tabii ki serbest adam ve belli bir kalıbın içine sokulamayacak yapıda birisi ancak örneğin leeds deplasmanını hatırlarsak, çok üst düzey maçlarda kendisi bu şekilde kaymalar yapabiliyordu. bu dönemlerde hepimiz tarafından kabul edilmiş, gol kaçırsa da yanlış pas verse de kabulümüz olan ana santraforlara(hakan, baros) sahiptik. bu dönemlerde yan rol olan oyuncularımız hep çok üst düzey performans verdi. maçlarda belirleyici ve fark yaratan oyuncular oldular. zaman zaman kendilerine ana santrafor rolleri de verildi.
yakın dönemde ise bu durumu umut, burak ve drogba üçlüsünde yaşadık. drogba gelmeden önce ana santraforlarımız olan burak ve umut'u önceki dönemlerde ki santraforlarımız da yaptığımızın tersine hiç bir zaman kabul etmedik ve bizden biri olarak görmedik. bence drogba'nın gelmesinde ki sebeplerden biri de buydu. antrenmana katılması bile yeterli katkıyı sağlayacak drogba'yı satın alma fırsatınız doğmuşsa bunu reddetme şansınız olamaz. bu arada tekrardan drogba'nın gelmesinde en ufak katkısı bile bulunan herkese tekrardan teşekkür ederim.
tekrardan umut, burak ve drogba üçlüsüne dönersek, bu üçlü üzerinde hoca biraz daha farklı bir planlama yaptı. drogba ana santrafor olarak planlanırken yardımcı rolleri bizler tarafından net kabul görmemiş burak ve umut'a verdi. burak - drogba ikilisi yapı ve geçmişleri bakımından bu falcao- diagne tanımı ile çok benzer durumda, hatta burak'ın geçmişinde sağ açık oynamışlığı var. yani orta saha özellikleri belli bir düzeyde artı olarak düşünülebilir. ancak hocanın tercihlerinde hiç kimsenin şans vermediği mücadele gücü yüksek olan umut daha çok öne çıktı. hoca seviyenin yükseldiği maçlarda umut'u sağ açık olarak kullanmayı tercih etti. burak ise hep daha çok koşmalı, sağ açık oynamayı kabul etmeli gibi sorunlar ile ön plandaydı. tabii o sene burak'ın şampiyonalar ligi performansı göz ardı edilemez. ancak o performansın ana bölümünü drogba gelmeden önce gösterdiğini de unutmayalım. burak'ın drogba ile birlikte büyük düşüş yaşadı. bir önceki sene şampiyonalar liginde sekiz gol atan burak, ertesi sene yanlış hatırlamıyorsam sıfır çekmişti. beraber oynadıklarında koşularını bile genelde aynı yöne yaptıklarını, aynı hava topuna çıktıklarını hatırlıyorum. tabii ki drogba ile aynı topa çıkarsan vuran kişi hep drogba olacaktır.
yani hoca son dönemde ortada bir ikili yerine total üçlü planlıyor, özellikle yeni dönem babel'i üstüne basarak istemesi de bu sebepten. eğer ki elimizde diagne - mitroglu ve falcao üçlüsü olursa bence hocanın ikilisi babel - falcao olur:)
diagne - falcao ikilisi bizim total oyun yapımıza ve hayal ettiğimiz geleceğe götürebilecek ikili asla değildir. ancak ikisi de tek olarak bizim yolumuza büyük katkı sağlayacak potansiyele sahiptir. falcao için bence zaten söze gerek yok. diagne de takımda kalırsa hoca illaki kendisinden en üst düzey verimi alacaktır. bu durumda ikisi birbiri ile aynı katkıyı verir sonucu kesinlikle çıkmasın, falcao kaleye bakmadan gol atıyor. adam ezberlemiş nereden nasıl vurulur, bambaşka bir düzeyden bahsediyoruz. diagne ise penaltı da dense öyle yada böyle de dense otuz gol atmış adam, bir şekilde altı aylıkta olsa katkısını verecektir. ancak ikisinin birlikte kadroda olması, bu dönem için fazla lükstür ve hiç gerek yoktur.
hocanın sevdiği hücum ikililerini hatırlarsak, birini direkt santrafor özellikli diğerini ise orta saha özellikli yada mücadele gücü yüksek hücumcu olarak düşünülebiliriz. geçmişte kullanılan ve başarılı örneklemeleri necati, elmander gibi isimler üzerinden hatırlayabiliriz. öncesinde ise arif, hasan şaş ve bazı bazı dönemlerde hagi bu şekilde kullanıldı. zaman zaman ümit davala bile öne sürüldü. hagi tabii ki serbest adam ve belli bir kalıbın içine sokulamayacak yapıda birisi ancak örneğin leeds deplasmanını hatırlarsak, çok üst düzey maçlarda kendisi bu şekilde kaymalar yapabiliyordu. bu dönemlerde hepimiz tarafından kabul edilmiş, gol kaçırsa da yanlış pas verse de kabulümüz olan ana santraforlara(hakan, baros) sahiptik. bu dönemlerde yan rol olan oyuncularımız hep çok üst düzey performans verdi. maçlarda belirleyici ve fark yaratan oyuncular oldular. zaman zaman kendilerine ana santrafor rolleri de verildi.
yakın dönemde ise bu durumu umut, burak ve drogba üçlüsünde yaşadık. drogba gelmeden önce ana santraforlarımız olan burak ve umut'u önceki dönemlerde ki santraforlarımız da yaptığımızın tersine hiç bir zaman kabul etmedik ve bizden biri olarak görmedik. bence drogba'nın gelmesinde ki sebeplerden biri de buydu. antrenmana katılması bile yeterli katkıyı sağlayacak drogba'yı satın alma fırsatınız doğmuşsa bunu reddetme şansınız olamaz. bu arada tekrardan drogba'nın gelmesinde en ufak katkısı bile bulunan herkese tekrardan teşekkür ederim.
tekrardan umut, burak ve drogba üçlüsüne dönersek, bu üçlü üzerinde hoca biraz daha farklı bir planlama yaptı. drogba ana santrafor olarak planlanırken yardımcı rolleri bizler tarafından net kabul görmemiş burak ve umut'a verdi. burak - drogba ikilisi yapı ve geçmişleri bakımından bu falcao- diagne tanımı ile çok benzer durumda, hatta burak'ın geçmişinde sağ açık oynamışlığı var. yani orta saha özellikleri belli bir düzeyde artı olarak düşünülebilir. ancak hocanın tercihlerinde hiç kimsenin şans vermediği mücadele gücü yüksek olan umut daha çok öne çıktı. hoca seviyenin yükseldiği maçlarda umut'u sağ açık olarak kullanmayı tercih etti. burak ise hep daha çok koşmalı, sağ açık oynamayı kabul etmeli gibi sorunlar ile ön plandaydı. tabii o sene burak'ın şampiyonalar ligi performansı göz ardı edilemez. ancak o performansın ana bölümünü drogba gelmeden önce gösterdiğini de unutmayalım. burak'ın drogba ile birlikte büyük düşüş yaşadı. bir önceki sene şampiyonalar liginde sekiz gol atan burak, ertesi sene yanlış hatırlamıyorsam sıfır çekmişti. beraber oynadıklarında koşularını bile genelde aynı yöne yaptıklarını, aynı hava topuna çıktıklarını hatırlıyorum. tabii ki drogba ile aynı topa çıkarsan vuran kişi hep drogba olacaktır.
yani hoca son dönemde ortada bir ikili yerine total üçlü planlıyor, özellikle yeni dönem babel'i üstüne basarak istemesi de bu sebepten. eğer ki elimizde diagne - mitroglu ve falcao üçlüsü olursa bence hocanın ikilisi babel - falcao olur:)
diagne - falcao ikilisi bizim total oyun yapımıza ve hayal ettiğimiz geleceğe götürebilecek ikili asla değildir. ancak ikisi de tek olarak bizim yolumuza büyük katkı sağlayacak potansiyele sahiptir. falcao için bence zaten söze gerek yok. diagne de takımda kalırsa hoca illaki kendisinden en üst düzey verimi alacaktır. bu durumda ikisi birbiri ile aynı katkıyı verir sonucu kesinlikle çıkmasın, falcao kaleye bakmadan gol atıyor. adam ezberlemiş nereden nasıl vurulur, bambaşka bir düzeyden bahsediyoruz. diagne ise penaltı da dense öyle yada böyle de dense otuz gol atmış adam, bir şekilde altı aylıkta olsa katkısını verecektir. ancak ikisinin birlikte kadroda olması, bu dönem için fazla lükstür ve hiç gerek yoktur.