31
fb maratonuna, deplasman kısmına son kez girdiğimiz, gs tribününce boklu maç, otlu maç, sulu maç vb gibi çeşitli tasvirlerce anlatılan maçtır. maç başı serkan aykut ve şuan belediye bünyesinde çalışan , türlü türlü huyu olan şahsın kaçırdığı gollerden sonra klasik ilk atak ve gol fb derbide öne geçiyor tümcesinin akıllara kazındığı maçtır. bu maça biz gs tribününün aksine m.köyden otobüslerle değil direk ziverbeyin ara sokaklarından inerek çok erken saatte girmiştik. girdiğimizde o saatlerde bile fulle yakın olan fb tribünü(maraton kısmı özellikle) tüm otobüslerin geldiğini sanıp tellere hücum etmiş, çevik kuvvetin müdahelesi ile indirilmişlerdi. eğer indirilmemiş olsalardı her ne kadar 7 kişi de olsak pek şansımız olmazdı diye düşünmekteyim o gün bugündür :)
koltukların üzerine bırakılmış otlar, su satılmayan kantin, kapalı tuvaletler, bir de gelip tribünün önüne görevlilere "herşey tamam mı" diye sorup kulüp terörünü resmiyete döken dönemin fb yöneticisi olan, sonraki yıllarda gs kapalısının onu parasıyla birşeyler yapacağını beyan ettiği bestesiyle(parasıyla öper seni bu kapalı... ) hafızalara kazınan şahsa otları fırlatıp tribün önünden kaçırmamız, yeni açılan yanı başımızdaki kale arkasından içi idrar dolu su şişelerinin üzerimize atılması ve daha bir çok şey ile akıllardan çıkmayan müsabakadır. maç öncesi takım ısınmaya çıktığında fatih akyelin saha koridorundan eşofmanla çıkıp tribünün koşarak önüne gelmesi( o zaman bizde olduğunu ve bayrak adamlığımıza yürüdüğünü sandığımızı hatırlatayım) fb tribünlerini gösterip bunları öpeceğiz demesi( öpeceğiz demedi tabi başka şey dedi, hayal gücünüze bırakıyorum ne dediğini) jardelin neden ilk 11 de başlamadığına anlam veremememiz, fb de maçın son 20-25 dakikasında kaleye genç oğuz un geçmesi, hagi nin şutunu çıkarması, son dakika kornerde tafo nun gol aramaya gelmesi ve son anda kafayı vuramaması. mağlubiyet şampiyonluğu sadece ertelemişti. zira geri kalan 3 haftada maçlarımızı aldığımızda iş bitiyordu zaten ama ankaragücü maçını hiç hesaba katmamıştık. içeriden vurulacağımızı da tabi...
koltukların üzerine bırakılmış otlar, su satılmayan kantin, kapalı tuvaletler, bir de gelip tribünün önüne görevlilere "herşey tamam mı" diye sorup kulüp terörünü resmiyete döken dönemin fb yöneticisi olan, sonraki yıllarda gs kapalısının onu parasıyla birşeyler yapacağını beyan ettiği bestesiyle(parasıyla öper seni bu kapalı... ) hafızalara kazınan şahsa otları fırlatıp tribün önünden kaçırmamız, yeni açılan yanı başımızdaki kale arkasından içi idrar dolu su şişelerinin üzerimize atılması ve daha bir çok şey ile akıllardan çıkmayan müsabakadır. maç öncesi takım ısınmaya çıktığında fatih akyelin saha koridorundan eşofmanla çıkıp tribünün koşarak önüne gelmesi( o zaman bizde olduğunu ve bayrak adamlığımıza yürüdüğünü sandığımızı hatırlatayım) fb tribünlerini gösterip bunları öpeceğiz demesi( öpeceğiz demedi tabi başka şey dedi, hayal gücünüze bırakıyorum ne dediğini) jardelin neden ilk 11 de başlamadığına anlam veremememiz, fb de maçın son 20-25 dakikasında kaleye genç oğuz un geçmesi, hagi nin şutunu çıkarması, son dakika kornerde tafo nun gol aramaya gelmesi ve son anda kafayı vuramaması. mağlubiyet şampiyonluğu sadece ertelemişti. zira geri kalan 3 haftada maçlarımızı aldığımızda iş bitiyordu zaten ama ankaragücü maçını hiç hesaba katmamıştık. içeriden vurulacağımızı da tabi...