yaş 21,elde bilet yok,mekan sami yen.. polisler bileti olmayanı otobüslere yaklaştırmıyor.ev kadıköyde,maçın oynanacağı stada 5 dk. mesafede ama mecidiyeköy üzerinden gitmek zorundayız.yanımda o zamanın tribün efsanelerinden bir hatun
* var.bir şekilde otobüslerden birine sıkışıyoruz.cabrio otobüslerle stada ulaştığımızda,meşhur lağım göllerinde beklememiz gerektiğini görünce,yağan yağmura inat ortam iyice alevleniyor.yapacak bir şey yok,bileti olanlar kuyruk yaptı bile,biz kenarda bekleşiyoruz.ulan gökten bilet mi yağacak sanki derken,gerçekten de yağmaya başlıyor.meğer biletler içerdeymiş ! birileri yukardan üçer beşer sallıyor biletleri ve aşağıda bir itiş kakış başlıyor.zaten sular dize doğru tırmanmış,bir de bilet kapalım derken pantolon son nefesini veriyor.
eh elimize bir tane bilet geçirdik,ıslak falan ama bilet işte.hatuna bileti veriyorum,sen bekle diyor içeri girince ben bilet bulurum ! o rezil ortamda bayanları içeri öncelikli aldıklarından o giriyor,ben beklemeye devam.kapıya yaklaşmak mümkün değil,yağmur yağıyor bir taraftan,maça kaldı 1 saat falan.üstümde başımda nokta kadar kuru yer kalmıyor.burada dikkat edilmesi gereken nokta şu; o güne kadar böyle bir ortamla karşılaşmamış taraftarın kalbine nefret tohumları silinmemecesine ekilmiş oluyor.artık duygular asla eskisi gibi olmayacak !
herneyse içeri girmeyi başardık,yumurta çimen sidik dolu bir ortamda gırtlak patlattık işte.sonra bestekarlardan biri bir beste yapıyor,söylemesi keyifli..
bizleri lağımın içinde bekleten
tribüne koydurdu yumurta çimen
o... ç... i..e gö.ve.en
aziz yıldırımın a.. ko..m !
*