72
böyle bir saçmalığın hayata geçirileceğine inanmıyorum. yıllardır aynı terane, hep aynı senaryoyu izletiyorlar insanlara. akp hükümetinin politikası bu.
bir konuyla ilgili karar almadan önce (1 sene, 6 ay neyse) medyaya mevzuyu servis ederler.
insanlar konuyla alakalı pek tabii görüşlerini belirtir bilhassa sosyal medya üzerinden.
siyasi kanat konuyla alakalı geri dönüşleri toplar, tartar ve değerlendirir.
günü geldiğinde yapılacak olanın uç bir 4+2 (yabancı zımbırtısında misal) olduğu sunulur gazeteciler eliyle.
halk elbette tepki gösterir duruma.
sonra "milleti önemseyen" akp "halkı dinler" ve sınırı 8+2'ye getirir.
yani sonuçta siyasi kanat halkını, fikirlerini çok önemsediği milletini dinlemiştir. çünkü onlar halkına, milletine çok önem verir.
olaylara at gözlüğüyle bakan kesim de, "bah bah, bi' tepki koyduk adamlar dinledi bizi, halal olsun" kafasıyla kendilerine ilk başta zaten dayatılacak olanı (ama makyajlananı) zafer nidalarıyla kabul ederler. halk, millet zafer kazanmıştır!
yabancı oyuncu sayısında da aynı şey oldu.
1 sene kadar önce bu kepazeliği rıdvan dilmen'in öncülüğünü yaptığı futbol medyası çetesi bir güzel dillendirmeye başladı. olayı da "vatan, millet, sakarya"ya, istiklal marşı'na falan bağlayıp türk insanının en hassas olduğu noktalara dokundular. başarılı oldular mı? hayır. insanlar ciddi bir karşıt görüş birlikteliği sağladı bu konuda. siyasi yönelimi fark etmeksizin her bir birey bu saçmalığa "hayır" dedi.
o halde yine klasik siyasi erk hamlesi. sal medyaya gürcan bilgiç'le, şunla bunla 6+2+2 diye bir şey, insanlar tepki göstersin, sen de 8+2 yapıp hem insanları dinlemiş ol hem de en başta zaten yapacağını yumuşacık bir geçişle hayata geçir.
sıtkım sıyrıldı bu siktiriboktan düzenden.
son olarak; "bu işin siyasetle ne alakası var gardaşım, kararı alan tff" modunda olan insanlara sesleniyorum, "terk edin birader siz ülkeyi".
e: imla
bir konuyla ilgili karar almadan önce (1 sene, 6 ay neyse) medyaya mevzuyu servis ederler.
insanlar konuyla alakalı pek tabii görüşlerini belirtir bilhassa sosyal medya üzerinden.
siyasi kanat konuyla alakalı geri dönüşleri toplar, tartar ve değerlendirir.
günü geldiğinde yapılacak olanın uç bir 4+2 (yabancı zımbırtısında misal) olduğu sunulur gazeteciler eliyle.
halk elbette tepki gösterir duruma.
sonra "milleti önemseyen" akp "halkı dinler" ve sınırı 8+2'ye getirir.
yani sonuçta siyasi kanat halkını, fikirlerini çok önemsediği milletini dinlemiştir. çünkü onlar halkına, milletine çok önem verir.
olaylara at gözlüğüyle bakan kesim de, "bah bah, bi' tepki koyduk adamlar dinledi bizi, halal olsun" kafasıyla kendilerine ilk başta zaten dayatılacak olanı (ama makyajlananı) zafer nidalarıyla kabul ederler. halk, millet zafer kazanmıştır!
yabancı oyuncu sayısında da aynı şey oldu.
1 sene kadar önce bu kepazeliği rıdvan dilmen'in öncülüğünü yaptığı futbol medyası çetesi bir güzel dillendirmeye başladı. olayı da "vatan, millet, sakarya"ya, istiklal marşı'na falan bağlayıp türk insanının en hassas olduğu noktalara dokundular. başarılı oldular mı? hayır. insanlar ciddi bir karşıt görüş birlikteliği sağladı bu konuda. siyasi yönelimi fark etmeksizin her bir birey bu saçmalığa "hayır" dedi.
o halde yine klasik siyasi erk hamlesi. sal medyaya gürcan bilgiç'le, şunla bunla 6+2+2 diye bir şey, insanlar tepki göstersin, sen de 8+2 yapıp hem insanları dinlemiş ol hem de en başta zaten yapacağını yumuşacık bir geçişle hayata geçir.
sıtkım sıyrıldı bu siktiriboktan düzenden.
son olarak; "bu işin siyasetle ne alakası var gardaşım, kararı alan tff" modunda olan insanlara sesleniyorum, "terk edin birader siz ülkeyi".
e: imla