1245
yüksek maliyetle aldığımızı kabul ediyorum. bana kalsa mitroglu'nu alır transferi kapatırdım. ancak diagne bize gelene kadar tıkır tıkır gol atan bir futbolcuydu. üstelik de öyle küçük takım forveti gibi goller değil, büyük takım forveti gibi goller atıyordu.
sen adamı beslemezsen gol atamaz. sorun bana göre galatasaray'ın yetersiz hücum organizasyonu ve zayıf orta saha kurgusunda. ne zaman topu belhanda, feghouli, mariano üçgeninde değerlendiriyoruz o zaman performansımız yükseliyor. ama ne zaman geriye yaslanıp onyekuru'yu hücuma çıkış silahı olarak görüyoruz o zaman performansımız düşüyor.
senelerdir kanatlardan içeri katedip bruma, rodrigues gibi oyuncuların becerileriyle gol bulmaya alıştık. bir türlü forvet oyuncumuzu aramıyoruz ataklarda. bana göre bu sorunu çözdüğümüz taktirde diagne galatasaray'da gayet başarılı olacaktır.
ancak bu yapılan taraftarlık değil onu söylemek istiyorum. diagne top kontrol etsin yeter, gölge etmesin başka ihsan istemez, oynamasın daha iyi....
bu ne amk? geçen sezonun 2. yarısı ve bu sezonun ilk yarısında toplamda 38 gol atmış adamdan bahsediyoruz. galatasaray'ın sermayesi-mal varlığı yani. oyuncularımızı bu şekilde itibarsızlaştırmanın kimseye faydası yok.
yapıcılıkla yıkıcılık arasındaki fark buradan geliyor. yapıcı taraftar diagne'yi nasıl kullanırız da kasımpaşa'nın becerdiği gibi çok verimli bir forvet haline getiririz diye düşünür. galatasaray'ın başarılarından kendine pay çıkarmak dışında hiç bir maksadı olmayan şımarık galatasaray taraftarı da ki ben bu hareketlerini tamamen parazitlerinkine benzetiyorum, tu kaka der. tu kaka ama yarın efektif bir orta saha kurduğumuzda, bu adam golleri atmaya başladığında ne olacak? diagne böyle oynasın ben tükürdüğümü yalarım diyecek, galatasaray'a verdiğin zararı sahte bir sevgi sözcüğünün arkasına gizleyeceksin.
biz real madrid değiliz. 50 milyon eu bastırıp forvet oyuncusu alamıyoruz. o zaman 10 milyon verdiğin adamı verimli hale getirmek için elinden geleni yapacaksın.
sen adamı beslemezsen gol atamaz. sorun bana göre galatasaray'ın yetersiz hücum organizasyonu ve zayıf orta saha kurgusunda. ne zaman topu belhanda, feghouli, mariano üçgeninde değerlendiriyoruz o zaman performansımız yükseliyor. ama ne zaman geriye yaslanıp onyekuru'yu hücuma çıkış silahı olarak görüyoruz o zaman performansımız düşüyor.
senelerdir kanatlardan içeri katedip bruma, rodrigues gibi oyuncuların becerileriyle gol bulmaya alıştık. bir türlü forvet oyuncumuzu aramıyoruz ataklarda. bana göre bu sorunu çözdüğümüz taktirde diagne galatasaray'da gayet başarılı olacaktır.
ancak bu yapılan taraftarlık değil onu söylemek istiyorum. diagne top kontrol etsin yeter, gölge etmesin başka ihsan istemez, oynamasın daha iyi....
bu ne amk? geçen sezonun 2. yarısı ve bu sezonun ilk yarısında toplamda 38 gol atmış adamdan bahsediyoruz. galatasaray'ın sermayesi-mal varlığı yani. oyuncularımızı bu şekilde itibarsızlaştırmanın kimseye faydası yok.
yapıcılıkla yıkıcılık arasındaki fark buradan geliyor. yapıcı taraftar diagne'yi nasıl kullanırız da kasımpaşa'nın becerdiği gibi çok verimli bir forvet haline getiririz diye düşünür. galatasaray'ın başarılarından kendine pay çıkarmak dışında hiç bir maksadı olmayan şımarık galatasaray taraftarı da ki ben bu hareketlerini tamamen parazitlerinkine benzetiyorum, tu kaka der. tu kaka ama yarın efektif bir orta saha kurduğumuzda, bu adam golleri atmaya başladığında ne olacak? diagne böyle oynasın ben tükürdüğümü yalarım diyecek, galatasaray'a verdiğin zararı sahte bir sevgi sözcüğünün arkasına gizleyeceksin.
biz real madrid değiliz. 50 milyon eu bastırıp forvet oyuncusu alamıyoruz. o zaman 10 milyon verdiğin adamı verimli hale getirmek için elinden geleni yapacaksın.