12527
sultan ıı. mahmut'a atfedilen bir hikâye vardır... birileri sultana keçiboynuzunun faydalarından bahseder. sultan da kendisine derhâl keçiboynuzu bulunmasını emreder. bulunur, getirilir. sultan tadar; ama beğenmez pek. ''bir lokmacık bal için bir çeki odun çiğneyemem'' der.
buraya henüz yeni katılmış sayılsam da, işte sözlüğün hâli bu. arada güzel birkaç enrty'e denk gelmek için, aklı başında birkaç yazarla iki kelâm etmek için bir çeki odun çiğnemek durumunda kaldığımı hissediyorum çoğu zaman. bu genellemem için özür dilerim sözlük ahâlisinin bu genellemeyi hak etmeyen kısmından; ama hissiyatım gerçekten de böyle. daha yumuşak nasıl ifâde edebilirim bunu, cidden bilmiyorum.
ya arkadaş, bana biri şu durumu izah etsin... bu nasıl bir ülke, bu nasıl toplum, bunlar nasıl insanlar; gerçekten kafayı yiyeceğim artık... fatih terim'in teknik direktör yetiştirememesi başlığını açan benim. başlığın altında yer alan ilk entry de bana ait hâliyle. az önce baktım, en ofsayt entry'lerim arasına girmiş. vicdanlara sesleniyorum; o entry'de yazdıklarımı cidden okuyup da okuduktan sonra ofsayt veren bir allah kulu var mı?
pret rumuzlu bir yazar arkadaşımız, abdullah avcı başlığına (bkz: #2632696) şeklinde bir entry girmiş; abdullah avcı - erol bulut ilişkisinden hareketle ''fatih terim ve şenol güneş'in teknik direktör yetiştirememelerini'' eleştirmiş. ben önce aynı başlık altında bir şeyler karaladım bu entry'e cevap olarak; fakat ilgili entry'm, ''başlıktaki entry'lere fiziksel referans içeriyor'' gerekçesiyle silindi. ben de silinen entry'mde ufak düzeltmeler yapıp, bunu fatih terim'in teknik direktör yetiştirememesi başlığı hâline dönüştürdüm hafif iğneleyici bir üslupla. o başlık, adı geçen arkadaşın biraz önce bahsettiğim entry'sine ''yalnızca saha içini referans alan'' bir eleştiri getirmek üzere açıldı şahsım tarafından. bunu, başlığın hemen altında yer alan (bkz: #2632750) şeklindeki entry'mi okuyan bir insan evlâdı çok rahat anlar zâten! ''yalnızca saha içini referans alan'' diye özellikle belirtiyorum; çünkü amacım o arkadaşı hedef göstermek falan değildi. öyle olsaydı, şu an başlığın altında yer bulan entry'lerin çoğunda yapıldığı gibi ''hocanın böyle bir görevi mi var mk'' şeklinde bir şeyler yazıp geçerdim. arkadaş bir görüş koymuş ortaya, ben de o görüşün bence doğru çıkarımlara dayanmadığını ''saha içi unsurlara dayanarak'' ifâde ettim. kendisi başlığı gördü mü, benim entry'mi okudu mu, bilmiyorum; ama görüp okuduysa kendisine teşekkür etmek istiyorum, entry'mde kendisinin entry'sini bkz vererek eleştirmem sebebiyle mesaj falan gönderip polemik yaratmaya yeltenmediği, medeni eleştirimi medeni bir şekilde karşıladığı için.
neyse... şimdi bakıyorum ki benim söz konusu entry'm ofsaytlar arasında, fatih hoca'ya o eleştiriyi getiren arkadaşın entry'si ise ofsayt falan değil. yanlış anlaşılmasın; arkadaşın entry'sinin ofsaytlanmasını falan istemem, hatta ben bunları yazdıktan sonra böyle bir şey olursa üzüntü de duyarım bundan. ben yalnızca meramımı anlatabilmek için, bu garâbeti gözler önüne serebilmek için söylüyorum bunları. maksadım yalnızca derdimi anlatabilmek, nasıl bir saçmalığın içinde bulunduğumuzu ''bu entry'i okuma zahmetinde bulunan'' arkadaşlara göstermek. yazar arkadaşı hedef göstermek falan gibi bir niyetim asla yok. kaldı ki; ortada arkadaşın hedef olacağı bir şey falan da yok. bir görüşünü paylaşmış; hepsi bu. bundan dolayı da ortamı tâbiri câizse twitter seviyesine çekmenin âlemi yok.
işi özü şu... tahmin ediyorum ki; başlığı görüp de sinirlenen, entry'i de uzun bulduğu için okumayan, okumadığı şeylerin kendisine vahiyle ulaşıyor ya da mâlûm oluyor olmasının özgüveniyle ''ne okuycam mk; ne yazmış olabilir ki'' diyen bir kısım ''terimist'' zevat, içeriğinden bihaber olduğu bir entry'e sırf başlıktan dolayı çat çat bastı ofsaytı.
ne diyeyim; tebrik ediyorum keçiboynuzunun odun kısmı olmakta ısrar eden bu arkadaşları.
not 1: işbu entry'min silinmesi hâlinde, derhâl sözlükten ayrılacağım. ''çok mu sikimizde lan'' falan diyenler olacaktır; haklıdırlar da. lâkin, seviyenin somut örnekte gördüğümüz hâlde olduğu bir yerde kalmak benim de çok sikimde değil bu dakikadan sonra açıkçası.
not 2: işbu entry'min sözlük kurallarına aykırı bulunması hâlinde, yaptırımın sözlükten atılmam şeklinde uygulanmasını talep ederim.
buraya henüz yeni katılmış sayılsam da, işte sözlüğün hâli bu. arada güzel birkaç enrty'e denk gelmek için, aklı başında birkaç yazarla iki kelâm etmek için bir çeki odun çiğnemek durumunda kaldığımı hissediyorum çoğu zaman. bu genellemem için özür dilerim sözlük ahâlisinin bu genellemeyi hak etmeyen kısmından; ama hissiyatım gerçekten de böyle. daha yumuşak nasıl ifâde edebilirim bunu, cidden bilmiyorum.
ya arkadaş, bana biri şu durumu izah etsin... bu nasıl bir ülke, bu nasıl toplum, bunlar nasıl insanlar; gerçekten kafayı yiyeceğim artık... fatih terim'in teknik direktör yetiştirememesi başlığını açan benim. başlığın altında yer alan ilk entry de bana ait hâliyle. az önce baktım, en ofsayt entry'lerim arasına girmiş. vicdanlara sesleniyorum; o entry'de yazdıklarımı cidden okuyup da okuduktan sonra ofsayt veren bir allah kulu var mı?
pret rumuzlu bir yazar arkadaşımız, abdullah avcı başlığına (bkz: #2632696) şeklinde bir entry girmiş; abdullah avcı - erol bulut ilişkisinden hareketle ''fatih terim ve şenol güneş'in teknik direktör yetiştirememelerini'' eleştirmiş. ben önce aynı başlık altında bir şeyler karaladım bu entry'e cevap olarak; fakat ilgili entry'm, ''başlıktaki entry'lere fiziksel referans içeriyor'' gerekçesiyle silindi. ben de silinen entry'mde ufak düzeltmeler yapıp, bunu fatih terim'in teknik direktör yetiştirememesi başlığı hâline dönüştürdüm hafif iğneleyici bir üslupla. o başlık, adı geçen arkadaşın biraz önce bahsettiğim entry'sine ''yalnızca saha içini referans alan'' bir eleştiri getirmek üzere açıldı şahsım tarafından. bunu, başlığın hemen altında yer alan (bkz: #2632750) şeklindeki entry'mi okuyan bir insan evlâdı çok rahat anlar zâten! ''yalnızca saha içini referans alan'' diye özellikle belirtiyorum; çünkü amacım o arkadaşı hedef göstermek falan değildi. öyle olsaydı, şu an başlığın altında yer bulan entry'lerin çoğunda yapıldığı gibi ''hocanın böyle bir görevi mi var mk'' şeklinde bir şeyler yazıp geçerdim. arkadaş bir görüş koymuş ortaya, ben de o görüşün bence doğru çıkarımlara dayanmadığını ''saha içi unsurlara dayanarak'' ifâde ettim. kendisi başlığı gördü mü, benim entry'mi okudu mu, bilmiyorum; ama görüp okuduysa kendisine teşekkür etmek istiyorum, entry'mde kendisinin entry'sini bkz vererek eleştirmem sebebiyle mesaj falan gönderip polemik yaratmaya yeltenmediği, medeni eleştirimi medeni bir şekilde karşıladığı için.
neyse... şimdi bakıyorum ki benim söz konusu entry'm ofsaytlar arasında, fatih hoca'ya o eleştiriyi getiren arkadaşın entry'si ise ofsayt falan değil. yanlış anlaşılmasın; arkadaşın entry'sinin ofsaytlanmasını falan istemem, hatta ben bunları yazdıktan sonra böyle bir şey olursa üzüntü de duyarım bundan. ben yalnızca meramımı anlatabilmek için, bu garâbeti gözler önüne serebilmek için söylüyorum bunları. maksadım yalnızca derdimi anlatabilmek, nasıl bir saçmalığın içinde bulunduğumuzu ''bu entry'i okuma zahmetinde bulunan'' arkadaşlara göstermek. yazar arkadaşı hedef göstermek falan gibi bir niyetim asla yok. kaldı ki; ortada arkadaşın hedef olacağı bir şey falan da yok. bir görüşünü paylaşmış; hepsi bu. bundan dolayı da ortamı tâbiri câizse twitter seviyesine çekmenin âlemi yok.
işi özü şu... tahmin ediyorum ki; başlığı görüp de sinirlenen, entry'i de uzun bulduğu için okumayan, okumadığı şeylerin kendisine vahiyle ulaşıyor ya da mâlûm oluyor olmasının özgüveniyle ''ne okuycam mk; ne yazmış olabilir ki'' diyen bir kısım ''terimist'' zevat, içeriğinden bihaber olduğu bir entry'e sırf başlıktan dolayı çat çat bastı ofsaytı.
ne diyeyim; tebrik ediyorum keçiboynuzunun odun kısmı olmakta ısrar eden bu arkadaşları.
not 1: işbu entry'min silinmesi hâlinde, derhâl sözlükten ayrılacağım. ''çok mu sikimizde lan'' falan diyenler olacaktır; haklıdırlar da. lâkin, seviyenin somut örnekte gördüğümüz hâlde olduğu bir yerde kalmak benim de çok sikimde değil bu dakikadan sonra açıkçası.
not 2: işbu entry'min sözlük kurallarına aykırı bulunması hâlinde, yaptırımın sözlükten atılmam şeklinde uygulanmasını talep ederim.