291
bir çok galatasaray taraftarının ömründen ömür çalan süper lig maçı.
çok sevdiğim hatta kardeşim dediğim arkadaşımla bizim evde izledik maçı. yıllardır ne totemler, ne dilekler geçti galatasarayla alakalı. yeri geldi hakem penaltıyı vermediği için izlediğimiz mekanın 2. katından aşağı masa atan da gördü bu gözler, yeri geldi arkadaşın benim duvarı yumruklamama engel olmak için kendisini siper edip dayak yediğini de... tabi zaman geçti evlendik barklandık. allah ikimize de birer kız çocuğu nasip etti ama hanımlar beşiktaşlı yapacak bir şey yok.
dün ikimizin de stresi tavan yapınca önceki olaylardan ders çıkarmış olan hanımlar, sağa sola zarar vermeyelim diye bizim kızları kucağımıza verdiler. benim kız 3 aylık, arkadaşınki 1 yaşında.
maçın son dakikaları geldi. sinirlenip duruyorum ama kız kucağımda diye en fazla kısık sesle söyleniyorum. arkadaşın ağzından da en fazla "sizin vereceğiniz pasa/atacağınız şuta tüküreyim" gibi cümleler çıkıyor. zaten kendi takımlarının şampiyon olamayacağına inanmış olan hanımlar galatasarayın galibiyeti için devamlı " tüm enerjimizi sizin için veriyoruz, atacaksınız" diye devamlı görüş bildiriyor.
ben artık sinirden başımın zonklamasını bir kenara bırakıp "hadi kızım, hadi yavrum baba için bir gol" deyip durmaya başladım. o sırada selçuk, gelişi güzel topa vurunca ağzımdan istemsizce "lan selçuk" dedim. pozisyonun devamı çok sisli hala. sadece akhisarspor'un kalecisinin çıktığını, donk'un orayı karıştırdığını, arkadaşımın "aha" dediğini ve kostas mitroğlunun kale arkasında koştuğunuı hatırlıyorum.
tabi o sırada arkadaşım kucağında kızla evin içinde gol diye koşarken, ben de yine kucağımda kızla onun arkasından koşuyordum (şimdi dua ediyorum bizim ufaklıkları iyi sevinçten havaya falan atmamışız*). tabi o koşuşturma esnasında bizim ufaklıklar korktuğu için ağlamaya başladı, biz bir yandan ağlamaya başladık sevinçten. sonuç olarak, hanımlardan sağlam azar yedik.
demem odur ki, galatasaray spor kulübü bir his takımıdır ve ülkede taraftarlarına bu hisleri yaşatan tek kulüptür. şampiyon oluruz olmayız o ayrı (tabi ki bu sezon da olmalıyız) ama şu yaşadığım şeyler sonucunda her defasında iyi ki galatasaraylıyım diyorum.
çok sevdiğim hatta kardeşim dediğim arkadaşımla bizim evde izledik maçı. yıllardır ne totemler, ne dilekler geçti galatasarayla alakalı. yeri geldi hakem penaltıyı vermediği için izlediğimiz mekanın 2. katından aşağı masa atan da gördü bu gözler, yeri geldi arkadaşın benim duvarı yumruklamama engel olmak için kendisini siper edip dayak yediğini de... tabi zaman geçti evlendik barklandık. allah ikimize de birer kız çocuğu nasip etti ama hanımlar beşiktaşlı yapacak bir şey yok.
dün ikimizin de stresi tavan yapınca önceki olaylardan ders çıkarmış olan hanımlar, sağa sola zarar vermeyelim diye bizim kızları kucağımıza verdiler. benim kız 3 aylık, arkadaşınki 1 yaşında.
maçın son dakikaları geldi. sinirlenip duruyorum ama kız kucağımda diye en fazla kısık sesle söyleniyorum. arkadaşın ağzından da en fazla "sizin vereceğiniz pasa/atacağınız şuta tüküreyim" gibi cümleler çıkıyor. zaten kendi takımlarının şampiyon olamayacağına inanmış olan hanımlar galatasarayın galibiyeti için devamlı " tüm enerjimizi sizin için veriyoruz, atacaksınız" diye devamlı görüş bildiriyor.
ben artık sinirden başımın zonklamasını bir kenara bırakıp "hadi kızım, hadi yavrum baba için bir gol" deyip durmaya başladım. o sırada selçuk, gelişi güzel topa vurunca ağzımdan istemsizce "lan selçuk" dedim. pozisyonun devamı çok sisli hala. sadece akhisarspor'un kalecisinin çıktığını, donk'un orayı karıştırdığını, arkadaşımın "aha" dediğini ve kostas mitroğlunun kale arkasında koştuğunuı hatırlıyorum.
tabi o sırada arkadaşım kucağında kızla evin içinde gol diye koşarken, ben de yine kucağımda kızla onun arkasından koşuyordum (şimdi dua ediyorum bizim ufaklıkları iyi sevinçten havaya falan atmamışız*). tabi o koşuşturma esnasında bizim ufaklıklar korktuğu için ağlamaya başladı, biz bir yandan ağlamaya başladık sevinçten. sonuç olarak, hanımlardan sağlam azar yedik.
demem odur ki, galatasaray spor kulübü bir his takımıdır ve ülkede taraftarlarına bu hisleri yaşatan tek kulüptür. şampiyon oluruz olmayız o ayrı (tabi ki bu sezon da olmalıyız) ama şu yaşadığım şeyler sonucunda her defasında iyi ki galatasaraylıyım diyorum.