6802
içlerindeki bazı aklı başında, şuurlu taraftarları tenzih ederek söylüyorum ki tamamı şımarık, sosyal medya budalası, gösterişçi ve sabırsız taraftarlar olmuşlardır.
arena'ya takımlarını desteklemek yerine instagram'a fotoğraf atmaya gelirler. tamam anı olsun diye maç başlamadan bir kaç fotoğraf çekersin ama maç esnasında takıma destek olman gerekir. bu takımın mental sorunları bilindiği halde, 2-0 önde olsa dahi ilk golü yediği anda 2. golün de yeneceği belliyken takımı ateşlemek yerine ışık şovlarla daha da uyutuyorlar. fener maçında bunu yaptık 2-0'dan 2-2'ye geldi maç. tamam akıllandılar artık bir daha yapmazlar derken rize maçı, yine 2-0 öne geçilmiş yine aynı hareketler ve yine 2-2'ye gelen maç. sırf şu 2 maçı vermeseydik şu an puan farkı 2'ydi, belki de liderdik bile. allah'tan ultraslan durumun ciddiyetini anladı da trabzon maçında bir faciaya daha izin vermediler.
sırf forvet alamadı diye, göreve geldiği ilk günden beri d.a.ö. isimli şahsın pisliklerini temizlemeye uğraşmış, fatih hocayla uyum içinde hareket ederek ona daha rahat bir çalışma imkânı sağlamış, borçları ciddi derecede eritmiş, iyi niyetinden ve galatasaraylılığından emin olduğumuz mustafa cengiz'in ne hainliği kaldı, ne başka bir şeyi. hatta d.a.ö. ile kıyaslanıldı. evet koca bir transfer sezonu boyunca tek bir opsiyonda kalmaları, alternatiflere yönelmemeleri kesinlikle bir eleştiri konusu. fakat hiç kimse bir galatasaray başkanına "yukarıdaklilerle anlaştı başakşehir'i şampiyon yapmak için transfer yapmıyor, fatih terim'in kuyusunu kazıyor, aslında fatih hocayı istemiyor, vb." gibi ağır ithamlarda bulunamaz. kaldı ki bu adamlar, galatasaray'ın parasını menajerlere yedirmemek için* veya ileride hukuksal sorunlarla uğraşmamak için* bu transferleri yapmadılar (veya yapamadılar). eğer söylendiği gibi mustafa cengiz, fatih terim'i istemeseydi zaten terim'in istifasını kabul ederdi. hatırlayacaksınız başkan göreve başladığında fatih hoca mustafa cengiz yönetiminin önünü açmak için usûlen istifasını sunmuş, başkan bunu kabul etmemişti.
forvet transferi bir şekilde yapıldı, bu sefer de bu transfer gol atamıyor diye instagram'da küfür yağmuruna tutuluyor. yahu kimlere kimlere sabretti bu taraftar. ben hiçbir zaman bir futbolcunun 3 maçta kazma ilan edildiğini, 3 maçta koca bir çöp ilan edildiğini görmedim. bu adam sezonun ilk yarısında kasımpaşa'dayken bazı takımlardan* daha fazla gol attı beyler, hatırlatayım dedim. fatih hoca bile diagne hakkında olumlu konuşurken, "zamana ihtiyacı var eminim bir süre sonra gollerini sıralamaya başlayacak" derken bizim bilgiçlik taslayan taraftarlarımız(!) adama instagram'dan küfür etme yarışına girdiler. luyindama gelecek diye, zaten moralman yerlerde olan, ailevi sorunlar yaşayan maicon'u yerin dibine sokarak gönderdiler, adam bu yüzden instagram hesabını yorumlara kapattı. işin garibi luyindama da ilk maçında bu seyirci güruhu tarafından "kongolu servet çetin" ilan edildiyse de allah'tan sonraki maçlarında iyi oynayarak bu güruhu "şimdilik" susturdu. aynen böyle devam et aslan.
ama tabi sorsan bu arkadaşlar kendilerine taraftarız abi derler. hani taraftarlık? hani parçalıyı giyene sonsuz destek? hakan şükür'ün bile haftalarca gol atamadığı dönemler oldu. şimdiki taraftar o dönem olsaydı o başarılar gelir miydi? fatih terim "imparator" olur muydu? 8 eylül 1996 galatasaray fenerbahçe maçında biz şimdiki seyirci güruhu önüne çıksaydık, fener'den 4 yediğimiz maçtan sonra ne fatih terim kalırdı ne diğerleri, belki de o uefa kupası hiç gelmeyecekti. veya 20 ekim 1999 galatasaray chelsea maçında twitter olsaydı tarihin akıbeti nasıl olurdu?
o dönemki başarıları takım kadar; takımına sahip çıkan, hatalarında bile bağrına basan, yetersiz olsa bile sırtında parçalı var diye oyuncusuna destek olan taraftarlar da haketti. şimdiki gibi 3 maçta adamı kazma ilan eden, paraları saçıp yıldızlar alıp sonra da ceza yemek varken kulübün geleceğini düşünüp ona göre hareket eden yönetime "forvet almadı" diye hakaretler eden, gelen forvete de daha 3. maçında "kazma, çöp, senin ben aq daha gol atamıyor." diyen bir seyirci* güruhuyla biz avrupa'da başarıyı da haketmiyoruz söyleyeyim ben. başarı için önce bu taraftarın özüne dönmesi gerekiyor ve bu taraftarın da bunu yapabilecek olgunlukta olduğunu düşünüyorum. bizi fenerbahçe ve beşiktaş'tan ayıran da bu zaten.
not: yaklaşık yarım senedir gördüklerimin üstüne, 2 haftadır mbaye diagne'ye edilen anlamsız küfürleri de okuduğumda artık bu yazıyı yazmaya ve içimi buraya dökmeye karar verdim. bu yazı twitter ve instagram'daki taraftar profiline yönelik bir eleştiridir. eğer ki sözlükte buna alınan ve kırılan olduysa hakkını helal etsin. ofsaytlayan kardeşlerimin de canları sağolsun.
arena'ya takımlarını desteklemek yerine instagram'a fotoğraf atmaya gelirler. tamam anı olsun diye maç başlamadan bir kaç fotoğraf çekersin ama maç esnasında takıma destek olman gerekir. bu takımın mental sorunları bilindiği halde, 2-0 önde olsa dahi ilk golü yediği anda 2. golün de yeneceği belliyken takımı ateşlemek yerine ışık şovlarla daha da uyutuyorlar. fener maçında bunu yaptık 2-0'dan 2-2'ye geldi maç. tamam akıllandılar artık bir daha yapmazlar derken rize maçı, yine 2-0 öne geçilmiş yine aynı hareketler ve yine 2-2'ye gelen maç. sırf şu 2 maçı vermeseydik şu an puan farkı 2'ydi, belki de liderdik bile. allah'tan ultraslan durumun ciddiyetini anladı da trabzon maçında bir faciaya daha izin vermediler.
sırf forvet alamadı diye, göreve geldiği ilk günden beri d.a.ö. isimli şahsın pisliklerini temizlemeye uğraşmış, fatih hocayla uyum içinde hareket ederek ona daha rahat bir çalışma imkânı sağlamış, borçları ciddi derecede eritmiş, iyi niyetinden ve galatasaraylılığından emin olduğumuz mustafa cengiz'in ne hainliği kaldı, ne başka bir şeyi. hatta d.a.ö. ile kıyaslanıldı. evet koca bir transfer sezonu boyunca tek bir opsiyonda kalmaları, alternatiflere yönelmemeleri kesinlikle bir eleştiri konusu. fakat hiç kimse bir galatasaray başkanına "yukarıdaklilerle anlaştı başakşehir'i şampiyon yapmak için transfer yapmıyor, fatih terim'in kuyusunu kazıyor, aslında fatih hocayı istemiyor, vb." gibi ağır ithamlarda bulunamaz. kaldı ki bu adamlar, galatasaray'ın parasını menajerlere yedirmemek için* veya ileride hukuksal sorunlarla uğraşmamak için* bu transferleri yapmadılar (veya yapamadılar). eğer söylendiği gibi mustafa cengiz, fatih terim'i istemeseydi zaten terim'in istifasını kabul ederdi. hatırlayacaksınız başkan göreve başladığında fatih hoca mustafa cengiz yönetiminin önünü açmak için usûlen istifasını sunmuş, başkan bunu kabul etmemişti.
forvet transferi bir şekilde yapıldı, bu sefer de bu transfer gol atamıyor diye instagram'da küfür yağmuruna tutuluyor. yahu kimlere kimlere sabretti bu taraftar. ben hiçbir zaman bir futbolcunun 3 maçta kazma ilan edildiğini, 3 maçta koca bir çöp ilan edildiğini görmedim. bu adam sezonun ilk yarısında kasımpaşa'dayken bazı takımlardan* daha fazla gol attı beyler, hatırlatayım dedim. fatih hoca bile diagne hakkında olumlu konuşurken, "zamana ihtiyacı var eminim bir süre sonra gollerini sıralamaya başlayacak" derken bizim bilgiçlik taslayan taraftarlarımız(!) adama instagram'dan küfür etme yarışına girdiler. luyindama gelecek diye, zaten moralman yerlerde olan, ailevi sorunlar yaşayan maicon'u yerin dibine sokarak gönderdiler, adam bu yüzden instagram hesabını yorumlara kapattı. işin garibi luyindama da ilk maçında bu seyirci güruhu tarafından "kongolu servet çetin" ilan edildiyse de allah'tan sonraki maçlarında iyi oynayarak bu güruhu "şimdilik" susturdu. aynen böyle devam et aslan.
ama tabi sorsan bu arkadaşlar kendilerine taraftarız abi derler. hani taraftarlık? hani parçalıyı giyene sonsuz destek? hakan şükür'ün bile haftalarca gol atamadığı dönemler oldu. şimdiki taraftar o dönem olsaydı o başarılar gelir miydi? fatih terim "imparator" olur muydu? 8 eylül 1996 galatasaray fenerbahçe maçında biz şimdiki seyirci güruhu önüne çıksaydık, fener'den 4 yediğimiz maçtan sonra ne fatih terim kalırdı ne diğerleri, belki de o uefa kupası hiç gelmeyecekti. veya 20 ekim 1999 galatasaray chelsea maçında twitter olsaydı tarihin akıbeti nasıl olurdu?
o dönemki başarıları takım kadar; takımına sahip çıkan, hatalarında bile bağrına basan, yetersiz olsa bile sırtında parçalı var diye oyuncusuna destek olan taraftarlar da haketti. şimdiki gibi 3 maçta adamı kazma ilan eden, paraları saçıp yıldızlar alıp sonra da ceza yemek varken kulübün geleceğini düşünüp ona göre hareket eden yönetime "forvet almadı" diye hakaretler eden, gelen forvete de daha 3. maçında "kazma, çöp, senin ben aq daha gol atamıyor." diyen bir seyirci* güruhuyla biz avrupa'da başarıyı da haketmiyoruz söyleyeyim ben. başarı için önce bu taraftarın özüne dönmesi gerekiyor ve bu taraftarın da bunu yapabilecek olgunlukta olduğunu düşünüyorum. bizi fenerbahçe ve beşiktaş'tan ayıran da bu zaten.
not: yaklaşık yarım senedir gördüklerimin üstüne, 2 haftadır mbaye diagne'ye edilen anlamsız küfürleri de okuduğumda artık bu yazıyı yazmaya ve içimi buraya dökmeye karar verdim. bu yazı twitter ve instagram'daki taraftar profiline yönelik bir eleştiridir. eğer ki sözlükte buna alınan ve kırılan olduysa hakkını helal etsin. ofsaytlayan kardeşlerimin de canları sağolsun.