84
22. şampiyonluk yolunda alınacak sonuç ve sergilenecek futbolla ya dosta güven - düşmana korku salacağımız, ya da dosta korku-düşmana güven vereceğimiz maç olacaktır.
açıkçası beni 2018-2019 sezonu ikinci yarısının ilk 2 haftasındaki galibiyetlerden daha çok sevindiren şey takımımızın ligin ilk yarısında göremediğimiz biçimde, özellikle de maçların son kısımlarında ayakta kalabilmesiydi. bunu da çoğunlukla yeni kondisyonerimiz bartali'ye bağladık. ancak 2 şubat 2019 alanyaspor galatasaray maçındaki görüntü, maç boyu oynanan kötü oyunun yanı sıra, sonlara doğru fizik açıdan da düşmemiz bana" acaba" dedirtmedi değil.
trabzonspor maçına gelince, taraftarın da desteğiyle maça coşkulu başlayacağımızı kestirmek hiç de zor değil. ancak 15-20'ye kadar golü bulduk bulduk, zira yüksek tempo ile başladıktan sonra 15-20. dakikalarda oyundan düşmemiz de yadsınamaz bir gerçek.
benim düşüncem, bizim ana sıkıntımızın feghouli, onyekuru, sinan, belhanda gibi öndeki oyuncularımızın top rakipteyken savunma anlamında caydırıcı hiç bir etki sergileyememeleri. bu oyuncuları defansif anlamda taktik disiplin içerisine sokmak hiç de kolay değil. 5 kere dediğinizi yaparlar, altıncıda rakibi bir salarlar maç da yediğiniz o tek golle biter. neticede bu oyuncuların oyun karakterleri bu, bu anlamda yapacak birşey yok.
mevcut oyun kalitesi ve oyuncu karakterine bağlı olarak sanırım yapılacak en doğru hamle oyunun boyunu kısaltmaya çalışmak. bunu yapabileceğimizi düşündüren en önemli etken marcao-liyundama tandeminin içinde maicon'un bulunduğu herhangi bir tandemden hız olarak fersah fersah yukarda olmasıdır. bu da defansın oyunu öne doğru forse etmesini ve rakibi sıkıştırmayı ve kaptırılan toplara daha erken müdahale etmeyi kolaylaştıran bir oyun şekli oluşturur diye düşünüyorum.
trabzon maçında, coşkulu başlayıp, 20'ye kadar golü de bulursak arkasının çorap söküğü gibi geleceğine inanıyorum. daha önceki entry'lerimden birinde de bahsettiğim gibi bize karşı son yıllardaki tutumları, ilk maçtaki tavır ve hareketleri, taraftarlarının kupalarını çalan fenerbahçe'ye beslemediği nefreti bize sergilemesi, gsstore basmaları ...vb sebepleriyle benim için fener maçları neyse trabzon maçları da o seviyededir.
bu nedenle tekrarlamak isterim ki, 3 farktan aşağı alınacak hiçbir galibiyet beni tam anlamıyla tatmin etmeyecektir.
(bkz: #2609851)
açıkçası beni 2018-2019 sezonu ikinci yarısının ilk 2 haftasındaki galibiyetlerden daha çok sevindiren şey takımımızın ligin ilk yarısında göremediğimiz biçimde, özellikle de maçların son kısımlarında ayakta kalabilmesiydi. bunu da çoğunlukla yeni kondisyonerimiz bartali'ye bağladık. ancak 2 şubat 2019 alanyaspor galatasaray maçındaki görüntü, maç boyu oynanan kötü oyunun yanı sıra, sonlara doğru fizik açıdan da düşmemiz bana" acaba" dedirtmedi değil.
trabzonspor maçına gelince, taraftarın da desteğiyle maça coşkulu başlayacağımızı kestirmek hiç de zor değil. ancak 15-20'ye kadar golü bulduk bulduk, zira yüksek tempo ile başladıktan sonra 15-20. dakikalarda oyundan düşmemiz de yadsınamaz bir gerçek.
benim düşüncem, bizim ana sıkıntımızın feghouli, onyekuru, sinan, belhanda gibi öndeki oyuncularımızın top rakipteyken savunma anlamında caydırıcı hiç bir etki sergileyememeleri. bu oyuncuları defansif anlamda taktik disiplin içerisine sokmak hiç de kolay değil. 5 kere dediğinizi yaparlar, altıncıda rakibi bir salarlar maç da yediğiniz o tek golle biter. neticede bu oyuncuların oyun karakterleri bu, bu anlamda yapacak birşey yok.
mevcut oyun kalitesi ve oyuncu karakterine bağlı olarak sanırım yapılacak en doğru hamle oyunun boyunu kısaltmaya çalışmak. bunu yapabileceğimizi düşündüren en önemli etken marcao-liyundama tandeminin içinde maicon'un bulunduğu herhangi bir tandemden hız olarak fersah fersah yukarda olmasıdır. bu da defansın oyunu öne doğru forse etmesini ve rakibi sıkıştırmayı ve kaptırılan toplara daha erken müdahale etmeyi kolaylaştıran bir oyun şekli oluşturur diye düşünüyorum.
trabzon maçında, coşkulu başlayıp, 20'ye kadar golü de bulursak arkasının çorap söküğü gibi geleceğine inanıyorum. daha önceki entry'lerimden birinde de bahsettiğim gibi bize karşı son yıllardaki tutumları, ilk maçtaki tavır ve hareketleri, taraftarlarının kupalarını çalan fenerbahçe'ye beslemediği nefreti bize sergilemesi, gsstore basmaları ...vb sebepleriyle benim için fener maçları neyse trabzon maçları da o seviyededir.
bu nedenle tekrarlamak isterim ki, 3 farktan aşağı alınacak hiçbir galibiyet beni tam anlamıyla tatmin etmeyecektir.
(bkz: #2609851)