53
yukarıda belirtilen bir entryde, taraftarın sorgulamaya ve bilimselliğe en yatkın taraftar olduğunu söylenmiş. buna katılıyorum, ancak bazı itirazlarım var.
mesela rakiplerin hocaları, kadroları sürekli yeriliyor. ersun yanal'dan gidelim. sürekli bir yerme, küçümseme, ciddiye almama durumu mevcut. arkadaşlar, ersun yanal dünyanın en büyük teknik direktörü değil. böyle olmadığı gibi de, ülke içerisinde başarılı olmuş, bir sistemi ve analize dayalı bilgileri kullanması bilen, aktif ve sistematik bir hoca. fenerbahçe ile 2014'te kazandığı şampiyonluk şansa falan değil. nisanda şampiyon olunması durumu tek başına galatasaray'ın kötü olmasına bağlanmamalı. hadi bunu geçtim, bu adam daha önce gençlerbirliği'nde uefa kupası macerasında blackburn, sporting ve parma'yı elemiş, hem de baskın bir oyun ve net skorlarla yapmış biri. dördüncü turda valencia'ya, bir golle uzatmalarda mestella'da elendi. hani o sezon kupayı kazanan mista'lı, vicente'li, aimar'lı, canizares'li ricardo oliveira'lı valencia'ya. kaldı ki istanbul'daki maçı da 1-0 kazanmışlardı. yine a milli takım tecrübesi olan biri.
benzer şeyler şenol güneş için de geçerli. trabzonspor senelerdir 5.likten 6.lıktan ötesini göremeyen bir takım. son şampiyonluk serüvenini bu hoca ile yaşadılar. 2011-2015 arası üç kez şampiyon olan galatasaray iskeleti direkt şenol güneş tedrisatından geçen oyunculardan oluşuyor. yine beşiktaş seneler sonra gelen iki sene üst üste şampiyonluğu ve geçen seneki gruplardan namağlup çıkma başarısını da güneş ile yaşadı. bu sezon basit bir gruptan çıkamamaları evet başarısızlık, ancak beşiktaş zaten aşağı yukarı bu ayarda bir takımdı. biz bu formayla çeyrek final oynadık türküleri tutturan bir takımdı.
abdullah avcı ve başakşehir de öyle. dışardan suni bir destek aldıkları açık, ancak bütün başarılar buna bağlanmamalı. zamanında hükümet destekli tek takım başakşehir miydi? adamlar bariz şekilde bir sistem takımı. senelerdir üzerine koya koya geliyor. ancak olay yine bir şekilde "abdullah avcı hoca değil"e geliyor.
ben demiyorum ki şimdinin tam tersini yapalım, dünyanın en iyisi gibi davranalım. ama fazlasıyla küçümsemek de ne bileyim, çok yanlış. tamam fatih terim, bu iki antrenörün yanında çok daha fazla başarılı ve dominant bir karakter, ancak bunun konusu burası değil. kaldı ki bu sezon oldukça kötü maçlar ve oyunlar da gördük. mesela siz bu sezon şampiyon olunacağına ne derece inanıyorsunuz?
olayları biraz daha rasyonel ve neden sonuç ilişkisi içerisinde değerlendirmemiz gerekiyor. bunu söylemek yanlış değil, böyle davranmak yanlış. küçümseyerek veya yadırgayarak bir yere varamayız.
mesela rakiplerin hocaları, kadroları sürekli yeriliyor. ersun yanal'dan gidelim. sürekli bir yerme, küçümseme, ciddiye almama durumu mevcut. arkadaşlar, ersun yanal dünyanın en büyük teknik direktörü değil. böyle olmadığı gibi de, ülke içerisinde başarılı olmuş, bir sistemi ve analize dayalı bilgileri kullanması bilen, aktif ve sistematik bir hoca. fenerbahçe ile 2014'te kazandığı şampiyonluk şansa falan değil. nisanda şampiyon olunması durumu tek başına galatasaray'ın kötü olmasına bağlanmamalı. hadi bunu geçtim, bu adam daha önce gençlerbirliği'nde uefa kupası macerasında blackburn, sporting ve parma'yı elemiş, hem de baskın bir oyun ve net skorlarla yapmış biri. dördüncü turda valencia'ya, bir golle uzatmalarda mestella'da elendi. hani o sezon kupayı kazanan mista'lı, vicente'li, aimar'lı, canizares'li ricardo oliveira'lı valencia'ya. kaldı ki istanbul'daki maçı da 1-0 kazanmışlardı. yine a milli takım tecrübesi olan biri.
benzer şeyler şenol güneş için de geçerli. trabzonspor senelerdir 5.likten 6.lıktan ötesini göremeyen bir takım. son şampiyonluk serüvenini bu hoca ile yaşadılar. 2011-2015 arası üç kez şampiyon olan galatasaray iskeleti direkt şenol güneş tedrisatından geçen oyunculardan oluşuyor. yine beşiktaş seneler sonra gelen iki sene üst üste şampiyonluğu ve geçen seneki gruplardan namağlup çıkma başarısını da güneş ile yaşadı. bu sezon basit bir gruptan çıkamamaları evet başarısızlık, ancak beşiktaş zaten aşağı yukarı bu ayarda bir takımdı. biz bu formayla çeyrek final oynadık türküleri tutturan bir takımdı.
abdullah avcı ve başakşehir de öyle. dışardan suni bir destek aldıkları açık, ancak bütün başarılar buna bağlanmamalı. zamanında hükümet destekli tek takım başakşehir miydi? adamlar bariz şekilde bir sistem takımı. senelerdir üzerine koya koya geliyor. ancak olay yine bir şekilde "abdullah avcı hoca değil"e geliyor.
ben demiyorum ki şimdinin tam tersini yapalım, dünyanın en iyisi gibi davranalım. ama fazlasıyla küçümsemek de ne bileyim, çok yanlış. tamam fatih terim, bu iki antrenörün yanında çok daha fazla başarılı ve dominant bir karakter, ancak bunun konusu burası değil. kaldı ki bu sezon oldukça kötü maçlar ve oyunlar da gördük. mesela siz bu sezon şampiyon olunacağına ne derece inanıyorsunuz?
olayları biraz daha rasyonel ve neden sonuç ilişkisi içerisinde değerlendirmemiz gerekiyor. bunu söylemek yanlış değil, böyle davranmak yanlış. küçümseyerek veya yadırgayarak bir yere varamayız.