12
fatih terim tabi ki eleştirilecektir. dünyada eleştirilemez hiçbir canlı yoktur. olması da akıllara ziyandır. insanlık eleştiri kültürü sayesinde bugünkü gelişmişlik seviyesine ulaşmıştır.
ancak eleştiri ile suçlamayı, eleştiri ile saldırıyı birbirinden ayırmak gerekir. bu sözlükte genellikle suçlama yapılıyor, dğersizleştirilmeye çalışılıyor, saldırılıyor. örneğin, fatih terim’in kebapçı olayını ikide bir ısıtıp buraya taşımak eleştiri midir? hayır değersizleştirme gayretidir. fatih terim’e, geçmişte şunu söyledi, bunu söyledi, tüpçüyle şöyle yaptı böyle yaptı ya da parator demek eleştir midir? hayır değersizleştirme gayretidir. çünkü geçmişte yaşananlar bugünün konusu değil. artık bugüne gelip fatih terim’e tercihlerinden dolayı yol gösterebilirseniz bu eleştiridir. adı üstünde eleştiri, yanlışa ışık tutup doğruya yönlendirme gayretidir.
fatih terim’e benim de eleştirilerim oldu ve olacak da. ama benim eleştirim tamamen yol göstericiydi küçük düşürücü değil. örneğin fırat aydınus’a gitmesi ve hakaret etmesi yanlıştı. sabretmeliydi ve sadece sahadan çıkarken suratına bakmakla yetinmeliydi. bunu özellikle premier ligde çok yaparlar.
ozan dışındaki gençlere yeterince güvenip fırsat vermedi bu sezon. ilginç bir şekilde sinan ve eren ısrarı ile hata yaptı. sinan da eren de ilk onbir oyuncusu değiller bana göre ve futbol kamuoyunun büyük çoğunluğu da böyle düşünüyor. ama hoca ısrar etti hata etti. ünal karaman fenerbahçe gibi bir takıma karşı dört altyapı futbolcusu ile çıkıp fener’i sahadan silerke fatih hoca bursaspor maçında bile yunus’a, celil’e güvenmedi.
takımın hızlı oynamasını, koşu mesafesini yükseltmesini ve hücum pres yapmasını başaramadı bu sezon. halbuki takımın yaş ortalaması da bayağı düşük ve bunları yapmaya müsait.
geçen sezon galatasaray’ın şampiyon olması nedeniyle bu sezon ligde önümüze her türlü engelin çıkarılacağı ve ikinci kez şampiyon olmamıza engel olunacağı belliydi. bu nedenle tamamen şampiyonlar ligine odaklanıp gruptan çıkılması gerekirken, porto maçındaki yanlış strateji, schalke maçlarına odaklanılamaması sonucu bu duruma düştük. deplasmandaki porto maçını hedef maç olarak seçmesi çok yanlıştı. hedef maçlar iç saha maçları olmalıydı. düşünün schalke’yi asy’de yenseydik bugün altı puanımız vardı ve schalke’den daha iyi durumdaydık. son maçta ise hedefine ulaşmış porto ile oynayacaktık.
bunları ben de birçok entrymde yazdım ama fatih terim’i asla küçük düşürmeye, değersizleştirmeye çalışmadım. fatih terim tabi ki süperman değil ama onun galatasaray ve milli takımda elde ettiği başarılar nedeniyle kıskanılıp saldırılara uğradığını biliyoruz. türk futbol alemini yakından bilenler, fatih terim’in neden bu kadar agresif davrandığını anlayabilir. bu alem şeytanların çok bol olduğu bir alemdir. şeytanları kendinizden uzak tutamazsanız başarılı olmanız mümkün değildir. agresif olmazsanız ihanetlerle başa çıkmanız çok zordur. ancak fatih terim’in de zaman zaman ölçüyü kaçırdığına tanık oluyoruz. türkiye’de hele hele istanbul’da yaşayıp da her zaman ölçülü kalmak dünyanın en zor işidir. başka yerlere bakmamıza gerek yoktur. istanbul’un trafiği neyse insan ilişkileri ve toplumsal karakterimiz de odur. zaten trafik düzeni toplumsal karakterin en önemli göstergesidir. bu nedenle ben fatih terim’in ya da şenol güneş, aykut kocaman gibi hocaların bazı hatalarını normal karşılıyorum, eleştiri konusu yapmıyorum.
bugün türk futbolunda olanlara bakarsanız dünyanın en çirkin ilişkilerine ev sahipliği yaptığını görürsünüz. şike vardır, ihanet vardır, pusu vardır, hırsızlık vardır, tehdit vardır, küfür vardır, sövme vardır, hakaret vardır, alay etme ve küçük düşürme vardır. menejerlik dünyamız da bütün bunların üzerine tüy diker. böyle bir kazanda kendinizi korumanız, ailenizi korumanız, takımınızı korumanız kolay mı? işte bu nedenle ben fatih yerim’in bazı yanlışlarını dillendirmiyorum. bu ülkede, kendisini geçtim, kızına ve kundaktaki torununa küfredildi fatih terim’in. başka bir şey söylemeye gerek var mı? fatih terim’in mevlana olmasını, yunus gibi olmasını herkes gibi ben de isterim ama o zaman fatih terim olmazdı. futbol dünyasında olmazdı, olamazdı. çünkü mevlanaların futbol dünyamızda barınması maalesef mümkün değil.
fatih yerim’den nefret edenler olabilir, kişisel sıkıntı yaşayanlar olabilir ama bunların galatasaray sözlükte hesaplaşmaya dönüşmesi yanlıştır. eleştirin, kurduğu takımı, oynattığı futbolcuları, sistemini, fırat aydınus’a karşı tavrını, takımın kondisyonunu eleştirin buna hiç kimsenin karşı çıkacağını düşünmüyorum. ancak uğradığı haksızlıklar ve yapılan saldırılara karşı onu yalnız bırakmayın. çünkü o galatasaray’ın ve türk futbolunun en başarılı teknik direktörüdür. geçmişi başarılarla doludur, geleceği de parlaktır. sakin kalmayı, sabretmeyi, bazı şeylerden feragat etmeyi başarırsa -ki son altı aydır, yani fırat aydınus olayına kadar çok iyi gidiyordu- orta ve uzun vadede yine zaferlerle taçlandıracaktır mücadelesini. buna inandığım için daha hoş görülü bakıyorum kendisine.
benim bakış açımın sözlük yazarlarında da ağırlıklı olduğuna inanıyorum. bu durumda fatih terimcilik nitelemesi doğru durmuyor. ben, ne olursa olsun fatih terim’i eleştiremezsiniz, ona dokunamazsınız modunda bir yazar tanımadım. meramını yeterince iyi ifade edemeyenler olabilir tabi.
hiç kimseye sınırsız destek vermemiz mümkün olmamakla birlikte, şu anda fatih terim’e tam destek vermeye devam etmemiz gerektiğine inanıyor, ondan ve takımdan büyük zaferler bekliyoruz. yönetimimizin de desteği ile tabi.
ancak eleştiri ile suçlamayı, eleştiri ile saldırıyı birbirinden ayırmak gerekir. bu sözlükte genellikle suçlama yapılıyor, dğersizleştirilmeye çalışılıyor, saldırılıyor. örneğin, fatih terim’in kebapçı olayını ikide bir ısıtıp buraya taşımak eleştiri midir? hayır değersizleştirme gayretidir. fatih terim’e, geçmişte şunu söyledi, bunu söyledi, tüpçüyle şöyle yaptı böyle yaptı ya da parator demek eleştir midir? hayır değersizleştirme gayretidir. çünkü geçmişte yaşananlar bugünün konusu değil. artık bugüne gelip fatih terim’e tercihlerinden dolayı yol gösterebilirseniz bu eleştiridir. adı üstünde eleştiri, yanlışa ışık tutup doğruya yönlendirme gayretidir.
fatih terim’e benim de eleştirilerim oldu ve olacak da. ama benim eleştirim tamamen yol göstericiydi küçük düşürücü değil. örneğin fırat aydınus’a gitmesi ve hakaret etmesi yanlıştı. sabretmeliydi ve sadece sahadan çıkarken suratına bakmakla yetinmeliydi. bunu özellikle premier ligde çok yaparlar.
ozan dışındaki gençlere yeterince güvenip fırsat vermedi bu sezon. ilginç bir şekilde sinan ve eren ısrarı ile hata yaptı. sinan da eren de ilk onbir oyuncusu değiller bana göre ve futbol kamuoyunun büyük çoğunluğu da böyle düşünüyor. ama hoca ısrar etti hata etti. ünal karaman fenerbahçe gibi bir takıma karşı dört altyapı futbolcusu ile çıkıp fener’i sahadan silerke fatih hoca bursaspor maçında bile yunus’a, celil’e güvenmedi.
takımın hızlı oynamasını, koşu mesafesini yükseltmesini ve hücum pres yapmasını başaramadı bu sezon. halbuki takımın yaş ortalaması da bayağı düşük ve bunları yapmaya müsait.
geçen sezon galatasaray’ın şampiyon olması nedeniyle bu sezon ligde önümüze her türlü engelin çıkarılacağı ve ikinci kez şampiyon olmamıza engel olunacağı belliydi. bu nedenle tamamen şampiyonlar ligine odaklanıp gruptan çıkılması gerekirken, porto maçındaki yanlış strateji, schalke maçlarına odaklanılamaması sonucu bu duruma düştük. deplasmandaki porto maçını hedef maç olarak seçmesi çok yanlıştı. hedef maçlar iç saha maçları olmalıydı. düşünün schalke’yi asy’de yenseydik bugün altı puanımız vardı ve schalke’den daha iyi durumdaydık. son maçta ise hedefine ulaşmış porto ile oynayacaktık.
bunları ben de birçok entrymde yazdım ama fatih terim’i asla küçük düşürmeye, değersizleştirmeye çalışmadım. fatih terim tabi ki süperman değil ama onun galatasaray ve milli takımda elde ettiği başarılar nedeniyle kıskanılıp saldırılara uğradığını biliyoruz. türk futbol alemini yakından bilenler, fatih terim’in neden bu kadar agresif davrandığını anlayabilir. bu alem şeytanların çok bol olduğu bir alemdir. şeytanları kendinizden uzak tutamazsanız başarılı olmanız mümkün değildir. agresif olmazsanız ihanetlerle başa çıkmanız çok zordur. ancak fatih terim’in de zaman zaman ölçüyü kaçırdığına tanık oluyoruz. türkiye’de hele hele istanbul’da yaşayıp da her zaman ölçülü kalmak dünyanın en zor işidir. başka yerlere bakmamıza gerek yoktur. istanbul’un trafiği neyse insan ilişkileri ve toplumsal karakterimiz de odur. zaten trafik düzeni toplumsal karakterin en önemli göstergesidir. bu nedenle ben fatih terim’in ya da şenol güneş, aykut kocaman gibi hocaların bazı hatalarını normal karşılıyorum, eleştiri konusu yapmıyorum.
bugün türk futbolunda olanlara bakarsanız dünyanın en çirkin ilişkilerine ev sahipliği yaptığını görürsünüz. şike vardır, ihanet vardır, pusu vardır, hırsızlık vardır, tehdit vardır, küfür vardır, sövme vardır, hakaret vardır, alay etme ve küçük düşürme vardır. menejerlik dünyamız da bütün bunların üzerine tüy diker. böyle bir kazanda kendinizi korumanız, ailenizi korumanız, takımınızı korumanız kolay mı? işte bu nedenle ben fatih yerim’in bazı yanlışlarını dillendirmiyorum. bu ülkede, kendisini geçtim, kızına ve kundaktaki torununa küfredildi fatih terim’in. başka bir şey söylemeye gerek var mı? fatih terim’in mevlana olmasını, yunus gibi olmasını herkes gibi ben de isterim ama o zaman fatih terim olmazdı. futbol dünyasında olmazdı, olamazdı. çünkü mevlanaların futbol dünyamızda barınması maalesef mümkün değil.
fatih yerim’den nefret edenler olabilir, kişisel sıkıntı yaşayanlar olabilir ama bunların galatasaray sözlükte hesaplaşmaya dönüşmesi yanlıştır. eleştirin, kurduğu takımı, oynattığı futbolcuları, sistemini, fırat aydınus’a karşı tavrını, takımın kondisyonunu eleştirin buna hiç kimsenin karşı çıkacağını düşünmüyorum. ancak uğradığı haksızlıklar ve yapılan saldırılara karşı onu yalnız bırakmayın. çünkü o galatasaray’ın ve türk futbolunun en başarılı teknik direktörüdür. geçmişi başarılarla doludur, geleceği de parlaktır. sakin kalmayı, sabretmeyi, bazı şeylerden feragat etmeyi başarırsa -ki son altı aydır, yani fırat aydınus olayına kadar çok iyi gidiyordu- orta ve uzun vadede yine zaferlerle taçlandıracaktır mücadelesini. buna inandığım için daha hoş görülü bakıyorum kendisine.
benim bakış açımın sözlük yazarlarında da ağırlıklı olduğuna inanıyorum. bu durumda fatih terimcilik nitelemesi doğru durmuyor. ben, ne olursa olsun fatih terim’i eleştiremezsiniz, ona dokunamazsınız modunda bir yazar tanımadım. meramını yeterince iyi ifade edemeyenler olabilir tabi.
hiç kimseye sınırsız destek vermemiz mümkün olmamakla birlikte, şu anda fatih terim’e tam destek vermeye devam etmemiz gerektiğine inanıyor, ondan ve takımdan büyük zaferler bekliyoruz. yönetimimizin de desteği ile tabi.