17
mecidiyeköy'de çok çok kıymetli bir yerden vaz geçerek seyrantepe'ye taşındık. buna rağmen parmaklarında oynatıyorlar mı bizi? üstünü kapamadınız gibi gerekçelerle kök söktürüyorlar mı? riva ve florya'yı paket edip elimizden alırken gıkımızı çıkartmamıza izin veriyorlar mı?
ha sadece bize değil.
gençlik ve spor bakanı osman aşkın bak'ın, "beşiktaş kulübü'ne de teşekkür ediyoruz. vodafone park'ta bizi ağırladılar" ifadesine cevap olarak sayın cumhurbaşkanımız "beşiktaş kulübü'nün mü saha yahu? stadı bizim verdiğimiz paralarla yaptılar" ifadesini kullandı.
karşı çıkan olabildi mi?
sayın cumhurbaşkanımız "tribünleri başakşehir'in gençliğinin doldurması lazım. gençler buna var mıyız? şampiyonluğa oynuyorsunuz, tribünlerin dolması lazım. bakın aniden sürpriz yaparım, başakşehir'in bir maçına gelirim, tribünleri boş görürsem olmaz" diye konuşarak şampiyonluk yarışının en kızıştığı günlerde taraf oldu mu?
örnekler sayısız uzatılabilir.
biz dahil herkesin hükümetle göbek bağı var.
kulübün yoksa yöneticisinin vardır.
işte ali dürüst.
camiasının ne düşüneceğini, kendini ne hale düşüreceğini hiç umursamadı.
tükürdüğünü yaladı.
omurgasızlıkta yeni bir sayfa açtı.
federasyona güvenin tam olduğunu ilan etti.
niye? inandığından mı?
yoksa emir almış, kulağı çekilmiş, korkmuş, havuç gösterilmiş olma ihtimali daha mı yüksek?
kısacası, kulüpler birliği dediğin ne ki?
açıkçası mesele galatasaray düşmanlığı da değil.
yarın göztepe aleyhine bir bildiri imzalanması talimatı gelir.
görün bakın o 17 kulüp içerisinde biz oluruz.
benim gibi gençlik yıllarında iktidarların müdahelesine açık federasyonları görmüş, sonunda büyük mücadelelerle özerkliği elde etmiş türk futbolu açısından bu durum 30 yıl geriye gitmektir.
maalesef zorla kazanılmış bir özerklik basit ilişkiler ve menfaatler sebebiyle kulüplerin kendi iradesiyle teslim edilmiştir.
ha sadece bize değil.
gençlik ve spor bakanı osman aşkın bak'ın, "beşiktaş kulübü'ne de teşekkür ediyoruz. vodafone park'ta bizi ağırladılar" ifadesine cevap olarak sayın cumhurbaşkanımız "beşiktaş kulübü'nün mü saha yahu? stadı bizim verdiğimiz paralarla yaptılar" ifadesini kullandı.
karşı çıkan olabildi mi?
sayın cumhurbaşkanımız "tribünleri başakşehir'in gençliğinin doldurması lazım. gençler buna var mıyız? şampiyonluğa oynuyorsunuz, tribünlerin dolması lazım. bakın aniden sürpriz yaparım, başakşehir'in bir maçına gelirim, tribünleri boş görürsem olmaz" diye konuşarak şampiyonluk yarışının en kızıştığı günlerde taraf oldu mu?
örnekler sayısız uzatılabilir.
biz dahil herkesin hükümetle göbek bağı var.
kulübün yoksa yöneticisinin vardır.
işte ali dürüst.
camiasının ne düşüneceğini, kendini ne hale düşüreceğini hiç umursamadı.
tükürdüğünü yaladı.
omurgasızlıkta yeni bir sayfa açtı.
federasyona güvenin tam olduğunu ilan etti.
niye? inandığından mı?
yoksa emir almış, kulağı çekilmiş, korkmuş, havuç gösterilmiş olma ihtimali daha mı yüksek?
kısacası, kulüpler birliği dediğin ne ki?
açıkçası mesele galatasaray düşmanlığı da değil.
yarın göztepe aleyhine bir bildiri imzalanması talimatı gelir.
görün bakın o 17 kulüp içerisinde biz oluruz.
benim gibi gençlik yıllarında iktidarların müdahelesine açık federasyonları görmüş, sonunda büyük mücadelelerle özerkliği elde etmiş türk futbolu açısından bu durum 30 yıl geriye gitmektir.
maalesef zorla kazanılmış bir özerklik basit ilişkiler ve menfaatler sebebiyle kulüplerin kendi iradesiyle teslim edilmiştir.