17533
konuyu saptırmak isteyen kişinin bambaşka bir konu açması, bu yeni açtığı konuyu da uzatarak ana konudan kaçınması yöntemine 'cambaza bak yöntemi' denir. eskiden yan kesiciler bir ipin üstünde heyecanlı bir gösteri yapan cambazın gösterisi esnasında sanatlarını icra ederler, pür dikkat cambaza odaklanmış kişilerin ceplerini kolaylıkla boşaltırlarmış. odaklanma sorunu yaşayan zor kurbanların da kulağına eğilip 'lan cambazı görüyor musun nasıl gidiyor ipin üstünde' derler, böylece onları da kolaylıkla soyarlarmış.
kendisinin fb derbisi ve 6 kasım 2018 schalke 04 galatasaray maçı sonrası yaptığı tam olarak budur. kimse kusura bakmasın. herkes her şeyi görüyor. kendisinden ve birkaç ergen irisinden başka hiç kimseyi ikna edemez. benim kendi adıma ikna olabilmem için bana önce kötü futbolun sebebini açıklaması gerek arkadaş. ne sakatlık, ne federasyon, ne hakemler, ne de başka bir şey. kadrosu dar vb. deniyor da bu kadroya göre bir futbol oynamayı neden denemiyor ve sürekli hatalarının ısrarcısı oluyor? yetmiyor bir de benim aklımla dalga geçer gibi iyi oynadık filan diyor bazı maçlarda.
hangi maçta hangi iyi oyun hocam? fb derbisinde skor 2-0 iken de, lokomotiv moskova'ya 3 gol atarken de kötü oynuyorduk. mesela lokomotiv maçı. neresinde iyi oynadık? soldan içeri kat edip şut açısı aramaktan başka numarası olmayan rodriguez'e lokomotiv moskova hocası önlem alsa gol atamazdık o maçta. kalıbımı basarım. o dönemlerdeki taktiğimiz ver rodriguez'e atarsa atardı. uzunca bir süre bu taktikle devam etti hoca. rakiplerin hocaları lokomotiv'in hocası gibi değil, iki maç izleyen bu adamın tek numarası soldan içeri girip şut atmak diyip önlem almaya başlayınca biz ne gol atabildik ne pozisyon bulabildik kolaylıkla ondan sonra. kabız, kısır bir oyun döngsüne girdik. ha bu arada hoca ısrarla rodriguez'i solda oynatmaya devam etti. halen de aynı ısrar devam ediyor. rodriguez şimdi hatırlamadığım bir maçta geçen sezon çokça yaptığı gibi sağda oynadı ve sıfıra inip asist yaptı. ama ertesi maç yine solda devamı etti.
hatalardan ders almayan, yanlışın üstüne ısrar eden ve kendinden başka herkesi suçlayan bir terim var karşımızda. bu sezon taraftarın bizzat kendisinden başlamak üzere sakatlıklar, oyuncular, hakemler ve en son olarak da federasyon suçlandı ama terim hiçbir şekilde sorumluluk almadı. bir kez olsun hata bende dediğini duyamadık. fb maçında 2-0 skoru duran toplardan fenerbahçe'nin rezalet savunması sonrasında bulduk. yine kötü bir futbol vardı ama bereket rakip bizden de kötüydü, 2-0 dan sonra duraksayan takımı tribünde maç izleyen taraftar gibi izleyip müdahalede gecikince öyle ya da böyle bence haklı bir penaltı kararıyla maç dengeye geldi. hoca selçuk inan'ı oyuna soktu.
hocanın hatalı oyuncu tercihleri de başka bir konu aslında. selçuk efendiyi oyuna alıyorsun ama futboldan emekli olmuş selçuk, kendisi dahil bunu farkında ama bir tek hoca farkında değil. prens selçuk her maç maç başını cebine indiriyor. thanks to imparator. prens demişken sinan gümüş var bir de, kendi ailesi fatih terim kadar güvenip şans vermez ama terim her maçta on bire ilk önce sinan'ı yazıyor. bir de belhanda var, hocanın kızıp kızıp her maç on bire yazdığı başka bir oyuncu. bu arkadaşa da mecburmuşuz oyun açısından. bazı fm menajerleri öyle diyor. ben değil. ozan kabak gibi nice gençler altyapıda forma beklerken hoca başka başka işler peşinde. bu arada ozan da savunmada oynayacak kimse kalmayınca oynamaya başladı, tıpkı semih kaya gibi. kimse kalmayıp mecburen oynatınca gençlere önem veren hoca diyorlar. gençlere önem veren hoca belhanda'yı yanına oturtup bir maça atalay ile çıkandır, rodriguez'i kesip yunus'u on bire koyup üstünde ısrar edendir bana göre. ya da sinan, eren yerine ali yavuz'a şans verendir. olmazsa bunlarla olmasın. zaten eldekilerle de olmuyor.
çok uzun bir yazı oldu, aslında bu kadar uzun yazmayacaktım. bu sezon hocanın ve takımın bu formsuzluğu ile sene sonu nerede olacağız çok merak ediyorum açıkçası. inşallah hoca kendini toparlar da artık takıma futbol oynamaya odaklanır. her maç sonu bir başka bahaneden ben usandım artık.
kendisinin fb derbisi ve 6 kasım 2018 schalke 04 galatasaray maçı sonrası yaptığı tam olarak budur. kimse kusura bakmasın. herkes her şeyi görüyor. kendisinden ve birkaç ergen irisinden başka hiç kimseyi ikna edemez. benim kendi adıma ikna olabilmem için bana önce kötü futbolun sebebini açıklaması gerek arkadaş. ne sakatlık, ne federasyon, ne hakemler, ne de başka bir şey. kadrosu dar vb. deniyor da bu kadroya göre bir futbol oynamayı neden denemiyor ve sürekli hatalarının ısrarcısı oluyor? yetmiyor bir de benim aklımla dalga geçer gibi iyi oynadık filan diyor bazı maçlarda.
hangi maçta hangi iyi oyun hocam? fb derbisinde skor 2-0 iken de, lokomotiv moskova'ya 3 gol atarken de kötü oynuyorduk. mesela lokomotiv maçı. neresinde iyi oynadık? soldan içeri kat edip şut açısı aramaktan başka numarası olmayan rodriguez'e lokomotiv moskova hocası önlem alsa gol atamazdık o maçta. kalıbımı basarım. o dönemlerdeki taktiğimiz ver rodriguez'e atarsa atardı. uzunca bir süre bu taktikle devam etti hoca. rakiplerin hocaları lokomotiv'in hocası gibi değil, iki maç izleyen bu adamın tek numarası soldan içeri girip şut atmak diyip önlem almaya başlayınca biz ne gol atabildik ne pozisyon bulabildik kolaylıkla ondan sonra. kabız, kısır bir oyun döngsüne girdik. ha bu arada hoca ısrarla rodriguez'i solda oynatmaya devam etti. halen de aynı ısrar devam ediyor. rodriguez şimdi hatırlamadığım bir maçta geçen sezon çokça yaptığı gibi sağda oynadı ve sıfıra inip asist yaptı. ama ertesi maç yine solda devamı etti.
hatalardan ders almayan, yanlışın üstüne ısrar eden ve kendinden başka herkesi suçlayan bir terim var karşımızda. bu sezon taraftarın bizzat kendisinden başlamak üzere sakatlıklar, oyuncular, hakemler ve en son olarak da federasyon suçlandı ama terim hiçbir şekilde sorumluluk almadı. bir kez olsun hata bende dediğini duyamadık. fb maçında 2-0 skoru duran toplardan fenerbahçe'nin rezalet savunması sonrasında bulduk. yine kötü bir futbol vardı ama bereket rakip bizden de kötüydü, 2-0 dan sonra duraksayan takımı tribünde maç izleyen taraftar gibi izleyip müdahalede gecikince öyle ya da böyle bence haklı bir penaltı kararıyla maç dengeye geldi. hoca selçuk inan'ı oyuna soktu.
hocanın hatalı oyuncu tercihleri de başka bir konu aslında. selçuk efendiyi oyuna alıyorsun ama futboldan emekli olmuş selçuk, kendisi dahil bunu farkında ama bir tek hoca farkında değil. prens selçuk her maç maç başını cebine indiriyor. thanks to imparator. prens demişken sinan gümüş var bir de, kendi ailesi fatih terim kadar güvenip şans vermez ama terim her maçta on bire ilk önce sinan'ı yazıyor. bir de belhanda var, hocanın kızıp kızıp her maç on bire yazdığı başka bir oyuncu. bu arkadaşa da mecburmuşuz oyun açısından. bazı fm menajerleri öyle diyor. ben değil. ozan kabak gibi nice gençler altyapıda forma beklerken hoca başka başka işler peşinde. bu arada ozan da savunmada oynayacak kimse kalmayınca oynamaya başladı, tıpkı semih kaya gibi. kimse kalmayıp mecburen oynatınca gençlere önem veren hoca diyorlar. gençlere önem veren hoca belhanda'yı yanına oturtup bir maça atalay ile çıkandır, rodriguez'i kesip yunus'u on bire koyup üstünde ısrar edendir bana göre. ya da sinan, eren yerine ali yavuz'a şans verendir. olmazsa bunlarla olmasın. zaten eldekilerle de olmuyor.
çok uzun bir yazı oldu, aslında bu kadar uzun yazmayacaktım. bu sezon hocanın ve takımın bu formsuzluğu ile sene sonu nerede olacağız çok merak ediyorum açıkçası. inşallah hoca kendini toparlar da artık takıma futbol oynamaya odaklanır. her maç sonu bir başka bahaneden ben usandım artık.