20405
arkadaşlar,
diğer takım taraftarlarının yaptığı gibi kör fanatizme gerek yok. bazı gerçekler var. bu gerçekleri ne kadar çabuk kabullenirseniz, o kadar az üzülürsünüz, problemlere o kadar kısa sürede çözüm üretmeye çalışırsınız.
1-) 2018-2019 galatasaray futbol takımı ne yazık ki iyi bir futbol takımı değildir. evet takımın bazı önemli noktalarındaki oyuncuların ciddi formsuzluğu mevcut, ancak bu "kalitesiz" bir takım olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor. 1 ayda oynadığımız son 7 maçta sadece 1 galibiyetimiz var, 4 gol atabilmişiz, 8 gol yemişiz. bu süre zarfında berabere kaldığımız ya da yenildiğimiz takımlar manchester city, barcelona, başakşehir ve beşiktaş değil. şampiyonlar ligi'nde 2 maçta da gol atamadığımız schalke 04, ligde 10 haftada 8 gol atabilmiş, sadece 3 galibiyeti var. höwedes, goretzka, pjaca, kerher, maxmillian meyer gibi isimler de yoklar, hepsi takımdan ayrıldılar. yani takımın kadro kalitesi ciddi şekilde geriye gitmiş. siz bu takıma 2 maçta, içeride - dışarıda sadece 1-2 pozisyon üretebiliyor, kalenizde de bir araba pozisyon görüyorsanız, kusura bakmayın siz de iyi takım değilsiniz.
2-) fatih hocamız 3 kulvarda mücadele eden ancak kadro kalitesi yerlerde sürünen bir takımı idare etmeye çalışıyor. evet takımdaki oyuncuların sakatlıkları ve formsuzlukları tercih şansını kısıtlıyor. ancak bu yapılan yanlışların her maç devam etmesine geçerli bir sebep değil. yazdık, yine yazıyoruz, evet fatih terim hoca'nın enerjisine, mücadelesine hayranız ve desteğimiz devam ediyor. ancak bu yanlışları gör(e)memize bir engel değil. maalesef modern futbolun gerekliliklerini uygulamıyoruz ve bu tablo haftalardır de-ğiş-mi-yor! nedir bunlar, takımın boyu çok uzun, takımın eni çok geniş, takımın kondisyonu yerlerde, takım savunmasında ciddi zafiyetlerimiz var, takımın hücum planları oldukça sınırlı ve yetersiz. geriye ne kaldı? fatih hocanın buradaki en büyük kabahati saha içindeki olaylardan ziyade saha dışındaki olaylarla ilgileniyor olması. ayrıca madem takımda kadro kalitesinde sıkıntı var, oyuncular formsuz ve disiplin sorunları mevcut, neden u-21 takımına performansları fazla gelen oyuncular a takımda şans bulamıyor? tamam, fatih hoca takımdaki oyuncuların idman ve performansları konusunda daha donanımlı, daha bilgili ama ne yazık ki takımda bazı isimlerde ilerleme yok, olmuyor, olmayacak. e bu kadar kötü bir takımda u-21 oyuncuları şans bulamayacaksa, bu onlar için de handikap değil mi? madem bekledikleri forma şansı hiç gelmeyecek, neden kendilerini geliştirmek için çabalasınlar? biz ozan'a, atalay'a, yunus'a genç yetenek diyoruz, aynı yaşında mbappe denen çocuk, fransa'ya dünya kupasını kazandırdı, messi aynı yaşında nou camp'ta düzenli olarak forma giyiyordu. madem a takım futbolcuları "adam" gibi oynamıyor, öz çocuklarımız çıkar, oynarlar. alacakları sonuç önemli değil, ancak artık ciddi bir mesaj verilmesi gerekiyor ve bunu sağlayacak kişi fatih terim'dir.
3-) yönetim kanadına gelecek olursak; bu eleştirim sadece mustafa cengiz ve ekibine değil, yakın tarihteki tüm galatasaray yönetimlerine. ne yazık ki galatasaray yönetimleri takımın öz kaynaklarını doğru kullanmayarak mali olarak kulübe ciddi bir külfet getirmişlerdir. gerek transfer olsun (futbolcu - antrenör), gerek borç yapılandırma, gerek gayrimenkul hususlarında bazı yönetimler doğru, bazı yönetimler yanlış politikalar seçmişlerdir. ancak yapılan hadiselerde net sonuçlar hep takımın alehine olmuştur. mesela transfer tercihlerini eleştirecek olursak, 10-15 yıldır formda son dönemlerini yaşayan oyunculara anormal bonservis ve yıllık ücretler verilmiştir. mesela mariano'yu 31 yaşında sevilla'dan 4.3 milyon euro'ya transfer etmek bir transfer başarısı değildir! bunun gibi sayısız transfer yapıldı, gelen genç oyunculara da yeterli süre tanınmadan ya kiraya verildi ya şutlandı. arada çok başarılı transferler yapılmadı mı, elbette yapıldı, ama gelinen nokta ve ffp konusu ortadadır. benim detaylıca anlatmama gerek yok. sadece şunu söylemem yeterli: 2000 - 2001 yılından beri olan süre zarfında futbolculara karşın alınan/verilen bonservis bedelleri konusunda kabaca 170 miyon euro zarardayız, peki bu futbolcuların yıllık ücretlerini de bilançoya katarsak? tablonun ciddiyetini umarım anlatabilmişimdir. diğer branşlardaki sıkıntıları ve ekonomik durumun diğer kalemlerini daha bilgili arkadaşlar yazsınlar.
sözün özü;
futbolcularımız kalitesiz ve yetersiz, fatih hocamız formsuz ve motivasyonu düşük, teknik ekibin kalanı yine kalitesiz ve yetersiz, yönetim de uzun vadeli bir plana sahip değil.
çuvaldızı hep başkasına batırdık arkadaşlar.
artık iğneyi kendimize batırma zamanı.
diğer takım taraftarlarının yaptığı gibi kör fanatizme gerek yok. bazı gerçekler var. bu gerçekleri ne kadar çabuk kabullenirseniz, o kadar az üzülürsünüz, problemlere o kadar kısa sürede çözüm üretmeye çalışırsınız.
1-) 2018-2019 galatasaray futbol takımı ne yazık ki iyi bir futbol takımı değildir. evet takımın bazı önemli noktalarındaki oyuncuların ciddi formsuzluğu mevcut, ancak bu "kalitesiz" bir takım olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor. 1 ayda oynadığımız son 7 maçta sadece 1 galibiyetimiz var, 4 gol atabilmişiz, 8 gol yemişiz. bu süre zarfında berabere kaldığımız ya da yenildiğimiz takımlar manchester city, barcelona, başakşehir ve beşiktaş değil. şampiyonlar ligi'nde 2 maçta da gol atamadığımız schalke 04, ligde 10 haftada 8 gol atabilmiş, sadece 3 galibiyeti var. höwedes, goretzka, pjaca, kerher, maxmillian meyer gibi isimler de yoklar, hepsi takımdan ayrıldılar. yani takımın kadro kalitesi ciddi şekilde geriye gitmiş. siz bu takıma 2 maçta, içeride - dışarıda sadece 1-2 pozisyon üretebiliyor, kalenizde de bir araba pozisyon görüyorsanız, kusura bakmayın siz de iyi takım değilsiniz.
2-) fatih hocamız 3 kulvarda mücadele eden ancak kadro kalitesi yerlerde sürünen bir takımı idare etmeye çalışıyor. evet takımdaki oyuncuların sakatlıkları ve formsuzlukları tercih şansını kısıtlıyor. ancak bu yapılan yanlışların her maç devam etmesine geçerli bir sebep değil. yazdık, yine yazıyoruz, evet fatih terim hoca'nın enerjisine, mücadelesine hayranız ve desteğimiz devam ediyor. ancak bu yanlışları gör(e)memize bir engel değil. maalesef modern futbolun gerekliliklerini uygulamıyoruz ve bu tablo haftalardır de-ğiş-mi-yor! nedir bunlar, takımın boyu çok uzun, takımın eni çok geniş, takımın kondisyonu yerlerde, takım savunmasında ciddi zafiyetlerimiz var, takımın hücum planları oldukça sınırlı ve yetersiz. geriye ne kaldı? fatih hocanın buradaki en büyük kabahati saha içindeki olaylardan ziyade saha dışındaki olaylarla ilgileniyor olması. ayrıca madem takımda kadro kalitesinde sıkıntı var, oyuncular formsuz ve disiplin sorunları mevcut, neden u-21 takımına performansları fazla gelen oyuncular a takımda şans bulamıyor? tamam, fatih hoca takımdaki oyuncuların idman ve performansları konusunda daha donanımlı, daha bilgili ama ne yazık ki takımda bazı isimlerde ilerleme yok, olmuyor, olmayacak. e bu kadar kötü bir takımda u-21 oyuncuları şans bulamayacaksa, bu onlar için de handikap değil mi? madem bekledikleri forma şansı hiç gelmeyecek, neden kendilerini geliştirmek için çabalasınlar? biz ozan'a, atalay'a, yunus'a genç yetenek diyoruz, aynı yaşında mbappe denen çocuk, fransa'ya dünya kupasını kazandırdı, messi aynı yaşında nou camp'ta düzenli olarak forma giyiyordu. madem a takım futbolcuları "adam" gibi oynamıyor, öz çocuklarımız çıkar, oynarlar. alacakları sonuç önemli değil, ancak artık ciddi bir mesaj verilmesi gerekiyor ve bunu sağlayacak kişi fatih terim'dir.
3-) yönetim kanadına gelecek olursak; bu eleştirim sadece mustafa cengiz ve ekibine değil, yakın tarihteki tüm galatasaray yönetimlerine. ne yazık ki galatasaray yönetimleri takımın öz kaynaklarını doğru kullanmayarak mali olarak kulübe ciddi bir külfet getirmişlerdir. gerek transfer olsun (futbolcu - antrenör), gerek borç yapılandırma, gerek gayrimenkul hususlarında bazı yönetimler doğru, bazı yönetimler yanlış politikalar seçmişlerdir. ancak yapılan hadiselerde net sonuçlar hep takımın alehine olmuştur. mesela transfer tercihlerini eleştirecek olursak, 10-15 yıldır formda son dönemlerini yaşayan oyunculara anormal bonservis ve yıllık ücretler verilmiştir. mesela mariano'yu 31 yaşında sevilla'dan 4.3 milyon euro'ya transfer etmek bir transfer başarısı değildir! bunun gibi sayısız transfer yapıldı, gelen genç oyunculara da yeterli süre tanınmadan ya kiraya verildi ya şutlandı. arada çok başarılı transferler yapılmadı mı, elbette yapıldı, ama gelinen nokta ve ffp konusu ortadadır. benim detaylıca anlatmama gerek yok. sadece şunu söylemem yeterli: 2000 - 2001 yılından beri olan süre zarfında futbolculara karşın alınan/verilen bonservis bedelleri konusunda kabaca 170 miyon euro zarardayız, peki bu futbolcuların yıllık ücretlerini de bilançoya katarsak? tablonun ciddiyetini umarım anlatabilmişimdir. diğer branşlardaki sıkıntıları ve ekonomik durumun diğer kalemlerini daha bilgili arkadaşlar yazsınlar.
sözün özü;
futbolcularımız kalitesiz ve yetersiz, fatih hocamız formsuz ve motivasyonu düşük, teknik ekibin kalanı yine kalitesiz ve yetersiz, yönetim de uzun vadeli bir plana sahip değil.
çuvaldızı hep başkasına batırdık arkadaşlar.
artık iğneyi kendimize batırma zamanı.