213
kim ne derse desin galatasaray'in hucum yonunde iyi olmadigi, defansta da cok basit hatalar yaparak maci vermesine ramak kaldigi bir musabaka olmustur. su maca dair tek olumlu yonumuz orta sahada topun hakimiyetinin bizde olusu ve yuksek pas yuzdesiyle oynayisimizdir. bu macin bize yeniden gosterdigi bir kac onemli noktaya gelecek olursek eger;
1- baros bu takimin kesinlikle vazgecilmez elemanidir. rakip savunmayi yaptigi kosularla bunaltan ve yoran, arkadaslarina bos alan yaratabilen bir adam baros. dikkat ederseniz eger baros'un yoklugunda ciktigimiz her macta ofansif anlamda zorluklar yasadik. ve yine dikkat ederseniz baros olmayinca hucuma yonelik orta saha oyuncularimizin performansinda da bir dusukluk sezmeye basladik. bunun tek sebebi nondayi tutmak icin tek bir adamin yeterli olmasi. oysa ki baros'u tutmak icin bir adam yetersiz kalir. onun yapacagi kosulari onlemek icin de adam gerekir. kisacasi nonda baros'un yedegi olabilecek bir adam degildir. en azindan galatasaray'in oyun sisteminde degildir. baros gibi savunmayi yipratan genc bir oyuncuyu baros'un yedegi olarak transfer etmemiz gerek.
2- bu is bu savunmayla yurumez. bize popescu gibi hem defansi organize edecek hem de geriden oyunu yonlendirip kurabilecek lider vasifli bir oyuncu lazim. ne gokhan zan, ne de servet bu vasiflara sahip oyuncular degil. bu takimin transfer onceligi kesinlikle bu olmalidir.
3- sabri'de inanilmaz bir gelisim var. macta arka direge actigi iki muhtesem orta var ki agzim acik izledim. ortalarin ikisinde de top gitmesi gereken yere, gitmesi gereken hizda ve sekilde, kusursuz gitti. ortalari kewell tamamlayamadi ama bu kesinlikle sorun degil. onemli olan takimimizin bu sekilde degisik hucum varyasyonlarina girebilmesi.
4- arda'da bir artistlesme seziyorum. bu sekilde devam ederse hem kendine hem de takimina yazik eder. sahada bir kac hareketi vardi ki bana anormal derecede emre belozoglu'nu animsatti. yapma arda. biz senin eski halini sevdik benimsedik. bu mac iyi oynamis gibi gorundu ama yaptigi hareketlere bakarsak 1-2 guzel calim ve pas, bunun yaninda bosa kosup kendini yordugu anlamsiz presler. bu pres'i sabri yapsa anlarim. nefesi 90 dakika yetiyor sabrinin. ancak arda gibi 90 dakikayi anca cikaran bir oyuncunun topu kaybettikten sonra seyircinin gozunu boyamak icin taa en soldan en saga kadar kosmasi anlamsiz kosunun ta kendisidir.
5- bu takima yurekten oynayan oyuncular lazim. keita'yi bu konuda gercekten cok begendim. sonradan oyuna girdi, dinc olmasinin da etkisiyle oyuna girdikten sonra her yere kostu, defansina geldi yardim etti. son vurusta topun onune can siperane atlamasini zaten diger arkadaslar yazmislar. keita haricinde mustafa sarp, servet ve sabri de bu takim icin varini yogunu ortaya koyan adamlardan. kapasiteleri belli sonucta asiri bir sey beklemek anlamsiz olur tabii ama ortaya koyduklari mucadele gercekten takdire degerdi.
6- ayri bi parantez de leo franco'ya acmak gerek. bu adam galatasaray'in bu sartlar altinda bulabilecegi en iyi kalecidir. tam anlamiyla bir profesyonel ve cok sogukkanli. belki hatalari oluyor ama hata yapmayan kaleciler manchester'da real'de oynuyor zaten.
arda konusunda bir ekleme yapmam gerekirse, takimin analizini yapmak adina maci tamamen tarafsiz gozle izledigimi belirtmek isterim. arda'yi ben de en az sizler kadar seviyorum sonucta, o da icimizden biri. bu yaptigim elestirileri kafamdan da uydurmadim. mac icinde yaptigim gozlemler sadece. goruslerime katilmayan varsa tartismaya da hazirim. bakin kavga degil tartisma! hepimiz galatasarayliyiz ve hepimiz takimimizin iyiligini istiyoruz. bazi yazarlarin skor tabanli yazilarini gordum ve gercekten cok uzuldum. neymis efendim harika oynamisiz. son haftalarin en iyi futbolunu oynamis olabiliriz belki ama bu oynadigimiz futbol kesinlikle galatasaray futbol takimi icin kotunun iyisidir. ben zamanla daha iyi olacagimiza yurekten inaniyorum. gunluk galibiyetlerle avunmak baska takimlarin isidir. galatasaray kalici basarilariyla buyumus bir takimdir ve gelecekte de hep oyle olacaktir.
1- baros bu takimin kesinlikle vazgecilmez elemanidir. rakip savunmayi yaptigi kosularla bunaltan ve yoran, arkadaslarina bos alan yaratabilen bir adam baros. dikkat ederseniz eger baros'un yoklugunda ciktigimiz her macta ofansif anlamda zorluklar yasadik. ve yine dikkat ederseniz baros olmayinca hucuma yonelik orta saha oyuncularimizin performansinda da bir dusukluk sezmeye basladik. bunun tek sebebi nondayi tutmak icin tek bir adamin yeterli olmasi. oysa ki baros'u tutmak icin bir adam yetersiz kalir. onun yapacagi kosulari onlemek icin de adam gerekir. kisacasi nonda baros'un yedegi olabilecek bir adam degildir. en azindan galatasaray'in oyun sisteminde degildir. baros gibi savunmayi yipratan genc bir oyuncuyu baros'un yedegi olarak transfer etmemiz gerek.
2- bu is bu savunmayla yurumez. bize popescu gibi hem defansi organize edecek hem de geriden oyunu yonlendirip kurabilecek lider vasifli bir oyuncu lazim. ne gokhan zan, ne de servet bu vasiflara sahip oyuncular degil. bu takimin transfer onceligi kesinlikle bu olmalidir.
3- sabri'de inanilmaz bir gelisim var. macta arka direge actigi iki muhtesem orta var ki agzim acik izledim. ortalarin ikisinde de top gitmesi gereken yere, gitmesi gereken hizda ve sekilde, kusursuz gitti. ortalari kewell tamamlayamadi ama bu kesinlikle sorun degil. onemli olan takimimizin bu sekilde degisik hucum varyasyonlarina girebilmesi.
4- arda'da bir artistlesme seziyorum. bu sekilde devam ederse hem kendine hem de takimina yazik eder. sahada bir kac hareketi vardi ki bana anormal derecede emre belozoglu'nu animsatti. yapma arda. biz senin eski halini sevdik benimsedik. bu mac iyi oynamis gibi gorundu ama yaptigi hareketlere bakarsak 1-2 guzel calim ve pas, bunun yaninda bosa kosup kendini yordugu anlamsiz presler. bu pres'i sabri yapsa anlarim. nefesi 90 dakika yetiyor sabrinin. ancak arda gibi 90 dakikayi anca cikaran bir oyuncunun topu kaybettikten sonra seyircinin gozunu boyamak icin taa en soldan en saga kadar kosmasi anlamsiz kosunun ta kendisidir.
5- bu takima yurekten oynayan oyuncular lazim. keita'yi bu konuda gercekten cok begendim. sonradan oyuna girdi, dinc olmasinin da etkisiyle oyuna girdikten sonra her yere kostu, defansina geldi yardim etti. son vurusta topun onune can siperane atlamasini zaten diger arkadaslar yazmislar. keita haricinde mustafa sarp, servet ve sabri de bu takim icin varini yogunu ortaya koyan adamlardan. kapasiteleri belli sonucta asiri bir sey beklemek anlamsiz olur tabii ama ortaya koyduklari mucadele gercekten takdire degerdi.
6- ayri bi parantez de leo franco'ya acmak gerek. bu adam galatasaray'in bu sartlar altinda bulabilecegi en iyi kalecidir. tam anlamiyla bir profesyonel ve cok sogukkanli. belki hatalari oluyor ama hata yapmayan kaleciler manchester'da real'de oynuyor zaten.
arda konusunda bir ekleme yapmam gerekirse, takimin analizini yapmak adina maci tamamen tarafsiz gozle izledigimi belirtmek isterim. arda'yi ben de en az sizler kadar seviyorum sonucta, o da icimizden biri. bu yaptigim elestirileri kafamdan da uydurmadim. mac icinde yaptigim gozlemler sadece. goruslerime katilmayan varsa tartismaya da hazirim. bakin kavga degil tartisma! hepimiz galatasarayliyiz ve hepimiz takimimizin iyiligini istiyoruz. bazi yazarlarin skor tabanli yazilarini gordum ve gercekten cok uzuldum. neymis efendim harika oynamisiz. son haftalarin en iyi futbolunu oynamis olabiliriz belki ama bu oynadigimiz futbol kesinlikle galatasaray futbol takimi icin kotunun iyisidir. ben zamanla daha iyi olacagimiza yurekten inaniyorum. gunluk galibiyetlerle avunmak baska takimlarin isidir. galatasaray kalici basarilariyla buyumus bir takimdir ve gelecekte de hep oyle olacaktir.