191
hep aynı oyunu oynayarak farklı bir sonuç elde etmeye çalıştığımız bir başka maç.
fatih terim hocamız henüz buna bir çözüm bulabilmiş değil. elimizdeki oyuncu grubuyla bu kadar mazeretini kabul etmiyorum. çünkü oyunumuz hep aynı. oyuncuların değişmesi oyun mentalitesinin ve kurgusunun değiştiğini göstermez.
sinan gümüş'ün çakılı santrfor olmadığını, gerekli meziyetleri olmadığını bilmesi lazım. sürekli koşu yapması gerekirken, hiç yapmıyor. ön direğe koşu bekliyorsun ondan, duruyor. arka direğe bile koşmuyor. hayır atak yapıyoruz, santrforun koşuyla alan açması gerekir, onu da yapmıyor. abicim, kalas koyalım oraya istersen. ben senden müthiş bir santrfor veya forvet performansı beklemiyorum ki, koşu yap abi, sadece koşu yap allah'ını seversen. durma!
bu oyun bizi bir yere götürmez. risk almamız lazım. topu kaybedeceğiz diye sürekli kısa pas yapıyoruz. bu mıy mıy oyunu, wesley, poldi, bruma ile oynuyorduk da, orada usta ayaklar vardı. tık, tık, tık pas yapıp efsane goller atıyorduk. bu takım onu yapamaz. vura vura gol atması lazım. teknikle değil, güçle indirmesi gerekiyor. bu da, sürekli denemeyle olacak iş. bizse, topu kaptırmaktan o kadar korkuyoruz ki, teşebbüs bile yapmıyoruz.
burada biraz da taraftar olarak bizim suçumuz var. futbolcuların aklına o kadar giriyoruz ki, her pas hatasına o kadar çemkiriyoruz ki, olacak olan bu oluyor. tabii en küçük pay bizim, orası ayrı konu.
sonuç olarak, ortada takım olarak bir oyunsal kötülük var. birini diğerinden ayıramıyorum futbolcu topluluğunda.
fatih terim hocamız henüz buna bir çözüm bulabilmiş değil. elimizdeki oyuncu grubuyla bu kadar mazeretini kabul etmiyorum. çünkü oyunumuz hep aynı. oyuncuların değişmesi oyun mentalitesinin ve kurgusunun değiştiğini göstermez.
sinan gümüş'ün çakılı santrfor olmadığını, gerekli meziyetleri olmadığını bilmesi lazım. sürekli koşu yapması gerekirken, hiç yapmıyor. ön direğe koşu bekliyorsun ondan, duruyor. arka direğe bile koşmuyor. hayır atak yapıyoruz, santrforun koşuyla alan açması gerekir, onu da yapmıyor. abicim, kalas koyalım oraya istersen. ben senden müthiş bir santrfor veya forvet performansı beklemiyorum ki, koşu yap abi, sadece koşu yap allah'ını seversen. durma!
bu oyun bizi bir yere götürmez. risk almamız lazım. topu kaybedeceğiz diye sürekli kısa pas yapıyoruz. bu mıy mıy oyunu, wesley, poldi, bruma ile oynuyorduk da, orada usta ayaklar vardı. tık, tık, tık pas yapıp efsane goller atıyorduk. bu takım onu yapamaz. vura vura gol atması lazım. teknikle değil, güçle indirmesi gerekiyor. bu da, sürekli denemeyle olacak iş. bizse, topu kaptırmaktan o kadar korkuyoruz ki, teşebbüs bile yapmıyoruz.
burada biraz da taraftar olarak bizim suçumuz var. futbolcuların aklına o kadar giriyoruz ki, her pas hatasına o kadar çemkiriyoruz ki, olacak olan bu oluyor. tabii en küçük pay bizim, orası ayrı konu.
sonuç olarak, ortada takım olarak bir oyunsal kötülük var. birini diğerinden ayıramıyorum futbolcu topluluğunda.