1942
365 günün bir günü kendini büyük takım hisseden camia. o da iç sahada oynadıkları galatasaray maçı oluyor. açıkçası şuraya hadsiz paylaşımlarını koyup daha fazla sinir zıplatmaya gerek yok, dengimiz değiller. şımarıklık olarak algılanmasın o, kafalar farklı cidden, hedefler yollar farklı, o yüzden takılmak gereksiz. takımları iyi durumdayken bize karşı iyi oynuyorlar, kötü durumda olduklarında moral kazanmak için yine bilenip bize iyi oynuyorlar. lakin bizim iyi veya kötü durumda olmamız farketmiyor, tıpkı fenerbahçe ile durumumuzda olduğu gibi bir hal aldı yani. ağrımıza gidiyor mu gidiyor, intikam istiyor muyuz kesinlikle. lakin şu kötü istatistiği rakiplere mal etmeye gerek yok, kibirlerine malzeme katmaktan başka bir işe yaramıyor. sorunun bizle alakalı kısmında odaklanmalıyız, ben bildim bileli galatasaray deplasmanlarda aşağı yukarı böyle. hoca, oyuncu, yönetim falan farketmiyor. avrupada tarih yazılan yıllarda bile doğru düzgün deplasman zaferi yok bu kulübün. genetiği var her camianın, bize de bu işledi artık, iç saha takımıyız. en azından iç sahada şu heriflere söz hakkı tanımamak gerekiyor. sezonun 2. yarısında top gösterirsek yazıklar olsun.