16601
görev aldığı kulüplerin başkanlarıyla çatışmaya girmiş, belki de bu yüzden daha büyük başarıları yakalama fırsatını kaçırmış teknik direktör.
2017 - 2018 sezonunun ortasında dördüncü kez galatasaray'ın başına geçişinin ilk gününde başkanlarla yaşadığı sorunlara ilişkin beyanatta bulundu. "kendisinin de hataları olsa da, sorunların oluşmasında asli sorumlunun karşı taraf olduğunu" ifade etti. iç yüzünü bilmediğimiz tartışmalarda asli sorumlu kim, tali sorumlu kim bilinmez ama bizatihi fatih terim hataları olduğunu kabul etti. yaşanan bu kavgaların faturasını ise galatasaray ve taraftarı ödedi. her seferinde, büyük hedeflere yürüyen kulüp dağıldı, dibi gördü. birileri holdinglerine, milli takım koltuklarına geri döndü; düşen galatasaray'ın kederi bize kaldı.
bugün uefa kısıtlamalarına, ekonomik sorunlara rağmen güçlenen, ayağa kalkan bir galatasaray var. türkiye süper ligi'nin favorisiyiz, çektiğimiz iyi kura sonucu uefa şampiyonlar ligi'nde de gruptan çıkma şansımız var. geçmişi boş verelim, günümüze odaklanalım denebilir. lakin ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi tarih?
fatih terim yakın zamanda yaptığı basın toplantısında yönetimi, "oyuncu satışı konusunda da aynı başarıyı göstermeliyiz" demek suretiyle eleştirdi. eleştirinin haklılığı bir tarafa, yapılış şekli hatalıydı. basın aracılığıyla eleştirirsen, kitlelerin önüne atarsın. başkan da düzenlediği basına toplantısında kinayeli şekilde, "oyuncu satma konusunda daha iyi olmaya çalışacağız" diyerek cevap verdi. galatasaray başkanı ve teknik direktörü medya üzerinden birbirine laf yetiştiriyor...
eleştirdiğim atışma daha büyük sorunların dışa vurumu, gelecekte yaşanması olası çatışmaların fitili ya da unutulmuş gitmiş ufak bir gerginlik olabilir. basit bir tartışmaysa hoş değil, galatasaray'a yakışmıyor. bahsettiğim sürecin başlangıcı ise artık gerçekten bıktık!
fatih terim'i teknik direktör, mustafa cengiz'i başkan olarak başarılı buluyorum. uyumlu çalışırlarsa hem sportif hem de ekonomik olarak kulübün iyiye gideceğini düşünüyorum. birbirlerine karşı az hata yaparak, ilişkiyi ayakta tutacak kadar az kırarak, dökerek çalışmak zorundalar. galatasaray onlara çok şey veriyor, onlar da galatasaray'a bu kadarını borçlular.
2017 - 2018 sezonunun ortasında dördüncü kez galatasaray'ın başına geçişinin ilk gününde başkanlarla yaşadığı sorunlara ilişkin beyanatta bulundu. "kendisinin de hataları olsa da, sorunların oluşmasında asli sorumlunun karşı taraf olduğunu" ifade etti. iç yüzünü bilmediğimiz tartışmalarda asli sorumlu kim, tali sorumlu kim bilinmez ama bizatihi fatih terim hataları olduğunu kabul etti. yaşanan bu kavgaların faturasını ise galatasaray ve taraftarı ödedi. her seferinde, büyük hedeflere yürüyen kulüp dağıldı, dibi gördü. birileri holdinglerine, milli takım koltuklarına geri döndü; düşen galatasaray'ın kederi bize kaldı.
bugün uefa kısıtlamalarına, ekonomik sorunlara rağmen güçlenen, ayağa kalkan bir galatasaray var. türkiye süper ligi'nin favorisiyiz, çektiğimiz iyi kura sonucu uefa şampiyonlar ligi'nde de gruptan çıkma şansımız var. geçmişi boş verelim, günümüze odaklanalım denebilir. lakin ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi tarih?
fatih terim yakın zamanda yaptığı basın toplantısında yönetimi, "oyuncu satışı konusunda da aynı başarıyı göstermeliyiz" demek suretiyle eleştirdi. eleştirinin haklılığı bir tarafa, yapılış şekli hatalıydı. basın aracılığıyla eleştirirsen, kitlelerin önüne atarsın. başkan da düzenlediği basına toplantısında kinayeli şekilde, "oyuncu satma konusunda daha iyi olmaya çalışacağız" diyerek cevap verdi. galatasaray başkanı ve teknik direktörü medya üzerinden birbirine laf yetiştiriyor...
eleştirdiğim atışma daha büyük sorunların dışa vurumu, gelecekte yaşanması olası çatışmaların fitili ya da unutulmuş gitmiş ufak bir gerginlik olabilir. basit bir tartışmaysa hoş değil, galatasaray'a yakışmıyor. bahsettiğim sürecin başlangıcı ise artık gerçekten bıktık!
fatih terim'i teknik direktör, mustafa cengiz'i başkan olarak başarılı buluyorum. uyumlu çalışırlarsa hem sportif hem de ekonomik olarak kulübün iyiye gideceğini düşünüyorum. birbirlerine karşı az hata yaparak, ilişkiyi ayakta tutacak kadar az kırarak, dökerek çalışmak zorundalar. galatasaray onlara çok şey veriyor, onlar da galatasaray'a bu kadarını borçlular.