186
gerek erkek basketbol takımı, gerekse kadın basketbol takımında ciddi anlamda bir bütçe düşüklüğü var. sadece 1 yılda en önemli koçlarımızı göndermekle kalmayıp, en önemli oyuncularımızı da göndermiştik. geçmişte ilk beşi saymakla kalmayıp, kadroda bulunan 12 basketbolcunun da ismini rahatça sayıverirdik. şimdi ise böyle bir şey yok.
erkek basketbol takımının en önemli koçu olan ergin ataman'ı malum yönetim* bir çırpıda göndermişti. yerine de erman kunter getirildi. berbat geçen bir dönemden sonra gönderildi. ardından başa oktay mahmudi getirildi. mahmudi de galatasaray için önemli bir figürdü. ama ne yazık ki dar ve düşük bütçeli takımı şaha kaldıramadığı için o da gönderildi. şimdi ise başa adı sanı duyulmamış bir koç* geldi. oyuncu transferlerinde ise tamamen yerlilere yönelindi.
kadın basketbol takımı içinde durum aynı. lig şampiyonluklarını, türkiye kupası şampiyonluğunu hatta kadın basketbolunun en büyük kupası olan euroleague kupasını müzemize getiren ekrem memnun ne oldu da gitti? galatasaray'a bu kadar bağlı olan bir adam ne oldu da affını istedi? cevap gayet basit. yönetim tarafından adam yerine konmadı. neyse kariyeri için gittiğini varsayarsak(!) yerine marina maljković geldi. o da düşük bütçeyle eurocup kupasını aldırttı. sonra ne oldu? o da gönderildi. oyuncu transferlerinde ise ses seda yok.
hadi tamam bu şubeler zarar ediyor. bu şubelerden kısarak futbol'a yatırım yapıyorsun. tamam bunu da anladım. ama anlamadığım bir nokta var. o da futbol'da kısıtlama aldığın halde bile tabir-i caizse gereksiz futbolcuların maaş yükünü neden indirmiyorsun? sadece selçuk inan ve tarık çamdal'ın ücretlerini yarıya indirip basketbol şubelerini şaha kaldırabilirsin. şimdi sözleşmesi olduğu için yapamıyoruz dersen anlarım. bu seferde devreye futbolda ki kısıtlama girer. sana der ki; madem transfer yapamıyorsun, madem sattıktan sonra transfer ediyorsun; o zaman çok değil ya,sadece basketbol şubelerinden futbol'a aktardığın parayı tekrar eski şubesine gönder. futbol'a o kadar yatırım yapılıyor ama eldeki kısıtlamalardan dolayı burada bile gençlere yönelim oluyor. elde ettiğin kâr'ı bu şubede kullanamıyorsan, birazını basketbol'a veya voleybol'a aktar be kardeşim.
erkek basketbol takımının en önemli koçu olan ergin ataman'ı malum yönetim* bir çırpıda göndermişti. yerine de erman kunter getirildi. berbat geçen bir dönemden sonra gönderildi. ardından başa oktay mahmudi getirildi. mahmudi de galatasaray için önemli bir figürdü. ama ne yazık ki dar ve düşük bütçeli takımı şaha kaldıramadığı için o da gönderildi. şimdi ise başa adı sanı duyulmamış bir koç* geldi. oyuncu transferlerinde ise tamamen yerlilere yönelindi.
kadın basketbol takımı içinde durum aynı. lig şampiyonluklarını, türkiye kupası şampiyonluğunu hatta kadın basketbolunun en büyük kupası olan euroleague kupasını müzemize getiren ekrem memnun ne oldu da gitti? galatasaray'a bu kadar bağlı olan bir adam ne oldu da affını istedi? cevap gayet basit. yönetim tarafından adam yerine konmadı. neyse kariyeri için gittiğini varsayarsak(!) yerine marina maljković geldi. o da düşük bütçeyle eurocup kupasını aldırttı. sonra ne oldu? o da gönderildi. oyuncu transferlerinde ise ses seda yok.
hadi tamam bu şubeler zarar ediyor. bu şubelerden kısarak futbol'a yatırım yapıyorsun. tamam bunu da anladım. ama anlamadığım bir nokta var. o da futbol'da kısıtlama aldığın halde bile tabir-i caizse gereksiz futbolcuların maaş yükünü neden indirmiyorsun? sadece selçuk inan ve tarık çamdal'ın ücretlerini yarıya indirip basketbol şubelerini şaha kaldırabilirsin. şimdi sözleşmesi olduğu için yapamıyoruz dersen anlarım. bu seferde devreye futbolda ki kısıtlama girer. sana der ki; madem transfer yapamıyorsun, madem sattıktan sonra transfer ediyorsun; o zaman çok değil ya,sadece basketbol şubelerinden futbol'a aktardığın parayı tekrar eski şubesine gönder. futbol'a o kadar yatırım yapılıyor ama eldeki kısıtlamalardan dolayı burada bile gençlere yönelim oluyor. elde ettiğin kâr'ı bu şubede kullanamıyorsan, birazını basketbol'a veya voleybol'a aktar be kardeşim.