• 213
    muhtemelen bu sezon için galatasaray basketboluyla alakalı yazacağım/yazdığım son entry bu. içimdeki irini akıtayım da rahatlayayım.

    sevgili başkanımız geçtiğimiz günlerde konuk olduğu bein sports yayınında şöyle bir şey söyledi: "basketbolun gelirleri yetmiyor. real madrid başkanı florentino perez'e de sordum, o da futboldan alıp basketbola aktardıklarını söyledi. real madrid 1 milyar euro kazanıyor ve 30-40 milyon euro basketbola aktarmaları onları etkilemiyor. biz bunu yapamayız. basketbola 35-40 milyon euro bütçe ayıramayız.". mustafa cengiz zeki bir adam. söylediği şey teoride doğru; ancak amatör şubeleri de takip eden galatasaray taraftarının bu şubelerle alakalı gerçek beklentilerinin de bilincinde. dolayısıyla beklentinin basketbola her sezon 35-40 milyon euro bütçe ayrılması olmadığının da farkında. apaçık ajitasyon yapıyor. niye? çünkü basketbolu son derece kötü idare ettiklerinden, gerekenleri yap(a)madıklarından adı gibi emin. bu yüzden de demagoji sosuyla şenlendirdiği duygu sömürüsü menüsünü masaya servis etmekten çekinmiyor. taraftarı kandırıyor.

    peki taraftar aslında ne istiyor?

    1. oyunculara ve şube çalışanlarına ödemelerin zamanında yapılması; liseci sevici tayfaya malzeme verilmesin diye birçok insan sesini çıkarmıyor, bahsetmiyor fakat dönem dönem geciken maaş ödemelerini, kıyısından dönülen idmana çıkmama kararlarını konuya hakim olan insanlar biliyor. sırf dursun aydın özbek ve şürekası birtakım şeylerden nemalanmasın diye ağzını açmıyor taraftarın bir kısmı olana bitene...

    2. standart bir bütçe; en can alıcı nokta bu çünkü en büyük goygoy bunun üzerinden dönüyor. bahsettiğim goygoy da şu; amatör şubeleri doğru dürüst takip etmeyen (tercih meselesi, hiçbir sakıncası yok), galatasaray'ı yalnızca futbol olarak gören bir kısım taraftarda tuhaf bir reaksiyon mekanizması oluşmuş durumda. amatör şubelerin a'sını veya basketbolun b'sini dillendirdiğiniz anda, "ya argadaş siz de tutturmuşsunuz sepettopu da sepettopu, borç çok görmüyon mu"ya benzer bir tepki alıyorsunuz. baştan aşağı cehalet kokan, içi son derece boş ve bir o kadar bayık bir söylem bu. neden? her şeyden önce, basketbolu takip eden galatasaray taraftarı şube ekonomisiyle alakalı birçok şeye hakim, o konuda içiniz rahat olsun canım kardeşlerim. asıl olana gelirsek; basketbolu takip eden galatasaray taraftarı da biliyor ki bu takım (erkek basketbol takımı) güçlü bir müessese ile birleşmediği sürece hiçbir zaman 2,5-3 milyon euro'ların üstünde bir bütçeye sahip ol(a)mayacak. hele hele mevcut kurlarla bu imkansız. hemen araya bir şey sıkıştırayım; diyoruz ya "fenerbahçe de ülker'in mirasına kondu, sonra da doğuş'la beko'ya yanladı ehiehi" diye, on numara iş yaptı adamlar zamanında. ayağa gelen fırsatı geri çevirmediler ve son 1,5 sezon hariç hem avrupa basketboluna hem de ülke basketboluna damga vurdular uzunca bir süre boyunca. ha maddi açıdan kantarın topuzunu kaçırdılar mı? kaçırdılar elbette. kulüplerin amiral gemisi olan futbolda düzenli olarak çuvallayınca sürekli basketbola sarıldılar, sürekli basketbola yapmamaları gereken miktarda yatırım yaptılar ve battılar... konuya dönersem; her sezon basketbola ayrılacak bir 15 milyon türk lirası (dolar ya da euro değil, lira) kadarlık bütçe kulübü batırmaz. sponsor katkısıyla bu miktar 20+'yı görürse misler gibi olur. yani neymiş? taraftar 35-40 milyon euro'luk bütçe falan istemiyormuş.

    3. doğru zamanda doğru hamleler ve doğru yöneticilik; benim bu entry'i yazma sebebim bu aslında, diğer bir deyişle bu sezon bir daha galatasaray basketboluyla alakalı herhangi bir şey yazmayacak olmamın nedeni de. john roberson transferi yapıldı dün. oyuncu 16 şubat'tan sonra takımımıza dahil olacakmış.

    https://gss.gs/Mwi.jpg

    takımınızın böyle bir hamleye olan ihtiyacı yaklaşık 2,5 aydır var. diyelim para sıkıntısı yaşandı ve bu yüzden gecikildi (ki bizim sorunumuz biraz da bu oldu), eyvallah. anadolu efes ve fenerbahçe beko gibi iki ağır favorinin olduğu lokal ligde şampiyonluk hedefi çok ütopik bir hedef, dolayısıyla esas odak noktası eurocup-türkiye kupası ikilisi. şimdi siz öyle bir zamanda öyle bir oyuncuya gidiyorsunuz ki, bu oyuncu ne eurocup'ta oynayabilecek (%90+ elendik zaten), ne de türkiye kupası serüveninde forma giyebilecek. o halde soruyorum, biz bu transferi neden yaptık? hemen cevaplayayım, taraftarı aptal yerine koyup sözüm ona susturmak için. biz embesiliz, biz kafasızız ya, anlamıyoruz tabii. roberson transferi, galatasaray yöneticilerinin galatasaray taraftarını salak yerine koyma hamlesinden başka bir şey değildir. doğru yöneticilik de tam olarak böyle zamanlarda devreye girer, ortaya çıkar. doğru yöneticilik neydi peki? faydalanamayacağımız oyuncuya para gömmemekti, bunu taraftara izah etmekti, mert olmaktı, gerekirse özür dilemekti. hiçbirini yapmadılar elbette.

    müthiş ayar olduğum bir kitle var, iyi arkadaşlarımdan bazıları da bu kitlenin içinde. bu kitle, "yea basketbol ne amuğagoyim ya" kitlesi. yahu ne var bunda? bir insan basketbolu, voleybolu, yüzmeyi vs. futboldan daha çok benimseyemez mi, önemseyemez mi usta? bunda ne gibi bir tuhaflık var anasını satayım? niye öcü muamelesi yapılıyor güzelim salon sporlarına? ooof dağların anası fadime of!

    açık konuşayım, "galatasaray yalnızca futboldan ibaret olacak, amatör şubelerin tamamı kapanacak" dense üzülmem hatta bir noktada desteklerim. bakın bunu bir basketbolsever olarak ifade ediyorum. böyle düşünmemin sebebi tamamen galatasaray armasının bu atıllığı, bu niteliksizliği hak etmediğine inanmamdan ötürüdür. aynı zamanda bu benim için bir eksiklik de yaratmaz. efes pilsen altyapısı sayesinde daldım ben basketbola, anadolu efes'in maçlarını açarım, bakarım keyfime. şu cümlemden sonra "sen de nasıl galatasaraylısın arkadaş" diyen(ler) olabilir, ziyanı yok, alıştım. söz konusu futbol olduğunda 365 gün boyunca kavgaya varım mücadelem el verdiğince çünkü o zaman galatasaray taraftarının tamamı gerek lisecilere, gerek siyasete, gerekse de türkiye futbol federasyonu'na karşı hep bir ağızdan bağırıyor; ancak böyle olunca iş kendi kendine debelenmekten ileri gitmiyor, gidemiyor maalesef. bu yazdıklarım sadece erkek basketboluyla ilgili bir de, erkek basketbolundan daha kötü bir biçimde adam yerine konmayan, iplenmeyen, sallanmayan şubelerimiz mevcut. yazık...

    mustafa cengiz başta olmak üzere galatasaray yönetimine gecikmiş ödemelerden kaynaklı birçok transfer yasağı dosyasını kapattıkları için teşekkür ederim. 1 yıl kadar önce galatasaray yönetiminin "galatasaray basketbolunu a.ş. yapalım" teklifini reddeden genel kurula da sonsuz nefretlerimi sunuyorum. alın şubenizi başınıza çalın. yediniz yediniz de doymadınız hala lan, yazıklar olsun.
  • 284
    şube değil, aç köpeklerin karnını doyurduğu gelir kapısı.
    galatasaray spor kulübü olmasa aç kalacak binler var camianın içinde.
    işte bu tiplere bakıyor genelde amatör branşlar.
    basketbol şubesi de bunlardan sadece bir tanesi.
    yönetimler filan değişmiş hiç mühim değil.
    bir şekilde oralara sızıyorlar eğer idealist bir yönetici yoksa.
    çünkü abilik kardeşlik bunu gerektirir.
  • 255
    hem kadınlarda hem de erkeklerde gerçekleştirilmesi çok önemli iki durum var. lady is first...

    teaira mccowan'ın sözleşmesini uzatın ve onu yerli yabancı hiçbir takıma kaptırmayın. kadın resmen haksız rekabet. devamında yazdığımı yapmasanız da olur ama bunu mutlaka yapın. alper durur yerine biraz daha ne oynattığını bilen bir koç ve teaira mccowan'ın yerli sayılmasından doğan amerikalı oyuncu hakkımızı skorer bir kısa ile birleştirebilirsek uzun zaman sonra yarışmacı bir takım olacağız.

    sadık emir kabaca'nın sözleşmesini uzatın. erkek takımında eğer bütçe kalmış ise yabancı uzun hamlesi yapmasanız da olur. boş yere para harcamaya gerek yok. sadık ile uzatılacak bir sözleşme gelecekte kurulacak rekabetçi takım adına çok mühim. bunun yanında dylan ennis ile de devam etmekte fayda var. takım adına çok faydalı bir isim. her yıl yeni baştan kadro kurmayalım.
  • 177
    uefa diyor ki: "futboldan kazandığınız paradan başka spor dallarına tek kuruş harcamayacaksınız". burda da ffp'yi etkilemez, uefa'yı ikna edersin deniliyor. bir futbolcuyu 100 milyon euro'ya satsak, 1 eurosunu bile bu şubeye aktaramayız! uefanın umurunda değil başka spor dalları ve senin "spor kulübü" olman. kulübün bir numaralı dalı ve kazanç kapısı futbolda topun ağzındayız. ama uefa'yı basketbola para yatırmak için ikna edermişiz! bu şubeyi kendi içindeki yönetimsel-taktiksel eleştirelim ama para meselesi bunlardan biri değil.
  • 261
    bugün yaptıkları rezaleti yeni görme şansım oldu. fenerbahçe kadın basketbol takımının euroleague şampiyonluğunu tebrik etmisler. allah akıl fikir versin. galatasarayin avrupa'da gurur kırıcı sonuç sonuç alması icin bir böbreğini verecek adamlara yıkama yağlama çekiyoruz. sezon başından beri puanlarımızı ekaterinburg'un parasi ve gücü ile çalıyorlar sanıyor herhalde bizimkiler..
  • 212
    kadın ve erkek takımları 4 avrupa kupası kazanmış, bu branşın en başarılısı olmasına rağmen ligin bile sponsorlu oldugu bu statükoda sponsor olmadan yoluna devam ettirilen şube.

    erkek takımı 3 yıldır sokak basketbolu formatıyla sahaya çıkıyor. kadın basketbol takımı bir yabancısı sakatlanıp sezonu kapatınca 50 bin dolar para bulamadığı için yerine transfer yapamayıp sahaya 11 kişi çıkıyor. bu haliyle liderlik kovalayınca da utanmadan başarıyı sahiplenenler, konuşanlar oluyor.

    bugün ligin kendi sponsoru var. erkeklerde osuruktan sayılabilecek bir sponsorluk var. kadınlarda sponsor yok ki ligde bizden başka bu durumda takım yok.

    mustafa cengiz çıkıp 35-40 milyon eurolardan bahsederek ya yalan söyleyip hedef şaşırtıyor. ya da kandırılmış ve henüz haberi bile yok...

    bugün türkiye'yi geçtim avrupa'da tüm basketbol takımları sponsorlarla yaşamını sürdürüyor. hatta sponsorların takımlarına kulüpler ismini ve tesisini veriyor.

    tüm avrupa'da bunu yapmayan tek takım galatasaray.

    çünkü galatasaray basketbolu galatasaraylı büyüklerimizin, onların ahbaplarının, yeğenlerinin, dayılarının, amcalarının rant kapısı olmuş durumda. seçim baskısıyla kimse de dokunamıyor bu şubelere...

    tipine göre yabancı oyuncu transferi yaptıran menejerlerin, komisyoncu ahbaplarını üzmeyen idarecilerin, oyuncu izliyorum ayağına yaz tatilini amerika'da kulübün sırtından geçiren asalakların yuvası oldu galatasaray basketbolu.

    hal böyle olunca alnının çatında enayi yazmadığı sürece hiçbir firma bu takıma sponsorluk verip bunlara para yedirmeye yanaşmıyor.

    bu ayıba kongre baskısıyla kimse müdahale edemiyor. bu kangrenli yapı değişip bu leş kargaları dağılmadan sppnsorluk vermek kerizlikten başka birşey olmayacaktır.

    nitekim de öyle oluyor ve kimse sponsor olmuyor.

    bu rezilliği örtmek için de finansal fair play ortaya altılıyor, gelirimiz yok lafı ortaya çıkıyor, yalandan bilançolarla kamuoyu kışkırtılıyor...

    oysa bugün şubenin beş parasız olması bir tasarruf ya da zaruriyet değil, galatasaray fakirleşirken zenginleşenlerin sebep olduğu bu rezilliktir.

    galatasaray yönetimleri futboldan gelen parayı baskete aktaramayız bahanesini bir kenara bırakıp gerçekleri anlatsın kamuoyuna.

    2 sene önce kurulan takımlar 3 ana sponsor alırken 3 avrupa kupalı takıma neden kimse sponsorluk vermiyor ondan bahsetsinler biraz...
  • 150
    benim bu konuda fikrim çok net. tofaş gibi yıllık 4 milyon dolar ile gayet güzel yarışmacı bir takım kurulabilir. getirirsin orhun ene'yi şubenin başına, planlı programı yaparsın. planın dışına çıkmadan gayet güzel yürütürsün şubeyi... kadın basketbol zaten tamamen türk oyunculardan kurulu olmalıdır. orda zaten en büyük başarıları yakaladık. kendi alt yapımızdan çıkan oyuncularla yola devam etmeliyiz.
  • 241
    gerçek manada heyecan verici bir eşikten geçmekte olan şube.

    birinci spor branşı basketbol olan ben, yıllardır galatasaray basketbol takımlarının gerçek manada profesyonel ve avrupa'da saygın bir marka olmasını hayal ediyordum.
    ünal aysal döneminde ciddi paralar harcandı, lig ve eurocup şampiyonluğu geldi ancak sürdürülebilir bir yapı olmadığı için önce koç ergin ataman ayrılmak zorunda kaldı sonra da her geçen gün şube irtifa kaybetti.

    ancak, a.ş. olmak demek, her şeyden önce şubeyi iyi yönetmek ve gelir gider dengesini oturtmak demek olacağı için artık daha istikrarlı bir yapı kurulmasının temeli atılıyor.
    öte yandan nef'in sponsorluğu ve şubeyi sahiplenmesi çok çok önemli. zamanında murat ülker çok büyük fenerbahçelilik yapıp ülker'in tüm gücünü fener'e verip euroleague takımı yapmıştı. umarım erden timur da basketbol şubesini bir marka haline getirir. galatasaray nef ismiyle euroleague a lisansı alacak vizyon oluşturulur. erden timur'a sorumluluk aldığı için çok teşekkür ederim bir taraftar olarak.

    öte yandan diğer harika gelişme de gm olarak kerem tunçeri ile anlaşma yapılacak olması. bütün bu adımlar en başta belirttiğim gibi galatasaray basketbol şubesi adına çok çok önemli ve heyecan verici gelişmeler.

    umarım en kısa zamanda seyircili maçlarla özlenen galatasaray'ı izleriz.
  • 222
    https://twitter.com/...964510747561984?s=20

    --- alıntı ---

    erol özmandıracı: ömer yalçınkaya arka kapılardan iş çeviriyor. işıl'ı istemedi, efe güven'i de istemiyor. ertuğrul erdoğan'a mobbing uyguluyor.

    --- alıntı ---

    anlaşılan basketbol şubesi ömer yalçınkaya' nın arka bahçesi olmuş. mustafa cengiz yönetiminin de bu kadar göz yummasını anlayabilmek mümkün değil.
  • 225
    ülkenin en kötü yönetilen basketbol şubesi olabilir. beşiktaş'ın bile belli bir plan çerçevesinde yeni sezona -hatta geleceğe- hazırlandığı ortamda bu kadar pasif kalmak, pes.

    (bkz: beşiktaş erkek basketbol takımı/#2916209)

    bu şubenin erkek tarafı birkaç hafta önce aleni sıkıntılı para işlerinden ötürü puan silme cezası yedi, daha ötesi var mı.

    (bkz: galatasaray erkek basketbol takımı/#2920066)

    o günden beri konuyla alakalı ne bir bilgiye denk geldim ne de mevzuyla ilgili bir açıklama işittim, okudum. tık yok lan. söz konusu puan silme cezasının sebebi (açıklanamayan, vergilendirilemeyen para hareketi) kara bir lekedir yahu galatasaray için, yönetimden* bir kişi de çıksın "şu şöyle oldu, bu böyle oldu" desin, yok. yazıklar olsun.

    fiba şampiyonlar ligi'ne katılırken fiba'ya "rekabetçi bir takım kurma sözü" verdik. fşl'deki birçok takım yapılanmalarını tamamladı, bir kısmı da yarıladı; ancak galatasaray'da henüz yaprak kımıldamıyor. fiba olsam galatasaray'a "hayırdır aslanım, böyle konuşmamıştık" der(d)im.

    çağlar torun'un istihbaratına göre ertuğrul erdoğan'la kontratı imzalamışız lakin ne bir bilgilendirme var ne de bir paylaşım. koçla sözleşme yapmış olsak bile zalgiris kaunas'a gitme durumu olabilirmiş koçun. kulübün izin vermesi halinde zalgiris işi tamamdır. öte yandan, insan takımdan ayrılan yabancılar hakkında galatasaray taraftarına minnacık da olsa özet mözet geçer yahu, çok mu zor.

    mustafa cengiz yönetiminin amatör branşlardaki iletişim bilmezliği türünün en kötü örneklerinden biri.

    aaamaaan, anadolu efes de chris singleton'la yeni sözleşme yaptı işte misler gibi... <3
  • 204
    fenerbahçe, ülkerspor ile birleştirmiştir çünkü murat ülker büyük fenerlidir. fenerbahçe'ye doğuş sponsor olmuştur çünkü ferit şahenk büyük fenerlidir. fenerbahçe'nin şu an her branşının sponsoru koçtur çünkü ali koç fenerbahçe'yi resmen şirketinden fazla seviyor. galatasaray'lı zengin iş adamlarının ise icraat yapmak gibi bir derdi yok.
  • 209
    erkek, kadın ve tekerlekli sandalye olmak üzere 3 branşının gelir/gider tablosu açıklanmış şubemiz.

    galatasaray erkek basketbol takımı

    basketbolumuzun ana şubesinde 8.1 milyon tl gelir beklerken (bütçelenen tutar), 7 milyon tl gelir elde etmişiz.

    8.5 milyon tl gider beklentisi ise 7.7 milyon tl olarak bütçeye yansımış.

    buna göre erkek basketbol takımımızın mevcut dönem için zararı 700 bin tl.

    galatasaray kadın basketbol takımı

    2.9 milyon tl gelir beklediğimiz şubemizde, 2.6 milyon tl gelir elde etmişiz.

    4.1 milyon tl gider beklentisi ise 3.5 milyon tl olarak karşılık bulmuş.

    kadın basketbol takımımızın zararı 900 bin tl.

    galatasaray tekerlekli sandalye basketbol takımı

    diğer 2 branşa göre daha mütevazi bir bütçe ile yarışan engelsiz aslanlarımız 481 bin tl gelir beklentisi ile girilen dönemde 433 bin tl gelir elde etmiş.

    gider ise 802 bin tl olarak bütçelenmesine rağmen 883 bin tl olmuş.

    bu branşımızın zararı 450 bin tl.

    şubenin toplam zararı : 2 milyon tl (güncel kur ile 300 bin euro)

    öncelikle şunu belirtmek lazım, bu zarar kulübü zor durumda bırakacak, borcu arttıracak bir zarar değil.

    özellikle erkek basketbol takımımızın fiyat/performans dengesi gayet makul.

    ancak şu resim de gayet açık : olabildiğince minimize etmeye çalıştığımız dönemde dahi bu şube az-çok fark etmeden dönemi zarar ile kapatıyor.

    çok değil, yılda 1 milyon € (6.6 milyon tl) verebilecek ekstra bir sponsor bile branşın çehresini değiştirir.

    en azından spor salonumuz bitene kadar, mevcut ekonomik anlayışla devam etmek ve düşük bütçeler ile rekabet edebilecek takım kurmak lazım.

    sonuç olarak kadın basketbol takımımız şampiyonluğu talihsiz bir şekilde kaçırdı.

    erkek basketbol takımımız son 4'e kaldı ve elendiğimiz takım şu an için rekabet edebileceğimiz bir takım değil.

    iki branşın da verdiği emek ve mücadele sonuna kadar saygıyı hak ediyor. aynı iş ahlakına sahip oyunculardan takım oluşturulmalı ve bizlerin en azından "helal olsun" diyeceği takımlar oluşturulmaya devam edilmelidir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın