431
yavaş yavaş aydınlanan
bir denizaltı âlemi,
yosunlu bir boşluktan
çekiyor kendine beni.
bir yıldız uzaklığında
uyanıyor birer birer
ürkek bulanıklığında
zamanı bölen şekiller.
ey sükûtun bir nefeste
yaktığı billûr âvize!
bu esrarlı müselleste
gökler yakınlaştı bize..
aydınlığın hendesesi
sonsuzluk bahçendir senin;
dinleyin geliyor sesi
arılarla böceklerin!
bilirim kimse içemez
üstüste aynı pınardan,
bir veda gibi her nefes
alışılmış kıyılardan.
hangi güvercin kanadı
köpükten çırpınışında,
bu sarayı tamamladı
her tesadüfün dışında;
ve hangi el boş geceden
uzattı bu altın tası,
sızdıkça bir düşünceden
günlerin kızıl meyvası?
ey eşiğinde bir ânın
durmadan değişen şeyler!
başucunda her rüyânın
bu aydınlık oyun bekler...
ahmet hamdi tanpınar
bir denizaltı âlemi,
yosunlu bir boşluktan
çekiyor kendine beni.
bir yıldız uzaklığında
uyanıyor birer birer
ürkek bulanıklığında
zamanı bölen şekiller.
ey sükûtun bir nefeste
yaktığı billûr âvize!
bu esrarlı müselleste
gökler yakınlaştı bize..
aydınlığın hendesesi
sonsuzluk bahçendir senin;
dinleyin geliyor sesi
arılarla böceklerin!
bilirim kimse içemez
üstüste aynı pınardan,
bir veda gibi her nefes
alışılmış kıyılardan.
hangi güvercin kanadı
köpükten çırpınışında,
bu sarayı tamamladı
her tesadüfün dışında;
ve hangi el boş geceden
uzattı bu altın tası,
sızdıkça bir düşünceden
günlerin kızıl meyvası?
ey eşiğinde bir ânın
durmadan değişen şeyler!
başucunda her rüyânın
bu aydınlık oyun bekler...
ahmet hamdi tanpınar