1456
1987 doğumluyum ve 2013 mayıs ayına kadar izmirde yaşadım.
o nedenle yaşım yetmesine rağmen sadece 4 kere mabedimize gidebildim;
(bkz: 23 nisan 2000 galatasaray denizlispor maçı)
(bkz: 21 nisan 2002 galatasaray ankaragücü maçı)
(bkz: 25 ekim 2006 galatasaray bursaspor maçı)
(bkz: 28 mart 2010 galatasaray fenerbahçe maçı)
istanbul dışında yaşayan her taraftarın içinde sami yen bir uktedir. çünkü ne kadar gitme şansı olursa olsun çokça gidememiştir.
ben izmirde ise biraz daha şanslıydım, hatırlayanlar vardır, 90larda çoğunlukla altay 1.ligde olduğu için atatürk stadyumunda bir çok defa galatasaray oynadı o dönemlerde. sami yen'i göremesek de takımımızı her yıl en az bir kere izleme şansımız oldu.
altay'ı 8-1, 5-1, 6-0 yendiğimiz bir çok maçı izleyebildim.
en büyük hayalim ise 13 yaşına kadar mabedimize gidebilmekti, çok şükür deplasmandaki leeds maçı dönüşü ilk maçımız olan denizli maçı ile bunu gerçekleştirdim;
(bkz: 23 nisan 2000 galatasaray denizlispor maçı)
kazanamasak da o günkü atmosferi hayatım boyunca unutamam aklımda hala;
avrupa'da destan yazar bizim aslanlar,
rakipler duyunca adından korkar,
göklerde yıldızdır gönüllerde ay,
kupayı alacaksın galatasaray
tezahüratı da yankılanır. annem ve babamla yeni açık altta izlemiştik.
sonrasında ise 2.gidişim yine bir nisan ayına, 23 nisan tarihine denk gelir. babam o zamanlar istanbulda çalışıp, her haftasonu annemle benim yanıma izmire geliyordu. her uzun tatilde de biz babamın yanına gidiyorduk. iş yeri baya yeni açığın arka tarafındaydı, o zamanlar tatlıses lahmacunun hemen üzerindeki binadaydı. karaborsacılardan, maçtan 20 dk önce filan bilet bularak bizi maça sokmuştu. annem ve çok yakın bir arkadaşımla eski açıkta izlemiştik, eğer fener o gün trabzon'a kaybetse şampiyonluğu ilan edecektik;
(bkz: 21 nisan 2002 galatasaray ankaragücü maçı)
ondan sonra malesef, her yıl gene istanbula gelsem de maça gitme şansım olmadı. babam da yanımıza izmire dönmüş, liseden sonra üniversite için izmirde kalmaya karar vermiştim.4 yıllık ara sonrası bu sefer bir 29 ekimi fırsat bilerek, o zamanki adıyla fortis türkiye kupasında, bursa ile oynadığımız maça yeni açık üstte kuzenim, eniştem ve babamla gittim;
(bkz: 25 ekim 2006 galatasaray bursaspor maçı)
bu kadar zaman sonra tabii ki en büyük hayalim, bir derbi maçını izlemekti. malesef bu dileğim buna çok üzüldüğümüz bir maç ile oldu;
(bkz: 28 mart 2010 galatasaray fenerbahçe maçı)
gsbonus yeni yeni çıkmıştı ve öncelikli bilet satışı yeni yeni gelmişti, annemin karşıyaka çarşıda gittiği bir kuyumcusu vardı*, sürekli galatasaray muhabbeti yapıyorlarmış. maç biletleri biletix ile satılıyordu. o zamanlar, biletix saat 10:00'da sistemi açardı ama siteye girmek ne mümkün, ve d%r'larda sıraya giriyordu herkes bilet almak için, annem de çaycı abiden rica etmişti. (güvene bakın, adama kartı, üzerinde postit'le şifresini yazarak vermişti) biletlerin çıktığı anda ben internetten yüklendim olmadı, tabii ki moralim bozuldu. ama iyi haberi bu çaycı abi sayesinde aldım kendisi bir bilet alabildi ve bu sayede maça gidebilmiştim. annem de bari teyzenlerde kalırız hep beraber gidelim istanbula dedi, ne güzel güle oynaya gittik. planımıza göre maç çıkışı beni alacaklar ve arabayla direkt izmire dönecektik. öyle de oldu. ama tabii moraller bombok.
bu arada anneme sorsanız o golü leo franco değil, ben yedim.
hatta abartmıyorum selçuk değil, ben attım.
bütün cenabetliği ve yenilmemizi bana bağladı.
ama cidden yıkılmıştım, kahrolmuştum...
o gün arabada annem bir daha ben gidemezsin maça dedi.
zaten sonrasında 2010 aralıkta doğubayazıt'a kısa dönem askerliğim için gittim. 5 ay boyunca oradaydım. ve geçirdiğimiz en rezil sezon olan, 2010-2011'in 2.yarısı takımdan uzak kalmayı değil, kendimi düşündüm. tabii ki her hafta rezil oyunlarımızı izledim, kahroldum ama uzak olmak iyi geldi açıkçası.
askerdeyken ben sami yen yıkıldı, ve arena'ya taşındık. bu arada da askerden döndükten sonra izmirde ilk işimi buldum, artık kendi paramı kazandığım için arena'ya meşhur süper final senesi adımımı attım;
(bkz: 5 kasım 2011 galatasaray mersin idman yurdu maçı)
yine galibiyet olmadı tabii , annemin bana senin yüzünden kazanamadık söylemlerini de çektim biraz. musleranın kurtardığı penaltı ve pegasus alt ile arena ile tanışmam gerçekleşti. açıkçası sami yen sonrası, arena bana güzel gelmeyen bir staddı. yani daha güzel ve iyi bir stad yapabilirdik diye düşünüyordum, ta ki stadı görene ve içine girene kadar..
ve harikulade, rakiplerimize adeta vura vura top oynayarak müthiş bir sezon geçirdik.
süper final geldi çattı. takım hocamızla ateş ediyor ve süper finalin ilk haftası inönü'de bjk galibiyeti sonrası şampiyonluğa bir adım yaklamış olarak fenerbahçe maçına şampi olmak için çıkıyorduk.
ama tabii ki rahat durmadım, annemin olur onayını ve * izni aldım ve yine bir 23 nisan tatilini fırsat bilerek arena'daki ilk derbime gittim;
(bkz: 22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maç)
fazla yoruma uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. olanları biliyorsunuz. hızlıca geçiyorum burayı.
2 gün sonra döndüm izmire. kadının ağzını bıçak açmıyor, hoşgeldin bile demeden ilk lafı;
"bir daha ben hayattayken galatasaray maçına gidersen sana analık sütümü helal etmem" oldu.
aslında haklıydı, bu sefer stoch değil golü ben atmıştım. ne desem boştu kendi cenabetliğime inanmaya başladım.
allahtan şampiyonluk geldi, sonraki sene çok güzel bir sinerji yakaladık.
ve 2013 mayısta ise yeni işim için istanbula taşındım. ve bu kadar yıllık galatasaray aşkından sonra kombine almasam olmazdı.
öncelikle durumu uzun uzadıya anlattım ve en sonunda başımda ekmek kırmaya ikna ettim, ve izniyle kombinemi aldım. o günden beri de tt arena’da doğu üstteyim. sami yen’i çok özlüyorum ama arena’yı da çok seviyorum.
sami yen'den yola çıktık, arena'yla devam ettik hikayemize, konu nereler geldi. son bir ukte ile bitireyim
belki merak etmişsiniz, annemin de arena ile tanışması aşağıdaki maç ile oldu ;
(bkz: 22 ekim 2016 galatasaray trabzonspor maçı)
arkadaşımın doğumgünü için sözüm vardı, kendi biletimi ona verdim, babama da bir bilet aldım. beraber gittiler. ve o sezonki cenabetliği ve başarısızlığı kendine bağlıyor :)
şimdi de tutturdu bir daha maça gelmem diye, ama en yakın zamanda ikna edip götüreceğim onu!
çok özlüyorum be sami yen'i....
o nedenle yaşım yetmesine rağmen sadece 4 kere mabedimize gidebildim;
(bkz: 23 nisan 2000 galatasaray denizlispor maçı)
(bkz: 21 nisan 2002 galatasaray ankaragücü maçı)
(bkz: 25 ekim 2006 galatasaray bursaspor maçı)
(bkz: 28 mart 2010 galatasaray fenerbahçe maçı)
istanbul dışında yaşayan her taraftarın içinde sami yen bir uktedir. çünkü ne kadar gitme şansı olursa olsun çokça gidememiştir.
ben izmirde ise biraz daha şanslıydım, hatırlayanlar vardır, 90larda çoğunlukla altay 1.ligde olduğu için atatürk stadyumunda bir çok defa galatasaray oynadı o dönemlerde. sami yen'i göremesek de takımımızı her yıl en az bir kere izleme şansımız oldu.
altay'ı 8-1, 5-1, 6-0 yendiğimiz bir çok maçı izleyebildim.
en büyük hayalim ise 13 yaşına kadar mabedimize gidebilmekti, çok şükür deplasmandaki leeds maçı dönüşü ilk maçımız olan denizli maçı ile bunu gerçekleştirdim;
(bkz: 23 nisan 2000 galatasaray denizlispor maçı)
kazanamasak da o günkü atmosferi hayatım boyunca unutamam aklımda hala;
avrupa'da destan yazar bizim aslanlar,
rakipler duyunca adından korkar,
göklerde yıldızdır gönüllerde ay,
kupayı alacaksın galatasaray
tezahüratı da yankılanır. annem ve babamla yeni açık altta izlemiştik.
sonrasında ise 2.gidişim yine bir nisan ayına, 23 nisan tarihine denk gelir. babam o zamanlar istanbulda çalışıp, her haftasonu annemle benim yanıma izmire geliyordu. her uzun tatilde de biz babamın yanına gidiyorduk. iş yeri baya yeni açığın arka tarafındaydı, o zamanlar tatlıses lahmacunun hemen üzerindeki binadaydı. karaborsacılardan, maçtan 20 dk önce filan bilet bularak bizi maça sokmuştu. annem ve çok yakın bir arkadaşımla eski açıkta izlemiştik, eğer fener o gün trabzon'a kaybetse şampiyonluğu ilan edecektik;
(bkz: 21 nisan 2002 galatasaray ankaragücü maçı)
ondan sonra malesef, her yıl gene istanbula gelsem de maça gitme şansım olmadı. babam da yanımıza izmire dönmüş, liseden sonra üniversite için izmirde kalmaya karar vermiştim.4 yıllık ara sonrası bu sefer bir 29 ekimi fırsat bilerek, o zamanki adıyla fortis türkiye kupasında, bursa ile oynadığımız maça yeni açık üstte kuzenim, eniştem ve babamla gittim;
(bkz: 25 ekim 2006 galatasaray bursaspor maçı)
bu kadar zaman sonra tabii ki en büyük hayalim, bir derbi maçını izlemekti. malesef bu dileğim buna çok üzüldüğümüz bir maç ile oldu;
(bkz: 28 mart 2010 galatasaray fenerbahçe maçı)
gsbonus yeni yeni çıkmıştı ve öncelikli bilet satışı yeni yeni gelmişti, annemin karşıyaka çarşıda gittiği bir kuyumcusu vardı*, sürekli galatasaray muhabbeti yapıyorlarmış. maç biletleri biletix ile satılıyordu. o zamanlar, biletix saat 10:00'da sistemi açardı ama siteye girmek ne mümkün, ve d%r'larda sıraya giriyordu herkes bilet almak için, annem de çaycı abiden rica etmişti. (güvene bakın, adama kartı, üzerinde postit'le şifresini yazarak vermişti) biletlerin çıktığı anda ben internetten yüklendim olmadı, tabii ki moralim bozuldu. ama iyi haberi bu çaycı abi sayesinde aldım kendisi bir bilet alabildi ve bu sayede maça gidebilmiştim. annem de bari teyzenlerde kalırız hep beraber gidelim istanbula dedi, ne güzel güle oynaya gittik. planımıza göre maç çıkışı beni alacaklar ve arabayla direkt izmire dönecektik. öyle de oldu. ama tabii moraller bombok.
bu arada anneme sorsanız o golü leo franco değil, ben yedim.
hatta abartmıyorum selçuk değil, ben attım.
bütün cenabetliği ve yenilmemizi bana bağladı.
ama cidden yıkılmıştım, kahrolmuştum...
o gün arabada annem bir daha ben gidemezsin maça dedi.
zaten sonrasında 2010 aralıkta doğubayazıt'a kısa dönem askerliğim için gittim. 5 ay boyunca oradaydım. ve geçirdiğimiz en rezil sezon olan, 2010-2011'in 2.yarısı takımdan uzak kalmayı değil, kendimi düşündüm. tabii ki her hafta rezil oyunlarımızı izledim, kahroldum ama uzak olmak iyi geldi açıkçası.
askerdeyken ben sami yen yıkıldı, ve arena'ya taşındık. bu arada da askerden döndükten sonra izmirde ilk işimi buldum, artık kendi paramı kazandığım için arena'ya meşhur süper final senesi adımımı attım;
(bkz: 5 kasım 2011 galatasaray mersin idman yurdu maçı)
yine galibiyet olmadı tabii , annemin bana senin yüzünden kazanamadık söylemlerini de çektim biraz. musleranın kurtardığı penaltı ve pegasus alt ile arena ile tanışmam gerçekleşti. açıkçası sami yen sonrası, arena bana güzel gelmeyen bir staddı. yani daha güzel ve iyi bir stad yapabilirdik diye düşünüyordum, ta ki stadı görene ve içine girene kadar..
ve harikulade, rakiplerimize adeta vura vura top oynayarak müthiş bir sezon geçirdik.
süper final geldi çattı. takım hocamızla ateş ediyor ve süper finalin ilk haftası inönü'de bjk galibiyeti sonrası şampiyonluğa bir adım yaklamış olarak fenerbahçe maçına şampi olmak için çıkıyorduk.
ama tabii ki rahat durmadım, annemin olur onayını ve * izni aldım ve yine bir 23 nisan tatilini fırsat bilerek arena'daki ilk derbime gittim;
(bkz: 22 nisan 2012 galatasaray fenerbahçe maç)
fazla yoruma uzun uzadıya anlatmaya gerek yok. olanları biliyorsunuz. hızlıca geçiyorum burayı.
2 gün sonra döndüm izmire. kadının ağzını bıçak açmıyor, hoşgeldin bile demeden ilk lafı;
"bir daha ben hayattayken galatasaray maçına gidersen sana analık sütümü helal etmem" oldu.
aslında haklıydı, bu sefer stoch değil golü ben atmıştım. ne desem boştu kendi cenabetliğime inanmaya başladım.
allahtan şampiyonluk geldi, sonraki sene çok güzel bir sinerji yakaladık.
ve 2013 mayısta ise yeni işim için istanbula taşındım. ve bu kadar yıllık galatasaray aşkından sonra kombine almasam olmazdı.
öncelikle durumu uzun uzadıya anlattım ve en sonunda başımda ekmek kırmaya ikna ettim, ve izniyle kombinemi aldım. o günden beri de tt arena’da doğu üstteyim. sami yen’i çok özlüyorum ama arena’yı da çok seviyorum.
sami yen'den yola çıktık, arena'yla devam ettik hikayemize, konu nereler geldi. son bir ukte ile bitireyim
belki merak etmişsiniz, annemin de arena ile tanışması aşağıdaki maç ile oldu ;
(bkz: 22 ekim 2016 galatasaray trabzonspor maçı)
arkadaşımın doğumgünü için sözüm vardı, kendi biletimi ona verdim, babama da bir bilet aldım. beraber gittiler. ve o sezonki cenabetliği ve başarısızlığı kendine bağlıyor :)
şimdi de tutturdu bir daha maça gelmem diye, ama en yakın zamanda ikna edip götüreceğim onu!
çok özlüyorum be sami yen'i....