6563
fatih terim'i getirdiği için taraftardan teşekkür bekliyormuş...
fatih terim'in milli takımdan ayrıldığı vakit, 26 temmuz 2017. demirören'le istifaydı, şuydu, buydu uzun uzadıya tartışmaya gerek yok. hocanın tamamen free agent olduğu vakit bu tarihten itibaren başladı. yani ayın 26'sında hoca milli takımla olan iş akdini sonlandırdıktan bir buçuk saat sonra falan gelip hasnun galip'te sözleşme imzalayabilirdi. fakat igor tudor o dönemki teknik patron olduğu için önce onun sözleşmesinin sonlandırılması gerekirdi.
geçtiğimiz gün başkan cengiz ve albayrak, trt spor'a çıkmışlardı. orada da kritik bir cümle kullandılar, "galatasaray'ın transferleri şişirilmiş rakamlarla gerçekleşti" gibilerinden. hatta bunu da bütçede net gider kalemi olarak göstermemek için, maç primi olarak sözleşmeye dahil etmişler. tam olarak net hatırlamıyorum cümleyi. ancak programı izleyenlerin hatırına gelecektir.
oyuncularla imzalanan şişirilmiş sözleşmeleri, idari ve teknik yönetişimsizliği, yönetici, futbolcu ve taraftar üçgenindeki iletişimsizliği, iki buçuk sezonda alınan facia skorları, riva ve florya'nın her geçen gün eriyip giden hasılatı - ki onu bile peşin olarak isteyip, gelecek çeki kırdırıp daha azın da daha azı bir miktara çekişini -, taraftarla pisuvarda transfer konuşmanı, ibrahimovic olayında taraftara nasıl da çiçek dağıtıp, sonradan hiçbir şey olmamış gibi yan çizmeni, listendeki yöneticilerin ahlaksızca galatasaray'ın telkinle maç skorunu bilerek aleyhine değiştirdiklerini söylemelerini, grosskreutz ve sigthorsson'a giden paraları, tarihimizde ilk kez aldığımız 'avrupa kupalarından men' cezasını, genel kurulda ve 2015'teki şampiyonkuk kutlamalarında aptal saptal bağırıp çağırmalarını, sırf bir futbolcuya kızdın diye sözleşmesini feshedip, ardından takıma dünya kadar para cezası getirmeni, oyunculara tam 7 ay ödeme yapmamanı, ndiaye transferi esnasında osmanlısporlu ve kendi yönetimin altındaki yönetici kılıklı diğer boş adamlara verdiğin primleri, aklıma getiriyorum.
daha bir sürü şey var, buradan devam edebilirsiniz: dursun aydın özbek belgeseli
en çok da wesley'i takımdan küstürüp, yaka paça takımdan gönderdiğini hatırlıyorum. insanın düşmanına yapmayacağı şeyi, takımın en değerli ve en çok sevilen iki oyuncusundan birisine karşı nasıl adice bir operasyon çektiğini hatırıma getiriyorum. getirdikçe de kahroluyorum.
ben 26 yaşındayım. hagi'yi izleyemedim. bugüne dek aldığım formaların arkasına yazdırdığım tek futbolcuydu o benim. yalnızca benim de değil, benim gibi nice galatasaray taraftarı var böyle. her sabah kalkıp kıyafet dolabımı açtığımda formasını görüyorum. unutmam mümkün değil.
ne bu dünyada, ne öte tarafta iki yakan bir araya gelmesin, galatasaray düşmanı. normal bir insan evladı, bu kadar çok istenmediği bir yerde insan içine çıkacak yüz bulamayacakken; hala kalkıp mabadından uydurduğun yalandan aptal saptal projelerle tekrar başkanlığa aday oluyorsun. bütün bunları tekrar yapmak için bir daha aday olmanın bizler nezdinde tek bir anlamı var, galatasaray'ın geleceğini baltalamak için birilerinin maşalığını yapmak. söylesene sen kimlerin adamısın?
sen şimdi diyorsun ki, fatih hoca'yı getirdiğim için teşekkür bekliyorum. esas sana fatih terim'i bu kadar geç takımın başına getirdin diye teessüf ediyorum. seni esefle, şiddetle kınıyorum.
daha fazlasını da malesef söyleyemiyorum.
fatih terim'in milli takımdan ayrıldığı vakit, 26 temmuz 2017. demirören'le istifaydı, şuydu, buydu uzun uzadıya tartışmaya gerek yok. hocanın tamamen free agent olduğu vakit bu tarihten itibaren başladı. yani ayın 26'sında hoca milli takımla olan iş akdini sonlandırdıktan bir buçuk saat sonra falan gelip hasnun galip'te sözleşme imzalayabilirdi. fakat igor tudor o dönemki teknik patron olduğu için önce onun sözleşmesinin sonlandırılması gerekirdi.
geçtiğimiz gün başkan cengiz ve albayrak, trt spor'a çıkmışlardı. orada da kritik bir cümle kullandılar, "galatasaray'ın transferleri şişirilmiş rakamlarla gerçekleşti" gibilerinden. hatta bunu da bütçede net gider kalemi olarak göstermemek için, maç primi olarak sözleşmeye dahil etmişler. tam olarak net hatırlamıyorum cümleyi. ancak programı izleyenlerin hatırına gelecektir.
oyuncularla imzalanan şişirilmiş sözleşmeleri, idari ve teknik yönetişimsizliği, yönetici, futbolcu ve taraftar üçgenindeki iletişimsizliği, iki buçuk sezonda alınan facia skorları, riva ve florya'nın her geçen gün eriyip giden hasılatı - ki onu bile peşin olarak isteyip, gelecek çeki kırdırıp daha azın da daha azı bir miktara çekişini -, taraftarla pisuvarda transfer konuşmanı, ibrahimovic olayında taraftara nasıl da çiçek dağıtıp, sonradan hiçbir şey olmamış gibi yan çizmeni, listendeki yöneticilerin ahlaksızca galatasaray'ın telkinle maç skorunu bilerek aleyhine değiştirdiklerini söylemelerini, grosskreutz ve sigthorsson'a giden paraları, tarihimizde ilk kez aldığımız 'avrupa kupalarından men' cezasını, genel kurulda ve 2015'teki şampiyonkuk kutlamalarında aptal saptal bağırıp çağırmalarını, sırf bir futbolcuya kızdın diye sözleşmesini feshedip, ardından takıma dünya kadar para cezası getirmeni, oyunculara tam 7 ay ödeme yapmamanı, ndiaye transferi esnasında osmanlısporlu ve kendi yönetimin altındaki yönetici kılıklı diğer boş adamlara verdiğin primleri, aklıma getiriyorum.
daha bir sürü şey var, buradan devam edebilirsiniz: dursun aydın özbek belgeseli
en çok da wesley'i takımdan küstürüp, yaka paça takımdan gönderdiğini hatırlıyorum. insanın düşmanına yapmayacağı şeyi, takımın en değerli ve en çok sevilen iki oyuncusundan birisine karşı nasıl adice bir operasyon çektiğini hatırıma getiriyorum. getirdikçe de kahroluyorum.
ben 26 yaşındayım. hagi'yi izleyemedim. bugüne dek aldığım formaların arkasına yazdırdığım tek futbolcuydu o benim. yalnızca benim de değil, benim gibi nice galatasaray taraftarı var böyle. her sabah kalkıp kıyafet dolabımı açtığımda formasını görüyorum. unutmam mümkün değil.
ne bu dünyada, ne öte tarafta iki yakan bir araya gelmesin, galatasaray düşmanı. normal bir insan evladı, bu kadar çok istenmediği bir yerde insan içine çıkacak yüz bulamayacakken; hala kalkıp mabadından uydurduğun yalandan aptal saptal projelerle tekrar başkanlığa aday oluyorsun. bütün bunları tekrar yapmak için bir daha aday olmanın bizler nezdinde tek bir anlamı var, galatasaray'ın geleceğini baltalamak için birilerinin maşalığını yapmak. söylesene sen kimlerin adamısın?
sen şimdi diyorsun ki, fatih hoca'yı getirdiğim için teşekkür bekliyorum. esas sana fatih terim'i bu kadar geç takımın başına getirdin diye teessüf ediyorum. seni esefle, şiddetle kınıyorum.
daha fazlasını da malesef söyleyemiyorum.