15156
türkiye liginin büyük ! maçlarında (başakşehir, bjk, fenerbahçe, trabzon vs) orta sahayı geçemeyen, tırı vırısın sen saint benoit gibi oynayan bir takıma sahiptik.
genel kurul ihtiyar kurulu, kulübün tüm varlıklarının banka borçlarının kapanacağı zannıyla satışına icazet vermişti. (geleceği söylenen paralar olsa olsa finans kurumlarının faizlerine yetecek, ana para borcunun bitmesi mümkün olmayacaktı)
taraftar fanlar diye ötelenmekte, sevgisi ve parası sağılmaktaydı.
şuydu buydu durum hiç iyi gitmiyor, başarısızlık doğuran bir sistemden bir başarı çıkmaz filan derken, kebapçı basan adam milli takımdan kovuldu :)
boşta dururken zaten gelmez, böyle gelmez, devre arası veya bu yönetimle gelmez denirken birden nerede kakmıştık dedi :)
şunu yapar, bunu yapar, bizim başarılarımızın %30* 'udur gibi bir tanıma gerek yok. zaten yapar.
gaz veriyor, bu devirde gaz veya sürekli pres ve saldırarak top oynamak mümkün değil ekolü ise ayrı bambaşka bir konu. rüştü, oğuz, rıdvan, aykut, gfb, 12org'a bu ekol ziyadesi ile yakışmakta. özellikle aykut kocamam hoca milli takımdan kovulsun diye hocanın sistemi ile güya dalga geçen bir seri açıklama yaptı. halbuki jurgen klopp "topu geri kazanmak için en uygun zaman takımınızın topu kaybettiği andır. çünkü rakip hala oyunu kurmak için nasıl pas yapacağını düşünüyordur." derken gazman fatih terim'in oyun anlayışını hocadan tam 15 yıl sonra açıklamıştı.
esasında hoca hakkında yazmak istediğim konu çok başka ve derin ! bir konu idi; sinan gümüş.
sinan gümüş gibi aymaz, çalışmaz, akmaz, kokmaz bir adamımız var(dı). son iki maçtır pres yaptığını gördüm.
itiraf ediyorum hala sinan'dan ümidim yok ama imkansız işte böyle başlamakta.
not; hoş geldin hocam. bir daha gitme. kovulursan florya'dan çıkma. kovulmak için bahane verme. telefonların açık olsun, milli takıma da, yurt dışına da gitme. bizde başarısızlığın değil başarının cezalandırıldığını sakın unutma.
kebapçıyı bile sevmeye başladım.
*
genel kurul ihtiyar kurulu, kulübün tüm varlıklarının banka borçlarının kapanacağı zannıyla satışına icazet vermişti. (geleceği söylenen paralar olsa olsa finans kurumlarının faizlerine yetecek, ana para borcunun bitmesi mümkün olmayacaktı)
taraftar fanlar diye ötelenmekte, sevgisi ve parası sağılmaktaydı.
şuydu buydu durum hiç iyi gitmiyor, başarısızlık doğuran bir sistemden bir başarı çıkmaz filan derken, kebapçı basan adam milli takımdan kovuldu :)
boşta dururken zaten gelmez, böyle gelmez, devre arası veya bu yönetimle gelmez denirken birden nerede kakmıştık dedi :)
şunu yapar, bunu yapar, bizim başarılarımızın %30* 'udur gibi bir tanıma gerek yok. zaten yapar.
gaz veriyor, bu devirde gaz veya sürekli pres ve saldırarak top oynamak mümkün değil ekolü ise ayrı bambaşka bir konu. rüştü, oğuz, rıdvan, aykut, gfb, 12org'a bu ekol ziyadesi ile yakışmakta. özellikle aykut kocamam hoca milli takımdan kovulsun diye hocanın sistemi ile güya dalga geçen bir seri açıklama yaptı. halbuki jurgen klopp "topu geri kazanmak için en uygun zaman takımınızın topu kaybettiği andır. çünkü rakip hala oyunu kurmak için nasıl pas yapacağını düşünüyordur." derken gazman fatih terim'in oyun anlayışını hocadan tam 15 yıl sonra açıklamıştı.
esasında hoca hakkında yazmak istediğim konu çok başka ve derin ! bir konu idi; sinan gümüş.
sinan gümüş gibi aymaz, çalışmaz, akmaz, kokmaz bir adamımız var(dı). son iki maçtır pres yaptığını gördüm.
itiraf ediyorum hala sinan'dan ümidim yok ama imkansız işte böyle başlamakta.
not; hoş geldin hocam. bir daha gitme. kovulursan florya'dan çıkma. kovulmak için bahane verme. telefonların açık olsun, milli takıma da, yurt dışına da gitme. bizde başarısızlığın değil başarının cezalandırıldığını sakın unutma.
kebapçıyı bile sevmeye başladım.
*