14940
feghouli güçsüz, belhanda gamsız, gomis hantal, muslera kova, maicon ağır, mariano formsuz, fernando sakat... böyle uzar gider liste. bir takımda, aynı anda, bu kadar sıkıntılı oyuncu var sorun teknik direktördedir. bu çok net. tudor için de aynısını söylemiştim.
sorun şu: fatih terim kadro kurarken "ne derler?" diyerek hareket ediyor. istiyor ki kendisi şampiyon yapmış olsun. takımdaki oyuncular kim olursa olsun terim varsa sorun yok zannediyor. o geçmişte kaldı. artık en kötü anadolu takımının bile sen saçma sapan işler yaptığında ceza kesebilecek 2-3 tane oyuncusu var.
mariano, feghouli, belhanda gibi adamlarla itişiyor. gomis'i yedek bırakıyor. bu adamlara disiplin şov yapan terim, selçuk efendi her duran topun içine edip hala daha her duran topun başına koştuğunda sus pus oluyor. sinan sıçıp sıvadığında alkışlıyor. yasin takımı katlettiğinde sırtını sıvazlıyor.
neden? bu adamlar prensi olduğu için filan değil. çünkü takımı kuran tudor bu adamları bir kenara atmıştı. şimdi ise terim bu adamlarla başarılı olmak istiyor. saçma bir şekilde tudor'la itişiyor. tudor'un aldırdığı adamlara kan kustururken kenara atılmışlara el uzatıp "bakın terim yaptı işte" dedirtmek istiyor.
bunlar galatasaray'ın faydasına değil, zararınadır. kadroda adalet sahada gösterilen çabaya göre sağlanmaz. kaliteye göre sağlanır. kaliteli olan oynar. sen selçuk'a, yasin'e, sinan'a, tolga'ya, eren'e, linnes'e, donk'a gösterdiğin sabrı önce as oyuncuna göstereceksin. önce feghouli belhanda, mariano, gomis, fernando, maicon, muslera'ya karşı anlayışlı olacaksın. bu adamları tek maçla kesip beceriksizlere sahne aldırırsan hem takımı sabote edersin hem de kaliteli oyuncuların moralini bozarsın.
işin kötüsü terim hataları yüzünden kaybettikçe daha da inatlaşıp hatalarını ısrarla yapan bir kimliğe bürünüyor. inat ediyor. "ben yaptım, olacak" diyor. diyemez. ama diyor işte. yönetim de sağolsun attı terim'i öne, arka planda müfettişlik yapıyor. galatasaray'ın başkanı dururken profesyonel yöneticisi abdürrahim albayrak çıkıp mızık mızık açıklamalar yapıyor.
bakın adım gibi eminim, şampiyon olsak da olmasak da, sezon sonu feghouli belhanda, mariano, maicon ve gomis'i göndertecek terim. ilk işi bu olacak. bunun altına da "mali sorunlar" sosu serpilecek. sonra da selçuk, yasin ve donk'la sözleşme yapılırken "her oyuncuyu gönderemeyiz" palavrası sıkılacak. sonra gelsin genç güney amerikalılar. saçma sapan transferler. sıfırdan takım kurmalar.
terim'i bu yüzden hiç istemiyordum ben. ama bu sefer "ya artık akıllanmıştır" dedim. ama yok. 65 yaşına gelmiş, türkiye'nin en kariyerli teknik direktörü olmuş fatih terim hala daha yel değirmenleriyle savaşıyor. kendisine gerçekte olmayan düşmanlar yaratıp onlarla inatlaşıyor. kaybettikçe daha fazla sinirleniyor, daha fazla inatlaşıyor. bu bir kısır döngü terim için. torun torba sahibi olmuş, muhtemelen türk teknik direktörler arasında yakalanamayacak bir kariyere sahip olmuş, paranın dibine vurmuş, şöhretin kralını yaşamış fatih terim hala daha abuk subuk egolarına mahkum oluyor.
sorun şu: fatih terim kadro kurarken "ne derler?" diyerek hareket ediyor. istiyor ki kendisi şampiyon yapmış olsun. takımdaki oyuncular kim olursa olsun terim varsa sorun yok zannediyor. o geçmişte kaldı. artık en kötü anadolu takımının bile sen saçma sapan işler yaptığında ceza kesebilecek 2-3 tane oyuncusu var.
mariano, feghouli, belhanda gibi adamlarla itişiyor. gomis'i yedek bırakıyor. bu adamlara disiplin şov yapan terim, selçuk efendi her duran topun içine edip hala daha her duran topun başına koştuğunda sus pus oluyor. sinan sıçıp sıvadığında alkışlıyor. yasin takımı katlettiğinde sırtını sıvazlıyor.
neden? bu adamlar prensi olduğu için filan değil. çünkü takımı kuran tudor bu adamları bir kenara atmıştı. şimdi ise terim bu adamlarla başarılı olmak istiyor. saçma bir şekilde tudor'la itişiyor. tudor'un aldırdığı adamlara kan kustururken kenara atılmışlara el uzatıp "bakın terim yaptı işte" dedirtmek istiyor.
bunlar galatasaray'ın faydasına değil, zararınadır. kadroda adalet sahada gösterilen çabaya göre sağlanmaz. kaliteye göre sağlanır. kaliteli olan oynar. sen selçuk'a, yasin'e, sinan'a, tolga'ya, eren'e, linnes'e, donk'a gösterdiğin sabrı önce as oyuncuna göstereceksin. önce feghouli belhanda, mariano, gomis, fernando, maicon, muslera'ya karşı anlayışlı olacaksın. bu adamları tek maçla kesip beceriksizlere sahne aldırırsan hem takımı sabote edersin hem de kaliteli oyuncuların moralini bozarsın.
işin kötüsü terim hataları yüzünden kaybettikçe daha da inatlaşıp hatalarını ısrarla yapan bir kimliğe bürünüyor. inat ediyor. "ben yaptım, olacak" diyor. diyemez. ama diyor işte. yönetim de sağolsun attı terim'i öne, arka planda müfettişlik yapıyor. galatasaray'ın başkanı dururken profesyonel yöneticisi abdürrahim albayrak çıkıp mızık mızık açıklamalar yapıyor.
bakın adım gibi eminim, şampiyon olsak da olmasak da, sezon sonu feghouli belhanda, mariano, maicon ve gomis'i göndertecek terim. ilk işi bu olacak. bunun altına da "mali sorunlar" sosu serpilecek. sonra da selçuk, yasin ve donk'la sözleşme yapılırken "her oyuncuyu gönderemeyiz" palavrası sıkılacak. sonra gelsin genç güney amerikalılar. saçma sapan transferler. sıfırdan takım kurmalar.
terim'i bu yüzden hiç istemiyordum ben. ama bu sefer "ya artık akıllanmıştır" dedim. ama yok. 65 yaşına gelmiş, türkiye'nin en kariyerli teknik direktörü olmuş fatih terim hala daha yel değirmenleriyle savaşıyor. kendisine gerçekte olmayan düşmanlar yaratıp onlarla inatlaşıyor. kaybettikçe daha fazla sinirleniyor, daha fazla inatlaşıyor. bu bir kısır döngü terim için. torun torba sahibi olmuş, muhtemelen türk teknik direktörler arasında yakalanamayacak bir kariyere sahip olmuş, paranın dibine vurmuş, şöhretin kralını yaşamış fatih terim hala daha abuk subuk egolarına mahkum oluyor.