14301
4. dönemine galibiyetle başlamış hocamız.
içeride neler olduğunu bilmesem de hocanın son ayrılığında tek suçlunun kendisi olduğuna inanmıyorum. ama tabi tüpçüyle o pozlarını görünce yıkılmıştım. aldatılmış gibi hissetmiştim. çok kırgın ve kızgındım.
21 aralık 2017 akşamı saat 23 gibi yatmıştım ama bi türlü uyuyamadım. telefonuma haber bildirimi geldi, kalkmadım fenerbahçe doğuş’un maç sonucudur diye düşünerek. sonra bir bildirim daha, ardından bir tane daha. önemli birşey heralde diye kalktım baktım, fatih terim’in o tweet’ini görünce “yok artık” dedim içimden, bi yandan da aptal bir gülümseme aldı beni.
hemen açtım televizyonu, ne kadar canlı bağlantı vs varsa gece 01.00’e kadar izledim. ne kadar kızgınlık hissetsem de baya sevinmiştim.
haberi duyunca da, ertesi gün hocanın basın toplantısını izlerken de sevincin ve heyecanın yanında içimde biraz burukluk hissediyorum. mevcut şartlarda kendisinden başka bir adayın adı dahi telaffuz edilemezdi, o yüzden gelmesi çok doğruydu. son yıllarda büyüklüğümüz o kadar yara aldı, o kadar ezdiler ki bizi, böyle büyük bir lidere ihtiyacımız olduğu aşikardı.
ancak o poz, gözümün önünde gitmiyor bir türlü. bi açıklama yapsa da unuttursa keşke herşeyi diyorum ama ne diyebilir, ne unutturabilir bilmiyorum. yaptığı şarkıları çok begenmem ama gökhan özen’in bir şarkısında geçen söz yaşanılan bu durumu güzel özetliyor bence: kızgınlıklar geçer, kırgınlıklar asla.
bir fotoğraf yüzünden kendisine sırt çevirecek değilim tabi ki, hoca bizim şu anda yaşayan en büyük efsanelerimizden bir tanesi. ve fatih terim demek güç demek, başarı demek, hırs demek, coşku&heyecan demek. bunları son yıllarda oldukça unuttuk, unutturdular bize.
hocayla birlikte tekrar ayağa kalkma vakti artık. geldiği günden bu yana da hoca babacan, kucaklayıcı ve ne yapacağını çok iyi bilen bir ruh halinde görünüyor ki bizim de en ihtiyacımız olan şeyler bunlar.
yalnız 24 aralık 2017 galatasaray göztepe maçı gösterdi ki sezonun ikinci yarısında sadece rakibimizle uğraşmayacağız. hakemlerin de bize karşı zaten hoş olmayan tavırları, hocanın gelmesiyle birlikte daha da artacak. yaşar kemal uğurlu beğendiğim ve gelecek vaadeden hakemlerdendir ancak kötü bir maç yönetti. umarım bunun devamı gelmez ama sezonun devamında çok daha dikkatli ve birlik içerisinde olmak zorundayız.
attığın bir tweet’le gecenin bir vakti yüzümüzü güldürecek, çocuk gibi heyecanlandıracak kadar seviliyorsun. bir tweet’le kızgınlığımızı unutturuyorsun. passolig’e karşı olan bana acaba alsam mı dedirtiyorsun.
sezon sonunda o kupanın senin ellerinde kalkması dileğiyle.
yuvana 4. kez hoşgeldin hocam. umarım bir kez daha ayrılmak zorunda kalmayız…
içeride neler olduğunu bilmesem de hocanın son ayrılığında tek suçlunun kendisi olduğuna inanmıyorum. ama tabi tüpçüyle o pozlarını görünce yıkılmıştım. aldatılmış gibi hissetmiştim. çok kırgın ve kızgındım.
21 aralık 2017 akşamı saat 23 gibi yatmıştım ama bi türlü uyuyamadım. telefonuma haber bildirimi geldi, kalkmadım fenerbahçe doğuş’un maç sonucudur diye düşünerek. sonra bir bildirim daha, ardından bir tane daha. önemli birşey heralde diye kalktım baktım, fatih terim’in o tweet’ini görünce “yok artık” dedim içimden, bi yandan da aptal bir gülümseme aldı beni.
hemen açtım televizyonu, ne kadar canlı bağlantı vs varsa gece 01.00’e kadar izledim. ne kadar kızgınlık hissetsem de baya sevinmiştim.
haberi duyunca da, ertesi gün hocanın basın toplantısını izlerken de sevincin ve heyecanın yanında içimde biraz burukluk hissediyorum. mevcut şartlarda kendisinden başka bir adayın adı dahi telaffuz edilemezdi, o yüzden gelmesi çok doğruydu. son yıllarda büyüklüğümüz o kadar yara aldı, o kadar ezdiler ki bizi, böyle büyük bir lidere ihtiyacımız olduğu aşikardı.
ancak o poz, gözümün önünde gitmiyor bir türlü. bi açıklama yapsa da unuttursa keşke herşeyi diyorum ama ne diyebilir, ne unutturabilir bilmiyorum. yaptığı şarkıları çok begenmem ama gökhan özen’in bir şarkısında geçen söz yaşanılan bu durumu güzel özetliyor bence: kızgınlıklar geçer, kırgınlıklar asla.
bir fotoğraf yüzünden kendisine sırt çevirecek değilim tabi ki, hoca bizim şu anda yaşayan en büyük efsanelerimizden bir tanesi. ve fatih terim demek güç demek, başarı demek, hırs demek, coşku&heyecan demek. bunları son yıllarda oldukça unuttuk, unutturdular bize.
hocayla birlikte tekrar ayağa kalkma vakti artık. geldiği günden bu yana da hoca babacan, kucaklayıcı ve ne yapacağını çok iyi bilen bir ruh halinde görünüyor ki bizim de en ihtiyacımız olan şeyler bunlar.
yalnız 24 aralık 2017 galatasaray göztepe maçı gösterdi ki sezonun ikinci yarısında sadece rakibimizle uğraşmayacağız. hakemlerin de bize karşı zaten hoş olmayan tavırları, hocanın gelmesiyle birlikte daha da artacak. yaşar kemal uğurlu beğendiğim ve gelecek vaadeden hakemlerdendir ancak kötü bir maç yönetti. umarım bunun devamı gelmez ama sezonun devamında çok daha dikkatli ve birlik içerisinde olmak zorundayız.
attığın bir tweet’le gecenin bir vakti yüzümüzü güldürecek, çocuk gibi heyecanlandıracak kadar seviliyorsun. bir tweet’le kızgınlığımızı unutturuyorsun. passolig’e karşı olan bana acaba alsam mı dedirtiyorsun.
sezon sonunda o kupanın senin ellerinde kalkması dileğiyle.
yuvana 4. kez hoşgeldin hocam. umarım bir kez daha ayrılmak zorunda kalmayız…