5715
değişen dünyayla birlikte en iyilere sıkça tanık olabilen taraftardır.
eskiden en iyileri dünya kupasında, avrupa şampiyonasında falan izlermiş insanlar. babam maradona'yı dünya kupasında izlemiş. napoli'de değil. dayım yine benim en beğendiğim orta sahalardan effenberg'i yanlış bilmiyorsam 94 dünya kupasında izlemiş. bayern'de değil. eskiden yıldızlar, iyi futbolcular falan "en iyilerin" seçildiği milli takımlarda izleniyordu.
şu an hepimiz endonezya ligi maç özetleri yazarak o ligi dahi izleyebiliriz. meraklısı tüm maçların kayıtlarını dahi bulur. teknoloji, erişilebilirlik üst düzeyde. taraftar artık neymar'a, messi'ye, kante'ye, neuer'e 2 veya 4 senede bir değil, hemen her gün erişebiliyor. gördüğü en iyilerin ulaşılabilir olduğunun farkında. taraftar artık hem en iyiyi istiyor, hem de en iyi olacakları. rennes'den çıkan ousmane dembele niye galatasaray'dan çıkamasın? en iyi kaleci niye burada olmasın? taraftar artık en iyilere ulaşabildiğinden, en iyiye sıkça maruz kaldığından, en iyiye yabancı olmadığından en iyisini istiyor. o yüzden muslera'nın yan topu, belhanda'nın dalgınlıkları v.s. olması gerekenden fazla eleştiriliyor bazen.
artık messi'yi istemesem bile twitter'da, facebook'ta, galatasaray sözlük'te, ekşi sözlük'te v.s. sıkça görüyorum. en iyiler benim için çok ulaşılmaz yerlerde değil. onlar tanrı değil. 2 veya 4 senede bir izleyebileceğim ilahlar değil. sadece çok iyi futbolcular ve onlara sıkça maruz kalmak, taraftarlarda da beklentileri yükseltiyor zannımca. bu zararlı mı, yararlı mı farklı yorumlar yapılabilir. ancak endüstriyel futbolda taraftarı müşteri yapanlar, taraftara istediğini de vermek zorunda demek yanlış olmaz. yine de, realizmi pek elden bırakmamak gerek. büyük hayaller kurup, realist çözümlerle o hayallere ulaşma çabasında olmalı bence insan.
eskiden en iyileri dünya kupasında, avrupa şampiyonasında falan izlermiş insanlar. babam maradona'yı dünya kupasında izlemiş. napoli'de değil. dayım yine benim en beğendiğim orta sahalardan effenberg'i yanlış bilmiyorsam 94 dünya kupasında izlemiş. bayern'de değil. eskiden yıldızlar, iyi futbolcular falan "en iyilerin" seçildiği milli takımlarda izleniyordu.
şu an hepimiz endonezya ligi maç özetleri yazarak o ligi dahi izleyebiliriz. meraklısı tüm maçların kayıtlarını dahi bulur. teknoloji, erişilebilirlik üst düzeyde. taraftar artık neymar'a, messi'ye, kante'ye, neuer'e 2 veya 4 senede bir değil, hemen her gün erişebiliyor. gördüğü en iyilerin ulaşılabilir olduğunun farkında. taraftar artık hem en iyiyi istiyor, hem de en iyi olacakları. rennes'den çıkan ousmane dembele niye galatasaray'dan çıkamasın? en iyi kaleci niye burada olmasın? taraftar artık en iyilere ulaşabildiğinden, en iyiye sıkça maruz kaldığından, en iyiye yabancı olmadığından en iyisini istiyor. o yüzden muslera'nın yan topu, belhanda'nın dalgınlıkları v.s. olması gerekenden fazla eleştiriliyor bazen.
artık messi'yi istemesem bile twitter'da, facebook'ta, galatasaray sözlük'te, ekşi sözlük'te v.s. sıkça görüyorum. en iyiler benim için çok ulaşılmaz yerlerde değil. onlar tanrı değil. 2 veya 4 senede bir izleyebileceğim ilahlar değil. sadece çok iyi futbolcular ve onlara sıkça maruz kalmak, taraftarlarda da beklentileri yükseltiyor zannımca. bu zararlı mı, yararlı mı farklı yorumlar yapılabilir. ancak endüstriyel futbolda taraftarı müşteri yapanlar, taraftara istediğini de vermek zorunda demek yanlış olmaz. yine de, realizmi pek elden bırakmamak gerek. büyük hayaller kurup, realist çözümlerle o hayallere ulaşma çabasında olmalı bence insan.