220
bize ve tum takimlara uygulanan temel kisitlama 3 yilda 30 milyon euro`dan fazla zarar etmemek. kisaca gelirlerinizle giderleriniz dengeli olmali. bizim sorunlu oldugumuz zamanlarda bize 65 milyon euro maas butcesi kisitinin konmasi, aslinda sunun kibarca ifadesidir: "siz elinizdeki gelire gore ne kadar maas vermeniz gerektigini bile hesaplayamayacak kadar berbat yoneticilersiniz, o yuzden sizin yerinize butce planlamasini da biz yapiyoruz. sizin ortalama 100 m geliriniz olduguna gore 65ten fazla maas vermemelisiniz. salak misiniz kardesim siz?"
diger yandan bizim gelir gider dengesinin bir turlu tutmamasinin en buyuk sebebi faiz odemelerimizin asiri derecede yuksek olmasiydi. keza borclarimizin onemli bir kisminin doviz cinsinden olmasi, faize ek olarak her kur artisinda toplam borcumuzun da artmasina ve bu da gider olarak yazildigindan gelir gider dengesinin daha da sapitmasina sebep oluyordu. riva florya arazilerinin projelendirmesinden gelen nakit, kulup tarafindan sermaye avansi olarak sirkete aktarildi ve sermaye artirimi sureci baslatildi. bu sekilde borclar olabildigince azaltilip faiz yukunun tasinabilir seviyeye gelmesi hedefleniyor olsa gerek. buna karsilik, faiz yukunu azaltsak bile, bilancolari inceleyen herkesin gorebilecegi gibi, ki bu bilancolar kap'in sitesi uzerinden kamuoyuna aciktir, zarar etmemizin tek sebebi faiz degildi. biz faaliyet zarari veriyoruz. dolayisiyla giderlerimizi de biraz kismamiz ve elbette gelirlerimizi artirmamiz gerekiyor. cl'de oynadigimiz 2015-2016'da yanlis hatirlamiyorsam faaliyet zararimiz yoktu ama avrupa'da olmadigimiz gecen sezon bu kalem oldukca yuksekti. keza bu sezon da avrupa'dan temmuzda elenmenin bir sonucu olarak 40-50 milyon tl civarinda gelir kaybimiz var, bu sartlar altinda gelir gider dengesini toparlamamiz da zor gorunuyor.
bizim son uc yili toplarsak ulastigimiz zarar rakami 30 milyonun cok cok cok uzerinde, yilda ortalama 30 milyon euro zarar ediyoruz zaten. bu sartlar altinda uefa'yla yeni bir anlasma kacinilmaz gorunuyor. bu anlasma bizim 3 yilda toplam 30 milyon euro zarar kisitina belirli bir surec icinde ulasmamizi planlayacak. bu planlamanin ilk asamasi buyuk ihtimalle ilk yil 20 milyon, ikinci yil 10 milyon seklinde yillik zarar kisitlari olacak. keza bonservis gelirinden fazla bonservis harcamasi yapamama gibi kisitlarin da eklenmesi mumkun. bu tarz anlasmalarin birer ornegini fenerbahce ve besiktas'ta gorebiliriz. ama boyle bir anlasmaya girisilmese bile galatasaray'in yilda 10 milyon euro'dan fazla zarar etmeyecek bir yapiyi disaridan zorlanmasa dahi kurmasi gerekiyor. nihayetinde aksi takdirde her degerlendirmeye girdigimizde ipin ucunda olacagiz.
butun bunlar ortadayken bu sezon 65 milyon euro maas kisitinin olmamasi sadece kagit uzerindeki bir durumdur. biz gelirlerimizi 150'ye cikaramadigimiza gore bu sezon ve her sezon 65, hatta hesaplari incelersek 60-55 civarinda bir maas limitimiz zaten dogal olarak ortaya cikmaktadir. tabi bunun kafamiza kafamiza uefa cekiciyle vurulan kisittan farki uc asagi bes yukari esnekliginin yoneticilere taninmis olmasidir. elbette bu esnekligi idare eden yoneticilerimizin sadece sportif yonetim alaninda niteliksiz insanlar degil, bu buyuklukte halka acik sirket yonetme tecrubesinden yoksun esnaf irisi turizmciler olmasi ne yazik ki biraz dusundurucu. gercekci olmak gerekirse galatasaray spor kulubu dernegi'nde, galatasaray sportif a.s.'nin ulastigi buyuklugu yonetme kapasitesini ortaya koyabilecek insan kaynagi bana kalirsa yok, en iyimser ihtimalle cok kisitli.
nihayetinde finansal fair play cok basit bicimde ayagini yorganina gore uzatmaktir, ve elbette ffp insanin ustune yakisani, butcesine de uygunsa giymesidir.
diger yandan bizim gelir gider dengesinin bir turlu tutmamasinin en buyuk sebebi faiz odemelerimizin asiri derecede yuksek olmasiydi. keza borclarimizin onemli bir kisminin doviz cinsinden olmasi, faize ek olarak her kur artisinda toplam borcumuzun da artmasina ve bu da gider olarak yazildigindan gelir gider dengesinin daha da sapitmasina sebep oluyordu. riva florya arazilerinin projelendirmesinden gelen nakit, kulup tarafindan sermaye avansi olarak sirkete aktarildi ve sermaye artirimi sureci baslatildi. bu sekilde borclar olabildigince azaltilip faiz yukunun tasinabilir seviyeye gelmesi hedefleniyor olsa gerek. buna karsilik, faiz yukunu azaltsak bile, bilancolari inceleyen herkesin gorebilecegi gibi, ki bu bilancolar kap'in sitesi uzerinden kamuoyuna aciktir, zarar etmemizin tek sebebi faiz degildi. biz faaliyet zarari veriyoruz. dolayisiyla giderlerimizi de biraz kismamiz ve elbette gelirlerimizi artirmamiz gerekiyor. cl'de oynadigimiz 2015-2016'da yanlis hatirlamiyorsam faaliyet zararimiz yoktu ama avrupa'da olmadigimiz gecen sezon bu kalem oldukca yuksekti. keza bu sezon da avrupa'dan temmuzda elenmenin bir sonucu olarak 40-50 milyon tl civarinda gelir kaybimiz var, bu sartlar altinda gelir gider dengesini toparlamamiz da zor gorunuyor.
bizim son uc yili toplarsak ulastigimiz zarar rakami 30 milyonun cok cok cok uzerinde, yilda ortalama 30 milyon euro zarar ediyoruz zaten. bu sartlar altinda uefa'yla yeni bir anlasma kacinilmaz gorunuyor. bu anlasma bizim 3 yilda toplam 30 milyon euro zarar kisitina belirli bir surec icinde ulasmamizi planlayacak. bu planlamanin ilk asamasi buyuk ihtimalle ilk yil 20 milyon, ikinci yil 10 milyon seklinde yillik zarar kisitlari olacak. keza bonservis gelirinden fazla bonservis harcamasi yapamama gibi kisitlarin da eklenmesi mumkun. bu tarz anlasmalarin birer ornegini fenerbahce ve besiktas'ta gorebiliriz. ama boyle bir anlasmaya girisilmese bile galatasaray'in yilda 10 milyon euro'dan fazla zarar etmeyecek bir yapiyi disaridan zorlanmasa dahi kurmasi gerekiyor. nihayetinde aksi takdirde her degerlendirmeye girdigimizde ipin ucunda olacagiz.
butun bunlar ortadayken bu sezon 65 milyon euro maas kisitinin olmamasi sadece kagit uzerindeki bir durumdur. biz gelirlerimizi 150'ye cikaramadigimiza gore bu sezon ve her sezon 65, hatta hesaplari incelersek 60-55 civarinda bir maas limitimiz zaten dogal olarak ortaya cikmaktadir. tabi bunun kafamiza kafamiza uefa cekiciyle vurulan kisittan farki uc asagi bes yukari esnekliginin yoneticilere taninmis olmasidir. elbette bu esnekligi idare eden yoneticilerimizin sadece sportif yonetim alaninda niteliksiz insanlar degil, bu buyuklukte halka acik sirket yonetme tecrubesinden yoksun esnaf irisi turizmciler olmasi ne yazik ki biraz dusundurucu. gercekci olmak gerekirse galatasaray spor kulubu dernegi'nde, galatasaray sportif a.s.'nin ulastigi buyuklugu yonetme kapasitesini ortaya koyabilecek insan kaynagi bana kalirsa yok, en iyimser ihtimalle cok kisitli.
nihayetinde finansal fair play cok basit bicimde ayagini yorganina gore uzatmaktir, ve elbette ffp insanin ustune yakisani, butcesine de uygunsa giymesidir.